İstanbul’dan Ankara’ya başlatılan Büyük Öğretmen Yürüyüşü Eskişehir’de. Bahçeşehir Koleji önünde açıklama yapan öğretmenler Bahçeşehir Okulları’nın yakın geçmişine ışık tutup öğretmen emeği sömürüsü üzerinden nasıl yükseldiğini hatırlattı
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın (Öğretmen Sendikası) taban maaş uygulaması, belirsiz süreli sözleşme talepleriyle İstanbul’dan Ankara’ya başlattıkları yürüyüş, altıncı gününde devam ediyor. Büyük Öğretmen Yürüyüşü, bugün (30 Haziran) Eskişehir’de. Dün Bozüyük’ten Eskişehir’e gelen öğretmenleri Eskişehir’de Öğretmen Sendikası üyelerinin yanı sıra Eğitim Sen ve Eğitim-İş üyeleri de karşıladı.
Bahçeşehir Okullarını nasıl bilirsiniz?
Büyük Öğretmen Yürüyüşü suç mahallerinden geçmeye devam ediyor
🔸Spor kulübüne 10 milyon avro bağış, öğretmene kısa çalışma ödeneği
🔸Asgari ücretle çalışmaya itiraz eden öğretmenleri fişleyip işten attılar https://t.co/JdJTRPwwOa pic.twitter.com/v6WdN99FyU— sendika.org (@sendika_org) June 30, 2025
Öğretmenler Eskişehir’de önce Bahçeşehir Koleji, arından da TED Koleji önünde açıklama yaptı. Bahçeşehir Koleji önünde açıklama yapan öğretmenler Bahçeşehir Okulları’nın sahipleri Enver Yücel ve oğlu Hüseyin Yücel’in geçmişlerine dair bir hatırlatma yaptı. Öğretmenler Yücel ailesinin medyada “gönlü bol” bir imaj çizdiğini, sosyal sorumluluk projelerine çokça bağış yapmakla anıldığını, hatta bir spor kulübüne 10 milyon avro bağış yapmasıyla bilindiğini ancak gerçeğin böyle olmadığını söyledi. Bahçeşehir Okulları’nda pandemi döneminde öğretmenlerin kısa çalışma ödeneğiyle ve sigortasız çalıştırıldığını ifade eden öğretmenler, zam isteyen öğretmenlerin de işten atıldığını hatırlattı. Öğretmenler işten atılan öğretmenlerin sendikal haklarının ihlal edildiğini mahkemelerce de onandığını ekledi.
Öğretmenler yürüyüşlerinin gerekçesini açıklarken “Bu imparatorluklar artık yasalarla sınırlansın, kafasına göre öğretmenleri sömüremesin diye buradayız” dedi. Öğretmenler taban maaş uygulaması, belirsiz süreli sözleşme, eğitim işkolunun kurulması taleplerini de hatırlattı.
Öğretmenler Bahçeşehir Okulları patronlarına seslenerek “Milyonluk bağışları bırakın, öğretmenlerin haklarına bakın. Öğretmenler için daha insanca çalışma koşulları oluşturmaya bakın. Sendika burada, kapınızda. Öğretmenlerin hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Öğretmenler TED Koleji önünde yaptıkları eylemde ise Eskişehir TED Koleji’nde öğretmenlerin asgari ücret, İzmir Aliağa TED Koleji’nde ise asgari ücretin sadece 1500 lira fazlasını aldıklarını ifade etti. İzmir’de öğretmenlerin bu duruma itiraz edip eylem yapmasının ardından işten atıldıklarını eklediler. Öğretmenler İstanbul Ataşehir TED Koleji’nde de geçen yıl öğretmen maaşlarına sadece yüzde 10 zam yapıldığını da hatırlattı.
Öğretmenler kölelik koşullarına razı gelmeyeceklerini ifade edip taleplerini yineledi.
TED Okullarını nasıl nasıl bilirsiniz?
Büyük Öğretmen Yürüyüşü suç mahallerinden geçmeye devam ediyor
“Öğretmenler Eskişehir’de asgari ücret, İzmir Aliağa’da asgari ücretten 1500 lira fazla alıyor. Öğretmenler itiraz edip eylem yapınca da işten atıldı”https://t.co/V0YlpNDhE6 pic.twitter.com/BexCMtxnwC
— sendika.org (@sendika_org) June 30, 2025
Öğretmenler özel okullarda, kurslarda, vakıf üniversitelerinde, etüt ve rehabilitasyon merkezlerinde kendilerine hâlâ asgari dayatmasının yapıldığını, baskı koşulları altında çalıştıklarını, sendikal haklarının açık şekilde ihlal edildiğini ve devletin de bunu mevzuatlarıyla desteklediğini belirtti.
Öğretmenlerin talepleri şöyle:
1) Taban maaş uygulaması
2014’te elimizden alınan, kamu öğretmenlerinin maaşlarını esas alan taban maaş hakkımız geri tanınmalı. Özel sektör öğretmenlerini yoksulluğa ve patronların keyfi uygulamalarına mahkûm eden ücret politikalarına son verilmelidir.
Patronların “piyasa koşulları” bahanesiyle emeği değersizleştirmesine artık izin verilemez.
Eğitim emeği, ucuz işgücü değildir!
2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi
Öğretmenlik, mevsimlik değil; süreklilik gerektiren bir meslektir.
Ancak özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu her yıl ya istifaya zorlanmakta ya da sözleşmenin yenilenmemesi tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır.
Bu uygulama; öğretmeni susturmak, hak talep etmesini engellemek ve sürekli bir baskı altında tutmak anlamına gelmektedir.
İstiyoruz ki öğretmenler her eğitim-öğretim yılı başında “Bu yıl sözleşmem yenilenecek mi?” kaygısı taşımadan, güvenle işine odaklanabilsin.
3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması
Bugün özel sektörde çalışan öğretmenler, 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda yer almakta ve bu durum, bizleri fiilen grev ve toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum bırakmaktadır.
Bu işkolu, öğretmenlik mesleğinin özgün niteliklerini ve kamusal sorumluluğunu yansıtmamakta; öğretmenleri büro çalışanı gibi değerlendiren, haklarımızı kısıtlayan bir yapıya sahiptir.
Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu adıyla ayrı bir işkolu oluşturulmalı; öğretmenlerin grev ve TİS hakkı başta olmak üzere tüm sendikal hakları güvence altına alınmalıdır.
4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik
Bugün kamu öğretmenleri ile özel sektör öğretmenleri arasında ciddi bir hak uçurumu vardır:
- Maaşlarda devasa farklar,
- Yaz tatili hakkının gaspı,
- Sendikal baskılar,
- Yeşil pasaport
- İş güvencesinin olmayışı,
- Emeklilik, kıdem tazminatı, izin ve sosyal haklardaki eşitsizlikler…
Oysa biz aynı müfredatı uyguluyoruz.
Aynı çocuklara, aynı sınıflarda, aynı kazanımlar için ders veriyoruz.
Birimiz güvenceli, diğeri güvencesiz olamaz!
Birimiz anayasal haklara erişirken diğerimiz bu haklardan mahrum bırakılamaz!
Eşit işe eşit hak ilkesi acilen hayata geçirilmeli; tüm öğretmenler, kamu ya da özel ayrımı olmaksızın eşit haklara kavuşmalıdır.
Sendika.Org