2004’te katledilen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Önder Babat, İstanbul Üniversitesi’nde anıldı. Üniversiteliler Önder Babat’ın vurulduğu yerde vurulduğu saatte 19.00’da Taksim İmam Adnan Sokak’ta onu anmaya çağırdı
3 Mart 2004’te çalışanı olduğu Devrimci Hareket dergisinden çıktığı sırada İstiklal Caddesi’nde bulunan İmam Adnan Sokak’ta vurularak yaşamını yitiren İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Önder Babat, İstanbul Üniversitesi’nde anıldı.
Açıklamanın sonunda üniversiteliler Önder Babat’ın vurulduğu yerde vurulduğu saatte 19.00’da Taksim İmam Adnan Sokak’ta onu anmaya çağırdı.
Yapılan açıklamada şunlar söylendi:
Önder Babat’ın mücadelesı̇ bı̇zı̇m mücadelemı̇zdı̇r!
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Önder Babat, 21 yıl önce, 3 Mart 2004’te, İstanbul’un en işlek caddelerinden biri olan İstiklal Caddesi’nde susturuculu bir silahla, başından tek kurşunla vurularak katledildi. Bu cinayet, başlangıcından itibaren karanlıkta bırakılmak istendi. O gün, gerçekler birer birer örtbas edilmeye çalışıldı; önce “başına taş düştü” dediler, sonra “yorgun kurşun” yalanına sarıldılar. Yıllarca süren mücadeleyle, Önder’in kasıtlı ve planlı bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıktı. Ancak, tek bir kişi dahi yargılanmadı. Savcılık, Önder Babat cinayetindeki delillere ‘Terör örgütü kaynaklı iddialar’ diyerek dosyayı kapattı! Geçtiğimiz yıl ise, dosya zaman aşımına uğratılarak kapatıldı.
Bu bir son değil! Biz bu davayı kapatmıyoruz!
Önder, eşit ve özgür bir dünya için mücadele eden, halkına karşı sorumluluk hisseden bu okulun devrimci öğrencilerinden biriydi. Hukuk Fakültesi’nde kurduğu “Hukuk Oyuncuları” tiyatro grubu ile klasik eserlerin sahnelenmesi sürecinde yer alırken felsefe toplantıları düzenliyor ve kampüslerde özerk demokratik üniversiteyi kurmak için de mücadele veriyordu. Onun kampüslerde, sokaklarda, en önde yürüyerek emperyalizme, sömürüye ve baskıya karşı yükselen sesi susturulmak istendi. Önder, dönemin ABD emperyalizminin Ortadoğu’da estirdiği yıkım politikalarına karşı duranlardan, NATO’nun İstanbul toplantısına karşı gençliğin öfkesini örgütleyenlerden biriydi; işgalcilere, savaş çığırtkanlarına ve küresel sermayeye karşı dimdik durdu. Bu toprakları dikensiz gül bahçesi sanan Bush, Trump, Netanyahu ve onların kanlı düzeninin temsilcileri, burada ellerini kollarını sallayarak dolaşamasın diye mücadele etti. Ve tam da bu yüzden, NATO’nun İstanbul toplantısı öncesinde, planlı bir şekilde katledildi. Onun katledişi yalnızca bir devrimcinin değil, anti-emperyalist, ilerici ve yurtsever tüm kesimlerin hedef alınmasıydı.
Önder’i susturmak isteyenler, adalet talebimizi de bastırmaya çalıştı. Önder Babat cinayeti, 21 yıl boyunca bilinçli bir şekilde karanlıkta bırakıldı. Gerçeklerin açığa çıkmasını isteyenler, adalet talep edenler baskıyla, işkenceyle, gözaltılarla susturulmaya çalışıldı. Katillerin peşine düşmeyenler, Önder için adalet isteyen üniversite öğrencilerinin peşine düştü. Beyazıt Meydanı’nda onun adını haykırmamız yasaklanmak istendi, sokaklarda gözaltılarla, engellemelerle karşılaştık. Ama tüm baskılara rağmen Önder’i unutmadık, unutturmadık! Onun mücadelesini sürdüren bizler, bir kez daha söylüyoruz: Ne Önder’in adını silebilecekler ne de adalet talebimizi bastırabilecekler!
Bugün, Önder’in davası zaman aşımına uğratılmış olabilir. Ancak biz biliyoruz ki halka karşı işlenen suçlar ne unutulur ne de zamana yenik düşer.
Adalet, mahkeme salonlarında değil, direnenlerin mücadelesinde yaşar. Önder’in yürüdüğü yolu terk etmiyoruz, onun ideallerindeki dünyayı kurmak için mücadeleye devam ediyoruz. Önder, bizim yüzünü göremediğimiz, sesini duyamadığımız ama mücadelesini devraldığımız yoldaşımızdı. Onu ne tanıyabildik ne de birlikte yürüyebildik, ama bugün Önder’i mücadele alanlarında, pankartların ardında, barikat başında, halkına adanmış bir ömür ile anıyoruz. Katilleri bilsin ki Önder’in düşleri yarım kalmayacak, onun yürüdüğü yolda biz varız!
Onu katledenler ve unutturmak isteyenler, bugün de aynı karanlık düzeni sürdürmeye çalışıyor. Üniversiteleri hapishaneye çevirerek gençliği teslim almaya, umutsuzluk ve korku içinde büyüyen nesiller yaratmaya uğraşıyorlar. Halkı yoksulluğa ve sömürüye mahkûm edenler, devrimcileri susturabileceklerini sanıyor. Ama yanılıyorlar.
Biz, Önder’in yoldaşları, mücadeleyi devralan öğrenciler olarak buradayız! Onun düşlerini, onun kararlılığını, onun inancını taşıyoruz. Üniversiteleri sermayenin arka bahçesine, gençliği itaatkâr bir kalabalığa çevirmek isteyenlere karşı, onun yürüdüğü yolda dimdik yürüyoruz. Çünkü biz vazgeçmedik, çünkü biz buradayız ve buradayız demek, mücadeleye devam etmek demektir!
Önder Babat’ın mücadelesini yaşatmak, onun bıraktığı yerden daha ileriye taşımak için buradayız! Beyazıt’tan Cebeci’ye, ODTÜ’den Boğazici’ne kadar her yerde bu mücadeleyi yükselteceğiz.
Sokakları ve meydanları terk etmeyenler olarak bir kez daha haykırıyoruz: Biz, faşizmle, baskıyla, zorbalıkla uzlaşmayacağız! Önder’in adını silmeye çalışanlara, onu anmayı suç sayanlara, devrimcileri susturabileceğini sananlara inat, her 3 Mart’ta Beyazıt’tayız, Taksim’deyiz, sokaklardayız!
Önder Babat Ölümsüzdür!
Önder’in yürüdüğü yoldan ilerleyeceğiz! Katillerinden hesabı, onun ideallerini yaşatarak soracak—gündüzleri sömürülmeyen, geceleri aç yatılmayan bir dünya için mücadelemizi sürdüreceğiz!
Bu akşam, Önder’in vurulduğu yerde İmam Adnan Sokak’ta saat 19.00’da buluşuyoruz. Katledilen devrimcilerin mücadelesini sahiplenmek, unutturulmak istenen gerçeği haykırmak, baskıya ve zorbalığa boyun eğmeyeceğimizi göstermek için bir araya geliyoruz. Gelin, Önder’in düşlerini büyütmek, onun yürüdüğü yolu sürdürmek için omuz omuza verelim!
Faşizme karşı Önder olalım!
Sendika.Org