“Bizim için bu eylemler uzun zaman sonra yapılan değil, ilk defa yaptığımız okul eylemiydi. Tüm liselilerin birbirinden destek alması ve diğer deneyimli arkadaşlarımızı güçlü görmemiz bizi cesaretlendiren en büyük unsurdu. Apolitik denen Z kuşağının en genç üyeleri olan bizler herkese sesimizi duyurmanın ve hakkımızı savunmanın gururunu yaşıyor fakat okulumuzda eylem sırasında yaşadıklarımız yüzünden korkmadan da edemiyoruz”
Öğretmenleri sürülen okullardan biri de İstanbul’da bulunan Kadir Has Anadolu Lisesi’ydi. Öğrencileri öğretmenlerinin sürgün edilmesine karşı hem kendi okullarının bahçesini eylem alanına çevirdi hem de İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeki eylemlere katıldı. Kadir Has Anadolu Lisesi öğrencilerinin biriyle eylemlerine ve sürecin devamına dair konuştuk.
Liseli, okullarının eylem ve mücadele geleneğinin olmadığını, her şeyi kendilerinin el yordamıyla keşfettiklerini ifade etti. Kendilerinin ilk eylemleri olduğunu ve bu eylemlerde seslerini herkese duyurmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden liseli, ellerinden geldiğince bunu sürdüreceklerini ekledi. Bunun yanı sıra diğer liselerdeki arkadaşlarıyla bir koordinasyonun kurulması ve eylemlerin bu yolla güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Öğretmenleriniz “norm fazlası” nedeniyle açığa alındı. Sizce gerçek sebep bu mu, neden özellikle muhalif hocalar açığa alındı?
Bizim müdürümüz öğretmenlerin birkaçının kendi isteğiyle okul değiştirdiğini söyledi ve bunu biz de biliyoruz ama bu öğretmenler açıkça idareden rahatsız olan kişilerdi ve daha fazla onlarla çalışmak istemedikleri için ayrıldılar. Müdür 5 öğretmenin de yerine daha iyi öğretmenlerin başvurduğunu ve akademik başarıyı arttırmak için onları tercih ettiğini o öğretmenlerin de başka okullara yerleşeceğini söyledi. Ancak biz bu öğretmenlerle konuşunca öğrendik ki müdür kendilerine kadro değişmeyecek, siz yine ilk sıraya kendi okulunuzu yazın demiş. Sonrasında bu öğretmenler yerleşemeyince öğrenmişler işin aslını. Ayrıca bize özellikle muhalif hocaları veya sendikalıları değil, tamamen bunlardan uzak, şeffaf karar verdiğini söyledi. Ancak biz buna inanmıyor ve işin aslının tam tersi olduğuna inanıyoruz.
Yıllar sonra ilk defa liselerde eylemler oldu. Bu liseliler açısından ne anlam ifade ediyor? Sürece dair ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle biz Kadir Has Anadolu Lisesi olarak herhangi bir eylem geçmişine veya kültürüne sahip bir okul değiliz. Okulumuz bazı köklü okullar gibi 100 yıldır süregelen bir okul da değil. En eski mezunlarımız da şu an okulumuzda öğretmen olarak görevdeler. Bu yüzden sadece en yeni mezunlarımızdan destek alabiliyoruz. Böyle bir geçmişimizin olmaması, ayrıca okulda öğrenci meclisi olmaması da bizi bu tarz bir eylemi ilk kez yaparken çok zorladı ve korkuttu. Yani bizim için bu eylemler uzun zaman sonra yapılan değil, ilk defa yaptığımız okul eylemiydi. Tüm liselilerin birbirinden destek alması ve diğer deneyimli arkadaşlarımızı güçlü görmemiz bizi cesaretlendiren en büyük unsurdu. Apolitik denen Z kuşağının en genç üyeleri olan bizler herkese sesimizi duyurmanın ve hakkımızı savunmanın gururunu yaşıyor fakat okulumuzda eylem sırasında yaşadıklarımız yüzünden korkmadan da edemiyoruz. Elimizden geleni yapmaya devam edecek ve süreci sürdürmeye çalışacağız.
Kendi okulunuzdaki eylemler nasıl geçti, okul idaresinin herhangi bir müdahalesiyle karşılaştınız mı, karşılaştıysanız nelerdi?
