Doğurganlık hızı 2014 yılından itibaren aralıksız düşüş eğilimine girerek 2024 yılında 1,48 çocuk olarak gerçekleşti
TÜİK 2024 yılına ilişkin doğum istatistiklerini açıkladı. Doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2014 yılından itibaren aralıksız düşüş eğilimine girerek 2024 yılında 1,48 çocuk olarak gerçekleşti. Toplam doğurganlık hızı son sekiz yıldır nüfusun yenilenme seviyesi olan 2,10’un altında kalmaya devam etti.
Kaba doğum hızı, bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısını ifade etmektedir. Kaba doğum hızı, 2001 yılında binde 20,3 iken 2024 yılında binde 11,0 oldu. Diğer bir ifade ile 2001 yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2024 yılında 11,0 doğum düştü.
Toplam doğurganlık hızının nüfusun yenilenme seviyesinin altına düştüğü 2017 yılında 57 ilin toplam doğurganlık hızı 2,10’un altında iken 2024 yılında 71 ilin toplam doğurganlık hızı bu seviyenin altında kaldı.
Toplam doğurganlık hızının 1,50’nin altında kaldığı il sayısı 2017 yılında 4 iken 2024 yılında 55 oldu. Toplam doğurganlık hızının 3 çocuk ve üzerinde olduğu il sayısı 2017 yılında 10 iken 2024 yılında sadece Şanlıurfa ili oldu.
Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde, 2023 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,81 çocuk ile Bulgaristan olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,06 çocuk ile Malta olduğu görüldü. Toplam doğurganlık hızı 2024 yılında binde 1,48 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 9. sırada yer aldı.
Doğurganlık hızındaki sürekli düşüş, kapitalist sistem içinde emekgücü arzını daraltmasından dolayı ciddi bir kriz olarak ele alınıyor. IMF raporlarında nüfus artış hızlarındaki düşüş, küresel küçülme tehlikelerinin tetikleyicileri arasında sayılırken yeni sanayileşme atılımlarının önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Türkiye’de AKP iktidarı da bu kriz karşısında 2025 yılını Aile Yılı ilan ederek doğum teşvik programları çıkardı. Aile politikaları kapsamında boşanmaların zorlaşması, doğum teşviklerinin artırılması, LGBTİ+ düşmanlığının derinleştirilmesi hamleleri öne çıkmaya başladı.
Sendika.Org