CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik İBB operasyonuyla ilgili açıklama yaptı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sabah saatlerinde İBB’ye yapılan yeni operasyona dair açıklama yaptı. Çelik’in ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada 30 Ekim’de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlayan süreçte Türkiye’nin şafak operasyonlarına alıştırılmaya çalışıldığını ifade etti.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, açıklama yapıyor / İstanbul #Canlı https://t.co/wMkKmkMEys
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) April 26, 2025
Çelik sabah saatlerinde yapılan operasyonun hafta sonuna denk getirilmesine dikkat çekerek “19 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu gözaltına aldılar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gözaltına aldılar ve bunun Türkiye’ye büyük bir maliyeti oldu. O gün borsa aşağıya düştü, faiz yükseldi, dolar yükseldi ve Merkez Bankası rezerv satmak zorunda kaldı. O yüzden bugün zaman ayarlı bir operasyonla bu işi cumartesi gününe getirdiler. Niye? Türkiye ekonomisi bu işten etkilenmesin… Bunu niye anlatıyorum? Bu, yargıya siyasetin müdahalesinin en somut göstergelerinden bir tanesidir. En somut göstergelerinden… İstanbul’a telefon geliyor. ‘Aman ha bu işi hafta sonu yapın ki dolar etkilenmesin, borsa etkilenmesin, ekonomi bu işten etkilenmesin…’ Bunun başka bir göstergesi yok” dedi.
Özgür Çelik’in yaptığı açıklamanın satırbaşları şöyle:
“Belediyelerle hiç ilgisi olmayan aileler”
İkincisi şu: bugün gözaltına alınan şu ana kadar 51 kişi, bize ulaşan bilgilere göre, avukatlarımız ve milletvekillerimiz şu anda buradalar. İstanbul Büyükşehir Belediye binası içerisinde genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, avukatlarımız süreci dikkatle takip ediyorlar. 51 kişi gözaltına alındı. Kimler var içinde? Aileler var artık. Yani o kadar gözünü karartmış ki, belediyelerle hiç ilgisi olmayan aileler… Murat Ongun’un eşi, Ekrem Bey’in eşinin akrabası, abisi… Şimdi ailelere kadar uzanan bir süreç. Gözünü karartan bir iktidar. Başka kim var? Belediyenin genel sekreter yardımcıları, iştirak şirketlerindeki kilit noktalardaki isimler, önemli görevlerdeki arkadaşlar.
İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa
Kim var başka? İSKİ’nin Genel Müdürü Şafak Başa. Geçen hafta biz Sayın Genel Başkanımızla birlikte Ekrem Başkanı cezaevinde ziyaret ettiğimizde bize bir şey söyledi. Dedi ki: “İSKİ Genel Müdürü bana geldi ve bana şunu söyledi. Sazlıdere Barajı’nın kenarında, Kanal İstanbul projesinin yanında 24 bin konutluk bir projeyi başlatmışlar. Şirketler girmiş oraya. Sazlıdere Barajı’nı yok edecek bir iş yapıyorlar. Bu konuyu ben dile getireceğim. Lütfen siz de bu konuya dikkat çekin.” Biz de genel başkan yardımcılarımızla beraber gittik, Sazlıdere Barajı’nın kenarında basın açıklaması yaptık. Şafak Başa da yanımızda dikiliyordu. Aynı Şafak Başa, İSKİ’nin genel müdürü… Bakın ne diyor? İSKİ kanal şantiyesine yıkım tebligatı gönderdi. Kanal şantiyesine, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, yıkım tebligatı gönderdi. Ne dedi? “Sen bu projeyle Sazlıdere Barajı’nı, İstanbul’un su kaynaklarını yok etmek üzeresin. Bunu yapma, ruhsatsız bu yapı. Bunu yaparsan 25 Mayıs’a kadar zamanın var. İnşaatı durdur, yoksa yıkarız burayı.” İşte bunun için şu anda İSKİ Genel Müdürü ve İSKİ’de bir bölüm yönetici gözaltında. İşte burada. Bakın bu bugünkü gazetenin manşeti. Burada. Şimdi, hem zaman ayarlı operasyon hem de… Ya tamam, anladık; iktidar hırsı gözünüzü bürümüş. Tükenmiş iktidarı korumak için elinizden gelen her türlü yalanı, her türlü iftirayı, her türlü karalamayı yapıyorsunuz, anladık. Ya bu rant hırsı nedir ya? Bu rant hırsı nedir ya? Bu memleket kimlere parsel parsel satıldı ya? Kime satıldı parsel parsel bu ülke? Kimlere sözler verildi? Bu ne hırs yani? Dün tebligat gönderen adamı bugün gözaltına almak, bu neyin hırsı? Kime sözler verildi? Buraların sözü kime verildi? Bu memleket kime satılıyor parsel parsel?
