Bartın halkı, üniversitesinden beşeri sermayenin geliştirilmesi, sosyal sermayenin canlandırılması, fiziksel çevrenin iyileştirilmesi, ekonomik yapının güçlendirilmesi ve yurttaşlık bilincinin artırılması yönünde katkılar beklemektedir. Yeni rektörün, yeni makam aracıyla birlikte, bu beklentileri karşılayacak yeni bir anlayışla göreve başlamasını temenni ediyoruz
Amasra Taşkömürü İşletmesi’nde ilk işe başladığım dönemde, işe gidip gelirken kullandığım toplu taşıma aracının ön camında “EKİ – ÇİFTLİK” tabelası vardı. Bu araç, Çiftlik köyünden hareket ederek Bartın şehir merkezinden geçip Amasra’ya ulaşıyordu. Tabeladaki yazı, sadece güzergâhı belirtmek amacıyla konmuştu. Lütfen farklı anlamlar yüklemeyin. Ancak çevremde haksızlığa uğrayan bazı kişiler bu ifadeyi zaman zaman mecaz anlamda kullanıyordu. Umuyorum ki bu yazıyı okuduktan sonra siz de başlığa farklı bir anlam yüklemezsiniz.
Bartın Üniversitesi kurulduğundan bu yana, şehirde üniversiteye çoğunlukla “müşteri” gözüyle bakıldı. Üniversite personeli ve öğrencileri, yerel esnafın müşterisi olarak değerlendirildi. Kent halkının bu bakış açısını benimsemesi doğaldır. Ancak bir üniversitenin, bir askeri kışladan farklı olduğunu anlatması ve göstermesi gereken de yine üniversitenin kendisidir.
Üniversitelerin kurulduğu şehirlerde demografik, ekonomik, sanayi, çevresel ve kültürel açılardan etkileri olur. Bu etkiler, genellikle olumlu gelişmelere yol açar. Ne yazık ki Bartın’da gözle görülür bir olumlu gelişme yaşanmamaktadır. Buna rağmen Bartın’ın etkili ve yetkili sivil toplum kuruluşları, Bartın Üniversitesi Rektörüne şehre sağladığı katkılar (!) nedeniyle teşekkür ziyaretleri yapmaktan geri durmamaktadır. Ne yazık ki hiçbiri “Ne katkınız oldu?” diye sormayı akıl edememektedir.
Belki rektörün kadrosu Bartın Üniversitesi bünyesinde olsaydı, bu katkılar daha görünür olurdu. Ancak üniversite bünyesinde rektörlük yapabilecek nitelikte bir akademisyen bulunmadığı için görev dışarıdan biriyle sürdürülmektedir.
Bartın Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, makam aracı kiralamasıyla ilgili olarak uzun süre basında yer aldı. Kiralanan Audi marka zırhlı araç, ENKlass firması tarafından üç yıllığına üniversiteye tahsis edilmişti. Ancak kiralama süresinin bitimine 22 ay kala ödeme yapılmaması nedeniyle firma ihtarname gönderdi. Aracın 14 ayda 84 bin kilometre yaptığı ve özel işlerde kullanıldığı iddiaları yargıya taşındı. 1 Şubat 2019’da araç firmaya iade edildi ve rektör görev süresinin kalan kısmında önceki makam aracını kullanmaya devam etti.
Ayrıca Prof. Dr. Orhan Uzun’un eşi Hatice Uzun’un, 2022 yılında Karabük Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak işe alınması kamuoyunda tartışma yaratmıştır. Hatice Uzun’un, Safranbolu Şefik Yılmaz Dizdar Meslek Yüksekokulu’nun Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nde göreve başladığı ve kadroya sadece kendisinin başvurduğu, bu durumun da “adrese teslim” bir atama olduğu yönünde eleştiriler doğurduğu bilinmektedir.
Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “Engelsiz Yaşam Merkezi” projesinin yürütücülüğünü Bartın Üniversitesi üstlenmiştir. Aynı türde bir merkez Zonguldak’ta da bulunmakta olup, Zonguldak Belediyesi tarafından başarıyla işletilmektedir. Bu merkezler, dezavantajlı bireylere hizmet üretmek amacı taşır ve sosyal sorumluluk açısından önemlidir. Ancak Bartın’daki merkez bugüne dek işlevsiz kalmış, yalnızca 4-5 öğrenciye VIP hizmet verdiği yönünde eleştiriler almıştır. Bu durum, yöneticilerinin cesareti (!) ve Bartın halkının tepkisizliğiyle mümkün olabilmiştir. Eski Rektör Prof. Dr. Orhan Uzun’un da bu durumu bilmesine rağmen görmezden geldiği iddia edilmiştir.
Yeni rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya’nın, görevine yeni bir makam aracıyla başlaması sembolik bir başlangıç olarak görülebilir. Ancak kendisinden beklenen, Bartın’daki Engelsiz Yaşam Merkezi’nin faaliyetlerini Zonguldak’taki benzer bir merkezle karşılaştırarak hizmet standardını yükseltmesidir. Zira Zonguldak’ta tam kapasiteyle hizmet verilirken, Bartın’da yalnızca birkaç kişiye hizmet sunulmaktadır.
Bartın Üniversitesi’nde görevli 35 yaşındaki akademisyen Güneş Günay Sezer, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu binasının beşinci katından atlayarak yaşamına son vermiştir. Sezer, 2012 Yayın Teşvik Ödülü, 2014 Poster İkinciliği, 2016 Akademik Teşvik Ödülü ve 2017 Uluslararası Yayınlar Performans Üçüncülüğü gibi başarılara sahiptir. Ailesi, Güneş Günay Sezer’in sistematik mobbinge uğradığını ve bu durumdan Rektör Prof. Dr. Orhan Uzun’u sorumlu tuttuklarını açıklamıştır. İddialar hem yerel hem de ulusal basında yer bulmuş, ardından aile avukatları eşliğinde savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur.
Bu trajik olay, akademik ilerlemenin sadece başarıyla değil, başka faktörlerle de şekillendiğini gözler önüne sermektedir. Şimdi bunu Bartın Üniversitesi’nden bazı örneklerle somutlaştıralım:
Sayın S.C., 2009 yılında doktor öğretim üyesi olarak göreve başlamış, 2020’de doçent olmuştur. Aynı zamanda uzun yıllar Genel Sekreterlik görevinde bulunmuştur.
Sayın E.B.C., Gazi Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken 2016 yılında Bartın Üniversitesi’ne doktor öğretim üyesi olarak geçmiş, 2023 yılında doçentlik unvanı almıştır.
Sayın İ.F.C., 2009 yılında araştırma görevlisi olarak başlamış, 2015’te yardımcı doçent, 2018’de ise doktor öğretim üyesi olmuştur.
Soyadlarından da anlaşılacağı gibi, bu üç kişi aynı aileye mensuptur. Akademik yeterlilikleri üzerine söz söylemek düşmez, çünkü bu süreçler objektif kriterlerle ölçülür. Ancak onların akademik yükselişlerinde, Erzurum merkezli bir sivil toplum kuruluşunun etkili olduğu iddia edilmektedir.
Bartın halkı, üniversitesinden beşeri sermayenin geliştirilmesi, sosyal sermayenin canlandırılması, fiziksel çevrenin iyileştirilmesi, ekonomik yapının güçlendirilmesi ve yurttaşlık bilincinin artırılması yönünde katkılar beklemektedir. Yeni rektörün, yeni makam aracıyla birlikte, bu beklentileri karşılayacak yeni bir anlayışla göreve başlamasını temenni ediyoruz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.