İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İzelman ve İzenerji’de çalışan 23 bin işçi, 5 aydır devam eden TİS sürecinde dayatılan sefalet ücretlerine karşı greve çıktı
İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesinde beş aydır anlaşma sağlanamamasına ve aynı işi yapan diğer şirket işçileriyle olan ücret adaletsizliğine karşı greve çıktı.
Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEM-SEN) yetkilileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) bürokratları ve işçilerin örgütlü olduğu DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasının İzmir 1,2,3 ve 9 No’lu Şubeler arasında yapılan görüşmede sonuç çıkmadı.
İşçiler, belediyenin yıllık yüzde 29,16’lık zam teklifini kabul etmeyerek başta Kültürpark içindeki İzBB binası olmak üzere bütün birim ve hizmet binalarına “Bu iş yerinde grev vardır” pankartı astı.
Akşam saatlerinde sendika binası önünde toplanan işçiler, saat 00.00’da greve başlayarak “Sefalet ücreti istemiyoruz”, “Şartel inecek bu iş bitecek”, “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları eşliğinde Kültürpark’a yürüdü.
Sabah saatlerinde sendika binasının önünde bir araya gelen işçiler, Kültürpark’ta bulunan İzBB’nin önüne yürüdü, konuşmalar yapıldı.
İZELMAN ve İZENERJİ’de
Neden Grevdeyiz?
İşte Gerçekler! pic.twitter.com/6yUqGbGrZ5— Genel-İş (@DiSK_Genel_is) May 29, 2025
Önlerine getirilen teklifin, eşit işe eşit ücret talebini karşılamaktan uzak olduğunu belirten İZSU İş Yeri Temsilcisi Bayram Kesgin, “İzBB’nin diğer şirketlerinde çalışan emekçilerle aramızdaki yüzde 50-60 oranlarına varan ücret eşitsizliğinin giderilmesini istiyoruz. Bu talebimiz sadece adaletli bir ücret için değil, aynı zamanda insanca yaşanabilecek bir hayat için de” dedi.
Belediye yönetiminin ise bu makul talepleri karşılamak yerine, geçmişte mücadeleyle kazandıkları hakları budamaya çalıştığını ifade eden Kesgin, belediye başkanının kamuoyunu yanlış bilgilerle yönlendirdiğini, kendilerini İzmir halkının önüne attığını söylüyor. Öne sürülen “Belediye işçisi 113 bin TL alıyor, 186 bin TL talep ediyor” gibi iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu söyleyen Kesgin, ortalama ücretlerin 40-45 bin TL arasında değiştiğini ve alım güçlerinin her geçen gün daha da düştüğünü belirtti.
Belediye yönetiminin, kazanılmış 6 aylık enflasyon haklarını budayarak yıllık zam önerdiğini hatırlatan Kesgin, “Birçok belediye işçisi zaten borç batağında ve yasal tefeci haline gelen bankalara bağımlı. Bu tablonun sorumlusu bizler değiliz. Bugün bizden istenen; krizin faturasını sırtlanmamız, sefalet ücretlerine razı olmamız. Buna boyun eğmeyeceğiz” dedi.
Eşrefpaşa Hastanesi İş Yeri Temsilcisi Veysel Genç, “Şu an en düşük kira 20 bin TL, kreş masrafı 15 bin TL. Eşinden ayrılan kadınlar ne yapacak mesela? Kadın arkadaşların 35 bin TL temel gideri var. Belediye başkanımız 60 bin TL diyor da kullanmadığımız pasoyu (ulaşım kartı) 7-8 bin TL sayıyor. Vermediği elbiseyi 10 bin TL sayıyor. Elbise ve ayakkabı yok ortada, her şeyi yazıyor faturaya. Yemeği içinde 37 bin TL maaş alıyorum. Bir yemek olmuş 500 TL. Şu an bütün belediye işçileri ek işe gitmek zorunda kalıyor. Boyacılık yapıyoruz, ben kendim müzisyenim, ek iş yapmak zorunda kalıyorum, yetmiyor” dedi.
Belediyenin “80-90 bin lira istiyorlar” açıklamalarına dair şunları söylüyor: “Yoksulluk sınırı altında yaşamak istemiyoruz. Başkanımıza talebimizi ilettik, kamuoyunu yanıltmaya çalışmasın, geldiğinden beridir işçiyle uğraşacağına keşke başka şeylerle uğraşsa. İşçinin ekmeğiyle, aşıyla uğraşılmaz.”
