EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, “Yargı sopasıyla herkesi hizaya getirmek istiyorlar. Böyle bir yeni Türkiye’yi asla kabul etmiyoruz. Hep birlikte direnmeye devam edeceğiz” dedi. Özgür Özel de “Emek Partisi’nin başlatmış olduğu ‘Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş’ kampanyasına biz de destek veriyoruz” dedi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Emek Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Görüşmenin ardından Özel ve Seyit Aslan açıklama yaptı.
CHP heyetini EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ve Emek Gençliği Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Bilgesu Kiper karşıladı. Yaklaşık 2 saat süren basına kapalı görüşmede, son dönemde muhalefetin her alanında artan siyasi baskılar karşısında ortak mücadele imkanları konuşuldu.
Seyit Aslan’ın açıklamaları şöyle:
Son süreçte yaşanan hukuksuzluklarla ilgili görüş alış verişinde bulunduk. Parti olarak kısaca şunu ifade etmek isteriz. AKP’nin 8. Olağan Kurulu’nda Cumhurbaşkanı, ‘Bundan sonra yeni Türkiye’ye işaret ederek buna uygun davranan, buna uyanlar siyaset yapabilir’ dedi. Buradan şunu söylemek istiyoruz. Cumhurbaşkanının ifade ettiği yeni Türkiye şu: Yargı sopasının bütün muhalefete sallandığı, yargı sopasıyla herkesi hizaya getirmek istedikleri yeni bir Türkiye’den bahsediyorlar. Milyonlarca asgari ücretlinin açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmesini ‘yeni Türkiye’ diye ifade ediyorlar. Çiftçilerin ürünlerini satamadıkları bir Türkiye’den bahsediyorlar. Sendikal hak ve özgürlüklerin budandığı, grevlerin yasaklandığı yeni bir Türkiye’den bahsediyorlar. Aynı zamanda aydını, siyasetçisini Türkiye’de demokratik hak ve özgürlükleri isteyen herkese karşı yargı sopasının her gün yeniden ele aldıkları bir süreçten bahsediyorlar. Biz böyle bir yeni Türkiye’yi asla kabul etmiyoruz. Asla da kabul etmeyeceğiz. Belediye başkanına daha kürsüden inmeden soruşturma açılması, Türkiye’de siyasetçilerin gece yarısı gözaltına alınması asla kabul edilebilecek bir şey değil.
Türkiye’nin ana muhalefetiyle siyasetçileriyle, sendikalarıyla, işçilerle, emekçilerle, kadınlarla, gençlerle iktidarın anti demokratik tavrına karşı hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Hep birlikte direnmeye devam edeceğiz. Bugün Genel Başkanın ziyaretinde ifade ettikleri bir çok şeyi de birlikte sürdürmeye devam edeceğiz.
Özgür Özel’in açıklamasından başlıklar şöyle:
Biz bugün özellikle bir yargı tacizi altında olan ve yargıdaki elverişli sözlerini dinleyen bir aparat diliyle siyasetin, muhalefetin bastırılmaya çalışıldığı; yetmez sivil toplum örgütlerinin susturulmaya çalışıldığı ve Türkiye’de kimsenin konuşamadığı sadece siyasetçilerin konuştuğu ve bu işin sadece ve sadece iktidar partisinin arzu ettiği gündemlerin tartışıldığı bir noktaya taşımaya çalıştıkları bu süreçte görüş alışverişinde bulunduk.
Emek Partisi’nin başlatmış olduğu ‘Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş’ kampanyasına biz de destek veriyoruz. Ortak sorunlara haklı tepkilerin örgütlenmeye çalışıldığını görüyoruz. Hem örgütlerimiz hem üyelerimiz düzeyinde dayanışma içinde olacağız.
Ahmet Özer hakkında beklenip beklenip nihayet hazırlanan ama içi boş iddianameye itiraz ediyoruz. Bu kapsamda Emek Partisi’nin İstanbul İl Başkanı da tutuklandı. Hepimizin HDK operasyonuna inanmamızı istiyorlar. HDK’nin bir terör örgütü olduğunu bilmiyoruz. Ama “HDK’nin terör örgütü ile bağlantılı olduğuna dair yargı kararı olmadığı anlaşılmıştır” diyen yargı kararı var elimizde. Yargıtay da bunu onadı ve kesinleşti. Bugün il başkanı da belediye meclis üyeleri de bu karara rağmen suçlanıyor. Seyyar giyotin hepimizin canını yakmaya çalışıyor. Birlikte mücadelemizi, yol yürüyüşümüz sıklıkla göreceksiniz. Hem Emek Gençliği’ne hem de EMEP’in bütün üyelerini CHP heyeti adına selamlıyorum.
Serap Hanım ‘doku uyuşmazlığı’ demiş, oturduğu koltuğu Adli Tıp’a göndersek doku testi yapsak kimlik tespitini oradan yaparız. Serap Hanım’ın kendi arabasına binip, benim milletvekilimden rica edip gelip de ‘Ben Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılmak istiyorum’ dediğini, bizim de ona olmaz dediğimizi kendisi biliyor. Bu konudaki yaklaşımımızı inkar edemez. Bizimle doku uyuşmazlığı varmış. Katıldığı partinin genel başkanına ‘tek adam’, ülkenin yönetim sistemine ‘tek adam rejimi’ diyen birinin Erdoğan ile doku uyuşmazlığı yok, AK Parti ile yok, bizimle var öyle mi?
‘Tek adam rejiminden Türkiye’yi kurtarmak için mücadele edeceğiz’ deyip, daha geçen hafta Gelecek Partisi heyetinde bizi karşılayıp, içeride bu kadar şeyi konuşup, mahrem konuşmalara tanıklık edip sonra AK Parti’ye 14 saat sonra katılacak, CHP ile doku uyuşmazlığı varmış. Herhalde böyle bir kariyerden sonra siyaseti bu noktaya getirmek, siyaset kurumuna itibar kaybettirmenin doruk noktasına çıkmak Serap Hanım’a nasip oldu. Bir bütün olarak siyaset kurumuna kaybettiriyor. Kendi düştüğü hali kendi takdir etsin. Serap hanımın ‘Gelip ben CHP’ye katılmak istiyorum’ dediğini ve bu konudaki yaklaşımımızı kendisi biliyor.
Ülkeyi yöneten kişinin kendi diploması tartışmalı iken böyle bir tartışmayı gündeme açmak o diplomanın iptalinden medet ummak Ekrem İmamoğlu’ndan ne kadar korktuklarının göstergesi. AK Parti’yi yöneten bir siyasi akıl varsa atılacak en yanlış adımı attığı aleni. Bu kadar acemice bir iş olmaz. Erdoğan’ın diplomasının, okul arkadaşlarının, ders veren hocalarının olmadığı, amfide bir fotoğrafının olmadığı açık. Okul arkadaşlarıyla bir iftar düzenlesin de anılarını anlatsın.
Sendika.Org