“Dedikoduyla, iftirayla, yalanla insanların ailelerini, insanları gözaltına alıyorlar”
Şimdi, ikincisi: gözaltına alınan 51 kişi içerisinde milletvekili var, eski ilçe başkanı var, İBB ile hiç ilgisi olmayan insanlar… Sosyal medya trolleri tweet atıyorlar; işte şu kişinin şuyu var, buyu var diye… Yalanlar, iftiralar, yandaş kanallarda yalanlar, iftiralar… Bir takım kişiler çıkıp orada bir takım dedikodular gönderiyor. Dedikoduyla, iftirayla, yalanla insanların ailelerini, insanları gözaltına alıyorlar. İnsanları gözaltına alıyorlar. Ne yapmak istiyorlar? 31 Mart’tan beri 412 belediye kazandı Cumhuriyet Halk Partisi. 31 Mart’tan beri belediyeleri, belediyelerle toplumun arasındaki bağı kopartmaya çalışıyorlar. Şimdi, 23 yıl boyunca Türkiye’yi muhtaçlaştırma politikasıyla yürüttüler. Yönettiler. Muhtaçlaştırma politikası vatandaşı bir kuru ekmeğe muhtaç bırak, vatandaşa sonra elindeki belediyelerle küçük küçük sosyal yardımlar yap, kendine bağımlı hale getir. Bu şekilde iktidarını sürdür. 2019’da büyükşehirleri kaybettiler. 2024’te 412 belediyeyi Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Türkiye nüfusunun büyük bölümünü CHP’li belediyeler yönetiyor. Muhtaçlaştırma politikası çöktü. Biz belediyeler yoluyla vatandaşa dokunamıyoruz. CHP dokunuyor. Neyle dokunuyor? Kent lokantasıyla dokunuyor. Neyle dokunuyor? Kreşlerle, yurtlarla, anne kartlarla, sosyal desteklerle dokunuyor. Burslarla dokunuyor öğrenciye, yurtla dokunuyor. Öğrenciye destek oluyor. Benim muhtaçlaştırma politikası çöktü. O zaman 31 Mart’tan sonra tasarruf tedbirleri genelgesiyle CHP belediyeleri iş yapmasın diye İller Bankası’ndan gelen paydan kesinti yapıyorlar. Her ay belediyelere gelen paranın yüzde 40’ını, 50’sini, belediyesine göre yüzde 35’ini kesiyorlar. Maaş ödeyemez hale getirmeye çalışıyorlar. Hizmet edemez hale getirmeye çalışıyorlar.
Buna rağmen belediyeler emekli evleri açıyor. Buna rağmen belediyeler yeşil alanlar, parklar yapıyor. Buna rağmen kent lokantaları açıyor ve şimdi de gözaltılar. En kilit noktada görev yapan insanlar. İSKİ dediğin kurum İstanbul’un en önemli kurumu. En kilit noktadaki insanları gözaltına alarak belediye ile toplum arasındaki bağı koparma çabası yapamazlar. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler vatandaşlara hizmet etmeye devam edecek. Erken seçim sandığı gelecek ve gidecekler. Rant hırsıyla, iftirayla, yalanla, karalamayla bir tane daha örnek vereyim: Kanal İstanbul işte. Anlatıyorum sabahtan beri. Şafak Başa, Şişli’nin Kanal İstanbul’udur bu projeler dedi Emrah Şahan. Orada rant projelerini, inşaat projelerini durdurduğu için şu anda Silivri zindanında. Geldi bana anlattı, dedi ki “Başkanım ben bu konuda sert tedbirler alıp bu projeleri durduruyorum. Buralar Şişli’nin Kanal İstanbul’udur” ve gelen kayyum ne yaptı peki? Gelen kayyum o rant projelerinin devamının kararını verdi. Devamının kararını verdi. Dolayısıyla tükenmiş iktidarı sürdürme hırsı, gözünü rant bürümüş bir iktidar. Ne yapmaya çalışıyorlar? Toplumun gerçek gündemlerinin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Kendilerine göre rakip belirlemeye çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı cezaevinde. Niye? Üç kere yendi onları İstanbul’da, bir kere Beylikdüzü’nde yendi, üç kere İstanbul’da yendi. Şimdi biliyorlar ki ilk seçimde Türkiye’de yenilecekler. E şimdi onu cezaevine koyduk, toplum kabul etmedi, toplum ikna olmadı. Toplumun yüzde 70’i İmamoğlu’nun cezaevinde oluşunu yanlış bir karar olarak görüyor. Sayın Cumhurbaşkanı ölçtürüyordur, biz de ölçtürüyoruz. Toplumun yüzde 70’i İmamoğlu’nun cezaevinde olması yanlış bir karar diyor. Cumhur İttifakı’na oy verenlerin yüzde 30’u bu karar yanlış diyor. Sokakta vatandaş bizim önümüzü çeviriyor, diyor ki “Ben AK Parti’ye, MHP’ye oy veren birisiyim. İmamoğlu’nun cezaevinde olması yanlış,” diyor. Toplumu ikna edemedikleri için şimdi bu dosyayı nasıl genişletiriz…
Sendika.Org, ANKA