28 Nisan’da Samsun Canik’de meydana gelen ve üç kişinin hayatını kaybettiği, bir kişinin yaralandığı heyelanın olduğu yerde Samsun Çevre Platformu basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Canik’te yaşanan bu felaketin üzeri kapatılamaz! Bu olay, doğayı hiçe saymanın, plansız şehirleşmenin ve insan hayatını ikinci plana atmanın ağır bedelidir” denildi
Samsun’un Canik ilçesinde 28 Nisan’da meydana gelen ve üç kişinin hayatını kaybettiği heyelanın yaşandığı akaryakıt istasyonunda, Samsun Çevre Platformu’nun (SAMÇEP) çağrısıyla basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada yaşanan olayın basit bir doğa afet veya kaza olmadığını; yıllardır uyarılara rağmen yapılan plansız müdahaleler, doğaya karşı hoyrat tutumun ve rant uğruna göz göre göre yaratılan risklerin bir sonucu olduğu ifade edildi. Ayrıca açıklamada olayın yaşandığı bölgenin, sadece yerel bir yaşam alanı olmadığı, bölgesel ve ulusal ölçekte stratejik bir geçiş noktası olduğuna dikkat çekilerek Batı Karadeniz ve İç Anadolu’dan gelen kara yolu trafiğinin Doğu Karadeniz’e açıldığı tek şehir geçişi olduğu ve Samsun’un içme suyu isale hattı ve doğal gaz ana boru hattının da geçtiği hatırlatıldı.
Yapılan açıklama şöyle:
Bölgenin Yapısal Riskleri bilinmesine rağmen önlem alınmadı. Olayın yaşandığı bölge ticari potansiyeli yüksek bir alandır. Ancak doğal topoğrafik yapısı nedeniyle yalnızca dik yamaçların yol koduna indirilmesiyle kullanıma açılabilmiştir. Ranta dayalı imar politikaları nedeniyle parsel bazlı değil , bölge bazlı jeolojik ve jeoteknik etütler yapılmadan bölge imara açılmıştır.
Şimdi sadece üç canı değil, gelecekte binlerce insanın hayatını, şehrin içme suyu güvenliğini ve bölgesel ulaşımı tehdit eden bir tablo ile karşı karşıyayız!
Bu riskler defalarca görünmesine rağmen yapılaşma iştahı kesilmemiş, bölgede sağlıksız ve denetimsiz gelişim sürdürülmüştür. ne yazık ki faciadan sonra dahi olay yerine 1 km mesafede benzer parsel oluşturma çalışmaları devam etmektedir.
Afet riski taşıyan alanlarda yapılaşmanın önlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması 6306 sayılı Kanun gereğidir. Heyelan riski taşıyan bu bölgede herhangi bir afet risk analizi yapıldı mı? Yapıldıysa neden sonuçları dikkate alınmadı?
Ulusal ve uluslararası çevre hukukunun temel ilkelerinden biri olan ‘önleyici tedbir ilkesi gereğince risk ihtimali dahi varsa gerekli önlemler alınmalıydı. Ne yazık ki önlem alınmayan her gün, telafisi mümkün olmayan kayıplara sebep olmaktadır.
Önceden yaşananlar da bellidir.
- 2012’de hemen yakındaki Lovelet AVM’nin içinde dere geçirilerek yapılan inşaat sonucu büyük bir sel felaketi yaşandı.
- Aynı çevrede kaya düşmesi nedeniyle bir mobilya mağazası kullanılamaz hale geldi.
- Bugün aynı bölgede, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kayalar traşlanarak yeni imar alanları açılmakta, doğal doku geri dönüşü olmayan biçimde tahrip edilmektedir.
Samsun Çevre Platformu olarak açıkça soruyoruz:
- Doğal yapı ve stratejik altyapı riski biliniyorken bu müdahalelere nasıl izin verildi?
- Kaya traşlama çalışmaları hangi bilimsel etüt raporlarına dayanılarak yürütüldü?
- Bölgedeki kritik altyapının güvenliği hangi denetim mekanizmalarıyla sağlandı?
- Bu facianın sorumluluğu, doğa olaylarına değil, açık ihmal ve yanlış şehircilik politikalarına aittir!
Samsun Çevre Platformu olarak yetkililere çağrımızdır:
- Derhal bağımsız bilim insanlarından oluşan bir bilirkişi heyeti ile olay yerinin ve çevresinin jeoteknik analizleri yapılmalıdır.
- Sorumlular hakkında adli ve idari soruşturmalar başlatılmalıdır.
- Samsun’un tüm riskli bölgeleri bilimsel esaslarla taranmalı ve kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Canik’te yaşanan bu felaketin üzeri kapatılamaz! Bu olay, doğayı hiçe saymanın, plansız şehirleşmenin ve insan hayatını ikinci plana atmanın ağır bedelidir!
Sendika.Org