Ankara Dikmen’de 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümü dolayısıyla anma yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşün sonunda Ahmet Arif Parkı’nda basın açıklaması yapıldı
Ankara Dikmen’de 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümü dolayısıyla anma yürüyüşü düzenlendi.
Dikmen Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla Dikmen Caddesi’nde bir araya gelenler Ahmet Arif Parkı’na yürüdü. Sloganlarla düzenlenen anma yürüyüşünden sonra Ahmet Arif Parkı’nda basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada şunlar söylendi:
DEPREMLER, YANGINLAR, YIKIMLAR, CİNAYETLER KADERİMİZ DEĞİL!
YAŞAMAK İÇİN MÜCADELEYE!Türkiye tarihinin kara günlerinden biri olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti. Kâr ve rant uğruna depremleri katliamlara dönüştüren iktidar; depremzedeleri, yıkılan kentleri yalnızlığa terk etti.
Koskoca 2 yılın ardından binlerce depremzede, konteyner ve çadırlarda birçok hizmetten yoksun biçimde hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. İktidar sözcülerinin “müjde” diye duyurduğu konut inşaatları, 2 yıl geçmesine rağmen yarısına bile ulaşmadı. Barınma hakkının hiçe sayıldığı kentlerde altyapı sorunları büyüyerek sürüyor. Temiz su, elektrik, doğalgaz; geçen zamana karşın depremzedelere doğru düzgün ulaştırılmıyor. Yaz aylarının ayrı dert, kış mevsiminin ayrı zorluk olduğu deprem bölgesinde eğitimden sağlığa kamusal hizmetler oldukça yetersiz.
SORUMLULAR YARGILANMIYOR, ŞİRKETLERE RANT KAPISI AÇILIYOR!
Onbinlerce insanın yaşamını yitirdiği, milyonları etkileyen depremlerin ardından sorumlular, yetkililer; geçen 2 yılda hesap vermedi. Aksine kamu görevlilerinin sorumluluğunun göz ardı edildiği, müteahhitlerin korunduğu davalar görüldü. Yandaşlara imtiyazlar veren hukuk kararları çıkarıldı. Diğer yandan, yıkımlarda sorumluluğu olan iktidar, sermaye ile kol kola girerek kentlerin inşasını da rant kapısı hâline getirdi. Milyonlarca liralık ihaleler yandaş şirketler başta olmak üzere sermayeye peşkeş çekildi. Halkın ihtiyaçlarına kulak tıkayanlar, konu rant ve talan olunca en hızlı kararları alır oldu.
PATRONLAR ZENGİNLEŞSİN DİYE ÖLMEK İSTEMİYORUZ!
6 Şubat depremlerinden ders çıkarmayan iktidar, katliamları, ölümleri sürekli karşımıza çıkarıyor. Kâr ve rant için insan canını hiçe sayan sermaye düzeni; ihmallerle, cezasızlık politikalarıyla, denetimsizliklerle ölüm saçmaya devam ediyor. Kadın cinayetlerinin en fazla yaşandığı sene olan 2024’te iş cinayetlerinde en az 1897 işçi yaşamını kaybetti, bu işçilerin 71’i çocuktu. 2025’in ilk ayında gerçekleşen Bolu’daki otel yangınından Konya’daki ev yıkımına alınmayan önlemler, bu düzenin çürümüşlüğünü tekrar gözler önüne serdi.
ARTIK YETER!
6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 2 yıl da gösteriyor ki bu düzen; işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere sömürüden ve ölümden başka bir şey vaat etmemektedir. En temel hakkımız olan yaşam hakkımızı savunmak, insanca yaşayabilmek için yan yana gelip birlikte mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok.
Depremler, yangınlar, yıkımlar, cinayetler kaderimiz değil! Yaşamak için mücadeleye!
Sendika.Org