Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında 29 gündür direnen 25 işçi ile birlikte Alman Başkonsolosluğu önündeydi
Birleşik Metal İş, Gebze’deki Erlau fabrikasında anayasal haklarını kullanarak sendikalı oldukları için işten atılan, 29 gündür direnişlerini sürdüren 25 işçi ile birlikte Almanya İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması düzenledi.
Eylemde Genel Başkan Atar açıklama yaptı. Sendikanın Çalışma Bakanlığı’ndan Alman Başkonsolosluğu ve Elçiliği’ne sürece dahil olan tüm kurumlarla iletişime geçtiklerini ancak sendikanın çabasının sonuçsuz bırakıldığı kaydeden Atar, firmanın Almanya ve Türkiye yönetici ekiplerinin de sendika hakkını çiğnemeye devam ettiğini söyledi.
“Bu Alman işveren Türkiye’nin kanunlarını, Anayasasını açıkça çiğneme cesaretini kimden alıyor” diye soran Atar, AKP iktidarının işçi ve emekçi haklarını hiçe saydığı siyasi ortamın yabancı sermayeye de Türkiyeli işçi ve emekçileri adeta köle olarak çalıştırmayı kendine hak gördüğünün altını çizdi.
Üç gün önce Çalık Holding önünde holding korumaları tarafından darp edilerek öldürülen Erol Eğrek’i hatırlatan Atar, “Türkiye işçi sınıfı arasından yasal haklarını aramanın bedeli ölüm oluyor, Erlau işçileri gibi işinden olmak oluyor, baskılar, mobbingler oluyor!” dedi.
AKP iktidarının ülkeyi emekçiler için adeta bir cehenneme, yabancı sermaye içinse ‘her türlü seferberliğin ilan edildiği bir cennete çevirdiğini’ kaydeden Atar, sendika tarafından hazırlanan sendikal hak ihlalleri raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Birleşik Metal İş, örgütlenme süreci ve yetki başvurusuna dair şu ayrıntıları paylaştı:
2025 yılı için sıfır zam dayatması yapılması üzerine işçiler, anayasal sendikal haklarını kullanarak sendikamıza üye olmaya başlamıştır.
İşveren vekili Genel Müdür Orkun Şen, çalışanlara yönelik sistematik hakaretlerde bulunmakta; cinsiyet, pozisyon ve yaş gözetmeksizin işçilere “aptal”, “gerizekalı” gibi onur kırıcı ifadelerle hitap etmektedir. Ayrıca, az sayıda işçiye yüksek iş yükü dayatarak sürekli üretim baskısı kurmuştur. Bu nedenlerle son yıllarda onlarca, hatta yüzlerce işçinin işten ayrılmak zorunda kaldığı bilinmektedir.
Sendikamız, ERLAU işyerinde 21 Şubat 2025 tarihinde 29 işçinin üyeliğiyle çoğunluğu sağlamış ve toplu iş sözleşmesi yetkisi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur.
Bakanlık, yaptığı inceleme sonucunda sendikamızın olumlu yetki tespitini hem tarafımıza hem işverene tebliğ etmiştir. Ancak işveren bu yetki tespitine itiraz ederek süreci uzatmıştır.
Bu süreçte üyelerimiz, yasal hakları çerçevesinde çay ve yemek molalarında kokart takarak, alkışlı ve sloganlı protesto eylemleriyle tepkilerini göstermiştir.
İşverenin sendika karşıtı tutumuna ilişkin şunlar söylendi:
Alman sermayeli ERLAU işvereni, sendikal örgütlenmeye düşmanca yaklaşarak, yetki süreci sonrasında sendikamıza üye olan 23 işçiyi tazminatsız biçimde işten çıkarmıştır. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınan sendikal hakların ve Almanya’nın da taraf olduğu ILO sözleşmelerinin açık ihlalidir.
