Pazartesi, Türkiye siyaset tarihinin en önemli davası için gözlerimiz, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olacak! Özgür Özel ve kurmayları o gün nerede olurlar bilmiyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki ofisi, tarihinin en kalabalık ve en heyecanlı saatlerini yaşayacak o gün…
Aynı soruyu, “Kemal Kılıçdaroğlu ne istiyor?” diye de çevirebiliriz aslında…
Cevap, “Bana ait bir CHP” mi?
Peki, ne uğruna?
Aslına bakarsanız, tam da, “Elde herhangi bir somut delil yok, ama çokça spekülasyon, ondan da çok, siyasi çıkar analizleri var” diyecektim ama, o sırada Erdoğan’ın, Kemal Kılıçdaroğlu için söyledikleri düştü gündeme… “13 yıl boyunca önünde ceket ilikledikleri bir kişiye bugün yapılanları görmek, gerçekten de düşündürücü… Üzülmemek, utanmamak elde değil!”
CHP’nin, şu an kaynayan bir kazan olduğunu varsayarsak, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu için sarf ettiği bu sözleri nazik birer siyasi yorum olarak alma iyimserliğine girsek mi, yoksa o kaynayan kazanın altına yeni odunlar yerleştirdiğini mi düşünsek?
Süreci giderek daha garip bir hale getiren şey sadece Erdoğan’ın sözleri değil…
İktidara yakın gazetelerin manşetlerinden de okuduk Kılıçdaroğlu’nu, söylemlerini, “Bay Kemal’in ayak sesleri” başlığı altında! Bir diğeri, “Kılıçdaroğlu: 30 Haziran’dan sonra görüşelim” derken, göze çarpan sonuncusu ise “Geliyor, Kemal Kılıçdaroğlu” puntolarını fısıldadı usulca!
30 Haziran 2025 tarihi, anlaşılan o ki, Ankara’da çok şeyi değiştirecek… Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek CHP Kurultayı İptal Davası, CHP için de ana muhalefetin bundan sonraki yol haritası için de çok şeyi güncelleyecek…
Herkesin çok sormadığını en baştan soralım o zaman;
30 Haziran’da ‘mutlak butlan’ kararı çıkarsa, CHP’de istifalar yaşanır mı? Bugüne kadar Özgür Özel’in yanında duranlar, aksi bir kararda, direksiyonu sert bir şekilde kırar ve karara da Kılıçdaroğlu’na da sırtlarını dönerek, olay yerini terk eder mi? Peki ya il başkanları? Özgür Özel’in isteğiyle, “siz nereye biz oraya” dedirtilen 81 ilin yöneticileri? Onlar, bu kadar sert ve kesin kelimelerle konuşmuşken, “bizim için buraya kadarmış” derler mi? O güne kadar ki tüm siyasi birikimlerini terk edip, kendilerini sıfırlayacak bir kararın altına imza atarlar mı?
Sadece onlar da değil…
Belediye başkanları, parti meclisi üyeleri ve…
Sorular çok olmasına çok da hepimizin gerçeği ortak gibi…
30 Haziran 2025 tarihinde, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı (4-5 Kasım 2023) ve 21. Olağanüstü Kurultayı (6 Nisan 2025) için Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek davada “mutlak butlan” kararı çıkarsa, bizi, yakın tarihin en büyük siyasi ve hukuki krizi bekliyor olabilir… Özgür Özel’in genel başkanlığına da mevcut yönetim organlarının aldığı tüm kararlara da ‘nokta’ koyup, her şeyi bir anda sıfırlayacak böylesi bir durum, bugün bile gözle görülür haldeki parti içi çatışmayı hiç dönülemeyecek bir hale getirebilir…
Peki, kim kimin yanında yer alır?
Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi isimler, kimin yanında durur?
Desteklediğimden değil ama Kılıçdaroğlu, bir noktada ne yazık ki haklı! Mutlak butlan kararı sonrası görevi kabul etmezse eğer, bu çok daha büyük bir krize neden olacak… Bu durumda partiye kayyum atanması, en belirgin seçenek olacak… Bu da partiye el konulması anlamına gelecek… Bunu bu şekilde anlatıp, “aslında başka da bir çare yok” diye konuşanların masumiyeti noktasında durmuyorum ama Kılıçdaroğlu’nun göreve dönmesi demek, mevcut yönetime karşı bir “tasfiye” sürecinin de başlaması anlamına gelecek…
İyimser düşünmek isteyenlerin, “neden olmasın” diye paylaştıkları bir diğer senaryo ise Kılıçdaroğlu’nun, göreve dönse bile, koltuğa kalıcı oturmaması, hızla yeni bir kurultay ilan etmesi, finalinde de aday olmayacağı yönünde…
Üzgünüm ama, şu ana kadarki duruşuyla ve söylemleriyle, bu son senaryodaki Kemal Kılıçdaroğlu yok karşımızda… Kulağa korkutucu gelse de; kararlı, hırslı ve ne istediğini bilen bir Kılıçdaroğlu var…
O yüzden de pazartesi, Türkiye siyaset tarihinin en önemli davası için gözlerimiz, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olacak! Özgür Özel ve kurmayları o gün nerede olurlar bilmiyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki ofisi, tarihinin en kalabalık ve en heyecanlı saatlerini yaşayacak o gün…
Başta sorduğumuzu bir kez daha soralım o zaman!
CHP parçalanır mı?
AKP bunu mu istiyor?
Peki Kılıçdaroğlu ne istiyor?
Partiyi mi, yoksa partiden geriye kalacakları mı?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.