Avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Özgür Yılmaz, Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın’ın yargılandığı davanın duruşması görüldü. Savcılık mütalaasında avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın Savran hakkındaki suçlamaların zamanaşımından düşürülmesi, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Özgür Yılmaz’ın cezalandırmaları talep etti. Duruşma 21 Ekim’e ertelendi
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Özgür Yılmaz, Barkın Timtik, Oya Aslan, Gülvin Aydın Savran ve Güçlü Sevimli’nin mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek yargılandığı davanın duruşması görüldü. Duruşmayı, Avrupa baroları ve uluslararası hukuk kurumlarından temsilciler ve çok sayıda avukat takip etti.
16 Nisan’da tahliye edilip 17 Nisan’da keyfi bir şekilde tutuklanarak tekrar cezaevine gönderilen Av. Selçuk Kozağaçlı bozma kararına karşı beyanda bulundu. Kozağaçlı’nın beyanı şöyle:
Mesleki faaliyetlerimiz kapsamında katılınılan basın açıklamaları, cenaze törenleri gibi eylem, etkinlikler gerekçesi ile isnat edilen örgüt propagandası suçlamasında zamanaşımı süresi dolmuştur. Ancak istinaf mahkemesi size adeta “Becerip süresi içerisinde bir karar veremediniz bari basın yoluyla işlenmiş olabilir mi diye bir bakın da süreyi uzatın, dosyayı zamanaşımından kurtarın; ceza verin mutlaka” diye akıl vermiştir. Kaza geçirmişsiniz, geçmiş olsun; duyunca endişelendim. Çünkü bu iktidar değişip bu kararları verdiğiniz için sizi kınayacaklar. Sizlerle şu an hukuki olarak tartışılabilecek bir şey yok. Başınıza bir şey gelmesin de o zaman oturup sizinle bu kararları yeniden tartışalım. Bana verdiğiniz cezayı yattım bitti, bu nedenle rahat konuşuyorum. Yüksek mahkeme kararını kabul etseniz de bana zararı yok, cezada indirim yaparsanız da bana yararı yok; ben zaten yattım. Kişisel ve hukuki fikrim, kararınızda direnin ama siz hukukla çalışmıyorsunuz.
Bozma ilamına karşı Av. Özgür Yılmaz, “Yargılama sırasında size AİHM, AYM kararlarından bahsettik ancak ilgilenmediniz. Şimdiki bozma kararının da haklı olduğunu düşünüyorum ama bu kez de ‘basın yolu’ diyerek zamanaşımı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı. Yılmaz şöyle konuştu:
Hakkımızda verdiğiniz kararlarla bizi tutsak ediyorsunuz; tutsaklıkta hasta oluyoruz, yıllarca göremediğimiz yakınlarımızı kaybediyoruz, çocuklarımızı üzüyorsunuz; hapishanede bedeller ödüyoruz ama bir, üç, beş yıl daha bizi tutsaklıkla hâlâ korkutamazsınız. Bu kararlarınızla yalnızca öfkem bileyleniyor. Bir gün hapishaneden çıktığımda hakkımızda bu kararları veren sizlerin yargılanması için elimden gelen her şeyi yapacağım. Koltuklarında gülerek hukuki ya da siyasi kararlar verenleri yargılattık; biz Mehmet Ağar’ı yargılattık. Eski hakimlerin bir kısmı hukuksuz kararlarının bedellerini ödüyor. Şimdikiler de ödeyecek. Bizim duruşumuz hiç değişmez. Devrimcilerin kökü sağlamdır. Devrimci avukatlar yenilmez. Kararı istediğiniz gibi verin, zaten kararı sizin verdiğinizi düşünmüyorum.
Bozma ilamına karşı Av. Oya Aslan beyanında “Önceki yargılamayı bitirirken, bizden pişmanlık görmediğiniz için indirim yapmayacağınızı söylemiştiniz. Bizden pişmanlık bekliyorsanız beklemeyin. Pişmanlığı suçlulardan bekleyin” dedi. Aslan, şu ifadeleri kullandı:
Yargı para birimimizden hızlı değer kaybediyor. Yargılamalar talimatla yapılıyor. Suç çetelerindeki hakim, savcı oranı arttı. Halk kendi adaletini kendi arıyor. Bunların sorumlusu biz miyiz? Onurunu korumayanlar kendi içlerinde hapishanede yaşıyor, ben hapishanede daha özgürüm. Meslektaşlarım Amasya, Soma katliamlarında adalet mücadelesini sürdürüyor. Genç meslektaşlarımız bizi ziyaret ediyor. Meslektaşlarımız tutuklanıyor, çıkıyor, pişman olmuyor. Benim özgürlüğüm artıyor, sizin dizdiğiniz duvarlar yıkılıyor. Bin yıl da hapis cezası verseniz bizi pişman edemezsiniz. Onur duyuyorum yaptığım avukatlıktan. Siz pişmanlık istiyorsunuz ben haysiyetimi koruyorum.