İşten atılan üyelerimiz 14 Nisan 2025 tarihinde fabrika önünde direnişe başlamış, bu mücadele bugün itibarıyla 29. gününe ulaşmıştır.
Bu süreçte sendikamızın Genel Başkanı ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Genel Müdür Orkun Şen ile temas kurmuş; ancak hiçbir olumlu adım atılmamış, sendika karşıtı tavır sürdürülmüştür.
12 Nisan’da üyemiz Abdullah Özkoç’un tazminatsız olarak işten çıkarılmasının ardından fabrika önünde direniş başlamış; 18 Nisan’da 22 üyemiz daha, Genel Müdürün “bu sendikayı kesinlikle buraya sokmayacağım, üye olan herkesi işten çıkaracağım” sözlerinin ardından işten atılmıştır.
08 Mayıs 2025 tarihinde şirketin sahibi Herr Rieger’in fabrika ziyareti sırasında, görüşme taleplerimiz reddedilmiş; çıkışta protesto eden işçilere karşı Herr Rieger ve Genel Müdür Şen araçlarını işçilerin üzerine sürerek provokatif ve tehlikeli bir tutum sergilemişlerdir.
09 Mayıs 2025 tarihinde içerde kalan 2 beyaz yaka üyemiz daha işten çıkarılmış; bir diğer mavi yaka üyemiz, servis şoförü tarafından “Sendika üyesisin, kesin talimat var, seni servise alamam” denilerek işyeri servisine alınmamıştır.
Şirketin Almanya merkezi ile temas kurulmaya çalışıldığı şöyle aktarıldı:
Sendikamız, çözüm için her türlü diyalog kanalını işletmiş; 24 Mart, 2 Nisan ve 7 Mayıs tarihlerinde şirketin hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı Benjamin Rieger’e mektuplar göndererek diyalog çağrısında bulunmuştur.
Sendikamızın üyesi olduğu IndustriALL Küresel Sendikası da şirket yönetimine hitaben sendika ile diyalog başlatılması talebiyle bir mektup göndermiştir.
Almanya’daki IG Metall Sendikası da şirketin yönetim kurulu ile görüşmek üzere girişimde bulunmuştur.
Ancak şirket, ne sendikamızın ne IndustriALL’un ne de IG Metall’in çağrılarına yanıt vermiştir.
ERLAU Türkiye’de yaşanan bu ihlaller yalnızca yerel bir sorun değil, aynı zamanda Alman sermayesinin Türkiye’deki işçi haklarına yaklaşımı açısından ciddi bir kaygı konusudur. Kendi ülkesinde sendikal haklara saygı gösteren bir firmanın Türkiye’de tam tersi uygulamalara başvurması, Almanya’nın uluslararası alandaki iş ahlakı ve insan hakları imajını zedelemektedir.
Bu tutum, Türkiye-Almanya ekonomik ilişkilerini ve sosyal diyalog kültürünü de olumsuz etkilemektedir.
Açıklamada talepler şöyle sıralandı:
Birleşik Metal-İş Sendikası olarak aşağıdaki taleplerimizi kamuoyuna ve Alman kamuoyuna saygıyla sunarız:
- İşten çıkarılan tüm işçilerin derhal işe geri alınması,
- Sendikamızın tanınması ve toplu sözleşme sürecinin başlatılması,
- Alman kamu otoriteleri ve kamuoyunun konuya duyarlılık göstermesi, hukuka aykırı bu uygulamalara karşı şirket nezdinde adım atması.
Türkiye’de faaliyet gösteren tüm çok uluslu şirketlerin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yasaları, ILO sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun hareket etmesini talep ediyoruz.
ERLAU işvereninin bu saldırgan tutumu yalnızca işçileri değil, Alman sermayesinin itibarını da derinden zedelemektedir.
Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu başta olmak üzere tüm ilgili Alman kamu otoritelerini bu süreci dikkatle izlemeye ve uluslararası sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Sendika.Org