Rize İdare Mahkemesi’nde, Çamlıhemşin Fırtına Vadisi’ndeki sit alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılan davanın duruşması görüldü. Duruşma sonrası yapılan açıklamalarda bölge halkıyla, yaşam savunucularıyla birlikte Fırtına Vadisi ve çevresinin ekolojik bütünlüğünün korunmaya çalışıldığı ifade edildi
Rize İdare Mahkemesi’nde, Çamlıhemşin Fırtına Vadisi’ndeki sit alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılan davanın duruşması görüldü. Duruşmaya Çamlıhemşinliler, yaşam savunucuları, CHP Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, İHD Rize Temsilciliği, siyasi parti temsilcileri, Çamlıhemşin eski Belediye Başkanları İdris Melek, Dr. Refah Veziroğlu ile davanın avukatları Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci katıldı.
Duruşmanın ardından Rize Adliyesi önünde davanın avukatları Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci açıklama yaptı. Yakup Okumuşoğlu, şunları söyledi:
Bugünkü davamızın konusu Fırtına Vadisi’ndeki sit alanlarının derecesinin düşürülmesine karşı açılmış bir davaydı. Bu davada derecesi düşürülen alanların derecesinin aksine yükseltilmesi gereken alanlar olması gerektiğini hatırlatmaya çalıştık idareye. İdare bizim iddialarımız kapsamında çok da fazla bir cevap vermedi. Daha önceki beyanlarını tekrar etti.
Biliyorsunuz daha önce burada bir keşif yaptık. Bu keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu var. Bu bilirkişi raporu doğrultusunda mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Dolayısıyla biz de o kararın doğru olduğunu ve nihayete erdirilmesi gerektiğini, iptal kararıyla taçlandırılması gerektiğini ve bunun da özel gerekçelerle Danıştay’dan da bozulmayacak şekilde yapılması gerektiğini ifade etmeye çalıştık.
Biz Fırtına Vadisi’nin sesi olmaya çalıştık. Fırtına Vadisi’nin bu zamana kadar yaşadıklarını anlatmaya çalıştık, Fırtına Vadisi’nin ne olduğunu anlatmaya çalıştık ve içerdiği değerlerin ne kadar üstün ve prestijli değerler olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu vadiyi koruyamayacaksak, Türkiye’de başka nereyi koruyabileceğimizi sorduk ve bu şekliyle mahkemeden davamızın kabulünü talep etmiş olduk. 15 gün kadar sonra mahkeme kararını açıklayacak.
Bazı siyasilerin açılan davalardan rahatsızlık duyduğunu, imar planlarının “birtakım sözde çevreciler” tarafından iptal ettirildiği yönündeki iddialara da yanıt veren Okumuşoğlu şunları söyledi:
O birtakım çevreci denilen insanlara ben de birtakım idareciler diyorum. Yani öyle canı isteyenin canının istediği gibi planlanabilecek bir alandan bahsetmiyoruz. Dünyanın 200 ekolojik bölgesinden birisinden bahsediyoruz. Hem milli park alanı hem sit alanı hem koruma amaçlı hem ayrıca ormanların olduğu yer hem doğal yaşlı ormanların olduğu bir yer. Türkiye’de örneği yok. Avrupa’daki tüm bitki türlerini yüzde 28’i bu vadide, en temiz ormanı burada. Bu vadiyi korumayacaksa bu idare nereyi koruyacak, ben bunu soruyorum.
Yani bu vadi turizm için yaratılmış bir vadi değil. Bu vadi yaşam için yaşamın sürdürülebilirliği için var olan bir vadi evet insanlar yaşıyor, evet insanlar yaşaması için ufak ufak da olsa bir takım şeyler yapmamız gerekiyor ama bunun için bütün vadilerden çıkartacak şekilde planlamalara konu edilmesini asla benimseyemiyoruz ve bunlara ilişkin olarak da her zaman yargı yolu açık, bunları da ihmal etmeyiz hepsinin davasının da açarız ,hukuk önünde ararız ama ne yazık ki son zamanlarda mahkeme kararlarını dinlememe gibi bir eğilimin olduğunun farkındayız eğer böyle bir eğilim bizim vaadimiz de hayata geçirilirse peşini bırakmayız. Sonuna kadar da takipçisi oluruz yargılatana kadarda bırakmayız. Fikri takibini de yaparız. Bunu bu şekilde bilinmesini isterim. Mahkeme kararları önemlidir. Mahkeme kararları akla bilime ve hukuka dayalı olarak verilir. Hiç kimsenin akla bilime, hukuka dayalı verilmiş kararları yok sayması mümkün olamaz.
Av. İbrahim Demirci ise şunları söyledi:
Fırtına havzası insanıyla, toprağıyla, taşıyla, ormanıyla, deresiyle doğa severleri ile Çevre Bakanlığı’na karşı bir mücadele veriyor. Biz bugün bir davanın duruşmasına girmedik. Yani bizim Rize İdare Mahkemesi’nde Fırtına havzasıyla ilgili onlarca dosyamız var. Bu dosyaların birçoğundan lehimize karar çıktı. Bizim Çevre Bakanlığı’yla bir davamız yok, bizim Çevre Bakanlığı’yla bir mücadelemiz var. Maalesef resmî kurumlarla bir mücadelemiz var. Niye mücadelemiz var, resmî kurumlar, özel idare, Rize Valiliği, Kültür Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ne olursa olsun korumaya değil tahrip etmeye, bozmaya ve yok etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, vadinin insanı da doğa severler de vadinin kendi doğası da buna karşı mücadele veriyor. Biz avukatlar olarak ve bugün duruşmaya gelen davacılar olarak bu mücadelenin sesi ve sözcüsü olmaya çalışıyoruz.
Kaynak: rizeninsesi.com