Bozma ilamına karşı Av. Barkın Timtik’in beyanı şöyle:
Hakkımızda dijital materyallere dayanarak hüküm kurdunuz ama dijital materyaller hakkında gerekli hukuki prosedürleri yerine getirmediniz. Ancak hükme de sanki getirmiş gibi yazmışsınız. Bu bir çarpıtmadır. Adli tıp raporu hard diskler ile incelenen imajlar aradında eşleşme sağlanmadığını söylüyor ama hükmünüzde eşleşmiş gibi yazılmış. Yalan bu. İktidarın beğendiği avukatlar var. Bu avukatlara gerçek avukat, bize terörist diyorlar. Neden? Bu avukatlar göz yumuyor. Bu avukatlar işini biliyor. Bugün her şey alınıp satılıyor: insan, doğa, kan ve onur da satılıyor. Biz ise hep durduğumuz yerdeyiz. Ali Yıldız’ın toplu mezardan çıkarılmasını sağladık. Bizim mücadelemizle çıkarıldılar toplu mezardan. Devlet hukuka uymak zorunda kaldı. Devlet hukuka uymalıdır, yoksa çete olur, mafya olur. Bu memleketin her yerinde toprak altında isimsiz insanlar var. Faili meçhuller var. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlerle öldürülüp kimsesizler mezarlığına gömmüşlerdi. Çıkarttırdık, cenazesini teslim aldık. Ölümünden önce bize vekalet verip her şeyini emanet etmiş insanı öldükten sonra terk mi edecektik? Anayasayı ihlal ediyorsunuz. Bizim bunları dile getirmemiz silahlı terör örgütü propagandası mı? Yani bu ülkede Anayasayı silahlı terör örgütleri savunur olmuş, öyle mi?
Dosya sanıklarından Av. Güçlü Sevimli beyanında “Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını kabul etmiyorum. Verilmesi gereken karar beraat kararı idi. Dosya hakkında yeterli araştırma yapmadınız, yapsaydınız vereceğiniz karar beraat olurdu. dedi.
Tüm avukatların müdafisi Av. Oğuzhan Topalkara, “Kötü bir karar verdiniz, kötü bir yargılama yaptınız ama sizin hakkınızda ‘reddi hakim’ talebimiz olmadı. Çünkü müstesna değilsiniz. Bu dönemin mahkemeleri içinde farklı bir tarafınız yok. Bizim tevsii tahkikat taleplerimiz olacak (soruşturmanın ve delillerin genişletilmesi talepleri). Çünkü kötü bir yargılama yaptınız hiçbir şeyi tam olarak incelemediniz. Zamanaşımı işleyebilir ama biz beraat istiyoruz. ‘Siz de bizi hiçbir zaman beğenmiyorsunuz zaten’ diyebilirsiniz. Nasıl beğenelim? Suç tarihini bile yanlış yazmışsınız. Yaptığınız şey yargılama değil ki. ‘Ama benim verdiğim diğer karar onandı’ diyebilirsiniz. O kararı da siz vermediniz. Bugünkü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı verdi, siz de imzaladınız. Bu karar başsavcının cv’sinde önemli bir karardı. Bizim taleplerimizi kabul ederseniz yargılamanızı düzeltirsiniz. Taleplerimizi yine reddederseniz, unutmayın ki siz Akın Gürlek değilsiniz. Gördüğünüz gibi sizin kararlarınız bozulabiliyor. Dolayısıyla yine bozulur. Zamanaşımı kararı verirseniz de bari kararı yazarken önceki kararda yaptığınız maddi hataları düzeltin” dedi.
Müdafi Av. Several Ballıkaya, “Bir ayıdan üç post çıkardınız. Aynı fiil nedeniyle kişileri hem örgüt üyeliği, hem örgüt propagandası, hem örgüt propagandasının nitelikli hali iddialarıyla yargılayamazsınız. Dosyada deliller düzgün incelenmedi. Gizli tanık dinlemeleri usule aykırı yapıldı. Deliller uygun prosedürlerle tespit edilmedi. Bu dosyada sadece hukuksuz kararlar verilmedi. Bu dosya canımız Ebru’nun hayatına maloldu. Bu adaletsizliği kabul etmediği için dosyada suç diye sayılan şeylerin yasal hak olduğu, avukatlığın icrası olduğu tespit edilmelidir. Zamanaşımı da değil beraat kararı verilmelidir” ifadelerini kullandı.
Savcılık mütalaasında avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın Savran hakkındaki suçlamaların zamanaşımından düşürülmesi, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Özgür Yılmaz’ın cezalandırmaları talep etti. Duruşma 21 Ekim’e ertelendi.
Sendika.Org