Eylem sürecimiz çok zorluydu, idare asla barışçıl değildi. Süreci şöyle anlatayım. 14 Nisan günü okulumuzda son dakika kurulan bir gruptan acemi planlamayla bir oturma eylemi gerçekleştirdik. Sabah müdür tek tek sınıfları gezerek öğretmenlerimizin mağdur olmadığını, bazı öğretmenlerimizin kendi isteğiyle bazılarınınsa yerlerine daha iyi hocalar geleceği için ayrıldıklarını açıkladı. Zaten mezunlarınız da olayı bilmeden harekete kalkışmışlar. Siz onlara uymayın yaptırımları olacaktır diyerek korkuttuğu için sayımız azaldı. Yine de öğle tatilinde eyleme başladık. Müdür yardımcısı hiçbir slogan atmamamıza rağmen elimizdeki pankartları daha açamadan elimizden aldı. Türk bayrağı açan arkadaşımızın elinden bayrağı aldı. MEB’in kitabındaki bayrağı açan arkadaşımızdan o da alındı. En son çatıya çıkıp büyük bir bayrak açtı ama maalesef o da alındı. İki müdür yardımcısı, müdür ve 10-15 öğretmen bizi sınıfa çıkmaya ikna etmeye çalıştılar. Müdür sürekli yanlış yapıyorsunuz diye bağırdı. Öğretmenler, müdür zoruyla yok yazarız dedi. Yoklamalar alınıp fotoğrafların öğretmen gruplarına atmaları istendi. “Okuldan atılırsınız, yazıklar olsun, bokunu çıkardınız, o lafları yediririm sana…” şeklinde tehditlere ve hakaretlere uğradık. Kapıda polisler vardı. Zaten mezunlarımızı da içeri almadılar. Yazdığımız bildiriyi okumak isteyen ve en başta elinden pankartı alınan arkadaşımızdan bu sefer de hoparlörü alarak bildiri okumasına da izin vermediler. Korkudan ağlayanlar, midesi bulanıp kusanlar, sinir krizi geçirenler oldu. Asla çekim yapmamıza izin verilmeyip telefonlarımızı elimizden alıp kayıtları sildiler ama müdür telefonuyla hepimizi kayda aldı. Cesaretimiz kırılıp korkutularak sayımız azaldıkça kolumuzdan sürükleyip kaldırmaya, ayakla iteklemeye başladılar. Burada kalanların numaraları alınacak deyince 10 kişi kalana kadar kalktık. Bir arkadaşımız okul değiştirmeliyim demiş ve avukatlarla konuşmaya başlamış. Korkutarak bizi sindirdiler. Öğretmenlerimiz ise müdürün kadroyu değiştirmeyeceğim siz ilk sıraya Kadir Has’ı yazın demesine inandıkları için açıkta kaldılar.
Aynı süreç içerisinde isyanın itici gücü olan üniversitelilerden bir beklentiniz var mı, ne iletmek istersiniz?
Üniversitelilerden isteğimiz bizlerin yanında olduklarını hissettirmeleri ve bizi cesaretlendirmeleri. Çünkü bizler haklarımızı tam olarak bilmiyoruz bu yüzden idarenin en ufak tehdidinden korkup vazgeçiyoruz. Ayrıca okul içinde olmayan halka açık alanlardaki liseli eylemlerine de olabildiğince destek olmalarını, katılım sağlamalarını bekliyoruz. Bir de ellerine okullarımızda çekilmiş görüntüler ulaşınca olabildiğince yaymalarını.
Sizce eylemler nasıl devam etmeli?
Eylemlerin nasıl devam etmesi gerektiği hakkında net bir fikrim yok açıkçası. Dediğim gibi biz ilk kez görüyoruz böyle bir eylem ve uzun vadede nasıl bir yol izlenmeli ne gibi adımlar atılmalı bilemiyoruz. Olabildiğince diğer liseli arkadaşlarımızdan bilgi edinip ona göre planlama yapmaya çalışıyoruz. Ancak bir süre sonra sesimiz okul bahçelerini aşamamaya başlayacak. Biz her okul gibi kalabalık sayılara ulaşamıyoruz çünkü. Bu yüzden en azından İstanbul’daki liselerin meydanlarda, basının ve sendikaların dikkatini çekecek ayrıca okullardan birer temsilcinin kendi okulu adına açıklama yapacağı eylemlerde bir araya gelmesini istiyoruz.