Grev öncesi taşerondan mevsimlik işçi alımını da eleştiren Genç, “Personele ihtiyacın varsa o arkadaşlara hakkını ver, getir çalıştır. Biz kararlıyız, geri adım atan bedelini öder” dedi.
Eshot Genel Müdürlüğü İş Yeri Baştemsilcisi İhsan Uygul, “Yaptığımız toplantılarda arkadaşlar da 180 bin duymuş. ‘Biz 180 bini istemiyoruz. 90 binini belediyeye bağışlıyoruz. 90 bini versinler, hemen bugün imzalayalım’ diyor arkadaşlarım. Çünkü artık bıçak kemikte. Kredi kartlarımızın hepsi patladı. Kiramızı ödeyemiyoruz. Zaten maaşlarımızı dört taksitle alıyoruz, haftalığa döndü. İşçiyle uğraşmayı bıraksın, İzmir’e hizmet yapsın. Arkadaşlarımız bu verdikleri rakama gülüyor zaten” diye konuştu.
Park Bahçe İş Yeri Temsilcisi Hüseyin Güven, “Yoksulluk sınırının 86 bin lira olduğu, ev kiralarının 25-30 bin lira olduğu dönemde haklı olarak insanca yaşanacak bir ücret talebimiz var. Resmi enflasyonun bile yüzde 44 olduğu bir yerde bize teklif edilen rakam bizi tatmin etmedi. Taleplerimizin karşılanması için sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Park Bahçe İş Yeri Temsilcisi Abidin Yıldız da “Beş aydır arkadaşlarımızla hazırladığımız taslağın içindeki maddelerimizin geçmesi için zorlu bir mücadele veriyoruz. Talep ettiklerimizin gerçekleşmesi ve daha iyi koşullarda çalışmak için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Belediyede çalışan bir işçi de “En önemli beklentimiz eşit işe eşit ücret. 70-80 bin lira diye söylenen rakamların yarısı dahi bize teklif edilmedi. Ülkede hızla artan enflasyon karşısında mücadele veriyoruz. Ocak ayında kira sözleşmesi biten her işçi yüzde 37 zamla karşılaştı. TİS süreci başladığı günden bu yana brüt maaşlarımız üzerinden bir algıya kurban ediliyoruz. Gece gündüz demeden şehrin her alanında hizmet veren işçilere yoksulluğu bile çok gören bir tutum içerisindeyiz. Tüm İzmir halkı bilmelidir ki, belediyenin maddi imkansızlıklarının sorunu biz emeğimizle çalışan işçiler değiliz” diye konuştu.
Trafik denetiminde çalışan Ferdi Özkaya, “Yaklaşık 40 bin lira maaş alıyorum. Trafik denetiminde çalıştığım için bir gün Çeşme’ye, Ödemiş’e, Bayındır’a gidiyoruz. Dışarıda yemek dahil ortalama 500-600 lira harcamamız oluyor. Üç çocuğum var, okuyorlar. Her birinin aylık masrafı 10 bin lira. Ayrıca maaşlarımızı, sosyal yardımlarımızı gününde ve tam alamıyoruz. Cemil Bey bizi halkla karşı karşıya getirmeye çalışıyor ama biz dedikleri gibi yüksek maaş almıyoruz. Önümüz bayram, bir plan yapamıyoruz, kurban bile alamadık. Talebimiz açık, insanca yaşayacak ücret istiyoruz” dedi.
Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığında ilaçlama işçisi olarak çalışan Can Doğru da şunları söyledi: “Biz sadece aynı işi yapıp farklı şekilde çalıştığımız arkadaşlarımızla aradaki uçurumun kapatılmasını istiyoruz. Yüzde 29,16’lık bir teklif geldi ama bu sefer de aldığımız üç enflasyon farkını hiçe sayıyorlar. Daha önce kazandığımız haklarımızı elimizden almaya çalışıyor. Belediyenin istediği gibi oluyorsa yıl sonunda biz işçiler borçlu çıkıyoruz. Maaşlarımız zaten taksitle yatıyor. Benim aldığım ücret 40 bin TL ki ben kimyasalla uğraştığım için en üst gruptan maaş alıyorum. Bu ücretlerle geçim imkansız. Biz geçinebilecek bir ücret istiyoruz, hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Sendika.Org, Evrensel