Merkez Bankası Genel Başkanı Fatih Karahan Merkez Bankası’nın 2. Enflasyon Raporu’nu kamuoyuna sundu. Karahan, küresel risklerin arttığını, 19 Mart operasyonunun negatif etkilerinin olduğunu ve geçtiğimiz ay yaşanan zirai donun da enflasyonu yukarı çekeceğini beklediklerini ifade etti. Ancak enflasyon tahminlerinin değişmediğini de ekledi. Alım gücüyle ilişkili olan iç talebin baskılanmasının temel strateji olduğunun altı bir kez daha çizildi
Merkez Bankası Genel Başkanı Fatih Karahan Merkez Bankası’nın 2. Enflasyon Raporu’nu kamuoyuna sundu. Karahan 2025 yılı enflasyon hedeflerinde bir değişiklik olmadığını belirtip yüzde 24’te sabit tuttuklarını açıkladı. 2026 sonu için yüzde 12 olan tahmini de aynı şekilde korundu. Banka, enflasyonun 2027 yılında yüzde 8’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını bekliyor.
2025 yılından itibaren faiz indirimlerine gidileceği beklenirken üst üste iki kez faiz artırımı yapılmıştı. Karahan, sıkı para politikası uygulamaya devam edeceklerini ifade ederek faizleri yüksek düzeyde tutacaklarının sinyalini verdi.
19 Mart sonrası Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde 50 milyar dolara yakın bir erime gerçekleşmişti. Karahan, 19 Mart sonrası yaşananları kastederek “bu sürece, son dönemde belirsizliklerin de yoğunlaştığı bir tablo eşlik etti” dedi. Mart ve Nisan aylarında finansal piyasalarda hareketlilik yaşandığını ifade eden Karahan, kendilerinin bu süreçteki aktif pozisyonu ile mayıs ayında enflasyondaki düşüş eğilimlerinin sürdüğünü iddia etti.
19 Mart günü yaşananlara ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:
19 Mart günü yurt dışı bankalarla Türk bankaları arasındaki döviz işlem limitleri çok kısa sürede doldu. Son 15 yıldaki en yüksek işlem hacminin birkaç katı döviz işlemi gerçekleşti. O gün hızlı bir şekilde adım attık
Karahan, uluslararası düzleme de değindi. Türkiye’nin ticari faaliyetlerinin yoğun olduğu ABD ve Almanya’da büyüme beklentilerinin düşmesinin, enerji fiyatlarında önce bir düşüş yaşansa da mayıs ayında yeniden fiyat artışlarının yaşanmasının küresel riskleri artırdığını ifade etti.
Karahan, geçtiğimiz ay yaşanan zirai donun da enflasyonu yukarı çekeceğini beklediklerini ifade ederek şunları söyledi:
Buna karşın, geçtiğimiz ay yurt genelinde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki dönem için, başta meyve olmak üzere, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdı. Son yaşanan zirai don hadisesinden en çok etkilenen 16 ürünün tüketici sepetindeki payı yüzde 1,5 civarında. Mevcut ve öncü veriler, henüz gıda fiyatlarına yansıyan olumsuz bir görünüm olmadığına işaret etse de, bu gelişmenin önümüzdeki dönemde gıda enflasyonu üzerindeki baskıları artırabileceğini değerlendiriyoruz.
Karahan, enflasyonun temeli olarak gördükleri yurtiçi talebin baskılanma eğiliminin güçlendiğini ifade etti. Kartla yapılan harcamalarda da tüketimin düştüğünü ifade eden Karahan, “Talep koşullarının yılın ikinci çeyreğinden itibaren dezenflasyonist patikayla daha uyumlu hareket edeceğini öngörüyoruz” dedi. Alım gücüyle ilişkili olan iç talebin baskılanmasının temel strateji olduğunun altı çizildi.
Rapor sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karahan, asgari ücrete ara zam yapılıp yapılmayacağıyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
Enflasyon tahminleri ücret gelişmeleri dahil çeşitli varsayımlar çerçevesinde şekilleniyor. Ücretler konusunda varsayımlar da yetkililerin açıklaması çerçevesinde oluşuyor
Sendika.Org