İstanbul’dan Ankara’ya başlatılan Büyük Öğretmen Yürüyüşü, Bozüyük’te. Mevcut eğitim politikasının halkı özel okullara, öğretmenleri de kölelik koşullarına mahkum ettiğini ifade eden öğretmenler, kendi mücadelelerine destek istedi
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın (Öğretmen Sendikası) taban maaş uygulaması, belirsiz süreli sözleşme talepleriyle İstanbul’dan Ankara’ya başlattıkları yürüyüş, beşinci gününde devam ediyor. Büyük Öğretmen Yürüyüşü, bugün (29 Haziran) Bozüyük’te.
Bozüyük’te Sınav Koleji’ne yürüyen öğretmenler kendi taleplerinin aynı zamanda halkın kamusal eğitim imkanına erişiminin de garantisi olduğunu ifade etti. Mevcut eğitim politikasının halkı özel okullara, öğretmenleri de kölelik koşullarına mahkum ettiğini ifade eden öğretmenler, kendi mücadelelerine destek istedi. Öğretmenler “Buna eğitim politikası deniliyor. Biz bu politikayı kabul etmiyoruz” dedi.
Büyük Öğretmen Yürüyüşü 5. gününde Bozüyük’te
“Yüz binlerce öğretmen, kölelik koşullarında patronlara teslim edilirken milyonlarca yurttaş özel okullara yönlendiriliyor. Biz bu politikayı kabul etmiyoruz”#ÖğretmenlerYürüyorhttps://t.co/RjZVdgJduT pic.twitter.com/aitsBdkhpy
— sendika.org (@sendika_org) June 29, 2025
Öğretmenler Sınav Koleji önünde yaptıkları açıklamada Bozüyük’ün en şatafatlı binasının bir özel okul olduğuna dikkat çekti. Sınav Koleji sahibi Metin Özer’in “başarı hikayesi” diye anlattığı sürecin, öğretmenlerin emek sömürüsüne dayandığını ifade eden öğretmenler, 1 Temmuz’da Ankara’da olacaklarını hatırlattı. 1 Temmuz’da Meclis’te Milli Eğitim Komisyonu’nun acil toplanmasını isteyen öğretmenler, “Bizim olanı, emeğimizin karşılığını istiyoruz” diyerek taleplerini hatırlattı.
Öğretmenler Bozüyük Sınav Koleji önünden patronlara seslendi
“Bu zenginliğe, bu ilişki ağlarına güvenmeyin. Ne varsa eğitim emekçileriyle var. Bizim olanı, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Taban maaş istiyoruz, belirsiz süreli sözleşme istiyoruz”https://t.co/RjZVdgJLkr pic.twitter.com/UwYWRrfxPB
— sendika.org (@sendika_org) June 29, 2025
Öğretmenler özel okullarda, kurslarda, vakıf üniversitelerinde, etüt ve rehabilitasyon merkezlerinde kendilerine hâlâ asgari dayatmasının yapıldığını, baskı koşulları altında çalıştıklarını, sendikal haklarının açık şekilde ihlal edildiğini ve devletin de bunu mevzuatlarıyla desteklediğini belirtti.
Öğretmenlerin talepleri şöyle:
1) Taban maaş uygulaması
2014’te elimizden alınan, kamu öğretmenlerinin maaşlarını esas alan taban maaş hakkımız geri tanınmalı. Özel sektör öğretmenlerini yoksulluğa ve patronların keyfi uygulamalarına mahkûm eden ücret politikalarına son verilmelidir.
Patronların “piyasa koşulları” bahanesiyle emeği değersizleştirmesine artık izin verilemez.
Eğitim emeği, ucuz işgücü değildir!
2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi
Öğretmenlik, mevsimlik değil; süreklilik gerektiren bir meslektir.
Ancak özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu her yıl ya istifaya zorlanmakta ya da sözleşmenin yenilenmemesi tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır.
Bu uygulama; öğretmeni susturmak, hak talep etmesini engellemek ve sürekli bir baskı altında tutmak anlamına gelmektedir.
İstiyoruz ki öğretmenler her eğitim-öğretim yılı başında “Bu yıl sözleşmem yenilenecek mi?” kaygısı taşımadan, güvenle işine odaklanabilsin.
3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması
Bugün özel sektörde çalışan öğretmenler, 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda yer almakta ve bu durum, bizleri fiilen grev ve toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum bırakmaktadır.
Bu işkolu, öğretmenlik mesleğinin özgün niteliklerini ve kamusal sorumluluğunu yansıtmamakta; öğretmenleri büro çalışanı gibi değerlendiren, haklarımızı kısıtlayan bir yapıya sahiptir.
Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu adıyla ayrı bir işkolu oluşturulmalı; öğretmenlerin grev ve TİS hakkı başta olmak üzere tüm sendikal hakları güvence altına alınmalıdır.
4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik
Bugün kamu öğretmenleri ile özel sektör öğretmenleri arasında ciddi bir hak uçurumu vardır:
- Maaşlarda devasa farklar,
- Yaz tatili hakkının gaspı,
- Sendikal baskılar,
- Yeşil pasaport
- İş güvencesinin olmayışı,
- Emeklilik, kıdem tazminatı, izin ve sosyal haklardaki eşitsizlikler…
Oysa biz aynı müfredatı uyguluyoruz.
Aynı çocuklara, aynı sınıflarda, aynı kazanımlar için ders veriyoruz.
Birimiz güvenceli, diğeri güvencesiz olamaz!
Birimiz anayasal haklara erişirken diğerimiz bu haklardan mahrum bırakılamaz!
Eşit işe eşit hak ilkesi acilen hayata geçirilmeli; tüm öğretmenler, kamu ya da özel ayrımı olmaksızın eşit haklara kavuşmalıdır.
Sendika.Org