Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi yeniden partiye dönse ve o koltuğa otursa, yönetimini de oluştursa, bugün bu açıklamayı yapan 81 il başkanı nereye kadar “Seni tanımıyoruz” diyebilecek ve hangi şartlarda görevlerini sürdürebilecek? Bir noktadan sonra, partiden istifa mı edecek bu isimler?
Öncelikle, ne olmuştu, bir hatırlayalım mı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 4-5 Kasım 2023’te yapılan CHP 38. Olağan Kurultay’ında, “para karşılığında oy kullandırıldığı” iddiasıyla soruşturma başlatmış, ardından da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 Mart’ta, Ekim 2023’te yapılan CHP İstanbul İl Kongresi seçimlerine “hile karıştırıldığı” ve Seçim Kanunu’na “muhalefet edildiği” iddiasıyla başka bir soruşturma dosyasını kamuoyuyla paylaşmıştı… Konu, CHP yönetimine kayyum atanır mı korkusu ile birleşince, tabi bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı soruşturma da bu toza dumana eklenince, ‘olağanüstü kurultay’ kararı alınmıştı!
21 Mart 2025’te ne demişti Özgür Özel?
“Atatürk’ün partisine kayyum atamak istiyorlar! Partiyi olağanüstü kurultaya götürmek suretiyle kayyum girişimlerinin önünü kestiğimizi tüm Türkiye’ye ilan ederiz”!
Yani şunu demedi; “Bu iddiaları kabul etmiyoruz”!
Asla itiraz etmedi, “Bu hukuksuzluğu reddediyoruz” diye!
“Bize yöneltilen suçlamaları tanımıyoruz” diye de eklemedi!
Anlayacağınız, işletilen hukuki bir süreç vardı ve adalet adına o hukukun işletilmesinin önünde durmadı, Özgür Özel…
Merak ettiğim şey de tam olarak bu…
O gün, “Kayyum kararını tanımayacağız” demeyen, hatta itiraz bile etmeyen Özgür Özel, bugün, 30 Haziran’daki kurultay iptali davasının olası sonucuna göre ortaya çıkabilecek bir kayyum ya da butlan kararı için niye ayağa kalkıyor? Sadece o da değil… 81 ildeki CHP teşkilatları da ortak bir açıklama yaparak, “30 Haziran’daki davadan kayyum kararı çıkarsa tanımayacağız” diyor…
Kemal Kılıçdaroğlu mu?
Kılıçdaroğlu, o ilk kayyum tartışmalarının ardından alınan Olağanüstü Kurultay kararı sonrasında, “Cumhuriyet Halk Partimizin Sayın Genel Başkanı ve Genel Merkez yönetimimizi, aldıkları olağanüstü kurultay kararından dolayı kutluyorum” demişti! Demekle de kalmamış, “Bu karanlık ve zor günleri hep birlikte, el ele, omuz omuza aşacağız” diyerek “yanınızdayım” mesajı da vermişti! Tabii, onun cephesinde o ‘omuz omuza’ kısmı adına ‘ne değişti, niye değişti’ merak ediyor insan! Çünkü bu ikinci kayyum riskinde ‘liderlik koltuğuna oturacak isim’ olarak anılırken, tepki bile vermiyor… Daha da garibi, bu konuda bile isteye susuyor! “Daha neler” demiyor, “Bizi kimse yıkamaz” tepkisinde de durmuyor, ki anlaşılan o da olacakları bekliyor! Bu da, eldeki o tek koltuk adına verilen parti içi savaşı daha da kızıştırıyor…
Yine de sorayım, ama önce,
…CHP’nin 81 İl Başkanının, Kemal Kılıçdaroğlu’na da “gel cepheye katıl” mesajı verip, “Kayyum ya da butlan kararını tanımayacağız” dedikleri o açıklamanın önemli cümlelerinde duralım, ardından da sorumuz gelsin!
“CHP örgütleri olarak, asla, halkımızın vicdanıyla ters düşecek yerde durmadık, durmayacağız! CHP, iktidar eliyle dizayn edilecek bir parti değildir! CHP, siyasallaşmış yargı oyunlarıyla ve siyaset mühendisliğiyle rotası belirlenecek, şantaj ve tehditle dize getirilecek bir parti değildir! Adına kayyum da deseler, butlan da deseler, 81 il başkanımız, bu kararı tanımayacaktır! Tüm il başkanlarımız, CHP 38. Olağan Kurultay ve 21. Olağanüstü Kurultay iradesinin yanında yer alacak, üye ve delege iradesiyle seçilmiş gerçek yönetimi esas alacaktır! Halkın gücü, sarayın fermanlarını yırtıp atacak kadar büyüktür…”
Peki,
… 30 Haziran’daki kurultay davasından çıkacak kararda, “mutlak butlan” (yok hükmünde) ilanı durumunda ne olacak? 4-5 Kasım 2023 kurultayı öncesine dönülmesi ve seçimi kaybeden eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargı eliyle partinin başına getirilmesi ihtimali ortaya çıkarsa, ne olacak? Bugün, “O kararı tanımayacağız” diyenler, ne yapacak? Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi yeniden partiye dönse ve o koltuğa otursa, yönetimini de oluştursa, bugün bu açıklamayı yapan 81 il başkanı nereye kadar “Seni tanımıyoruz” diyebilecek ve hangi şartlarda görevlerini sürdürebilecek? Bir noktadan sonra, partiden istifa mı edecek bu isimler? Parti örgütü olarak “Seni tanımıyoruz” mu diyecekler? Gölge kabine mi oluşturacaklar?
Sanırım, bu tablo, AKP/MHP çatılı Ankara için ‘yeme de yanında yat’ modeli bir karmaşa da yaratacak, ana denen muhalefet adına, ki olması istenen senaryo bu mu sizce de?
Haklısınız,
…konu ne 30 Haziran ne de kayyum riski, ama CHP’ye, yıllar içinde, CHP ve sol ruhu taşımayanların “büyüyoruz” sloganları eşliğindeki transferleri, ki iptal davasının bir tarafında bekleyenleri iyi izleyin o yüzden, izlerken de, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlayan, Ekrem İmamoğlu ile genişletilen süreçte, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki ofisinin bir “emeklilik” mola yeri olmadığının da bilincinde, eldekini çok iyi okuyun!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.