Cumartesi Anneleri 1032. hafta eylemini 2025’in ilk cumartesi günü, gözaltında kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetini sorarak Galatasaray Meydanı’nda yaptı
Cumartesi Anneleri 1032. hafta eylemini 2025’in ilk cumartesi günü, gözaltında kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetini sorarak Galatasaray Meydanı’nda yaptı. Yeni yıla kayıplarına ve adalete ulaşma umuduyla girdiklerini belirten Cumartesi Anneleri, “2025’in bizi kayıplarımıza, ülkemizi barışa, adalete ve huzura yaklaştırmasını diliyoruz” dedi. Ayrıca açıklamada Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, Galatasaray Meydanı üzerindeki kısıtlamanın biçim değiştirerek devam ettiğine dikkat çekilirken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya, hukuka ve Anayasa’ya itaat yükümlülüğünü hatırlatarak ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan Galatasaray’daki sınırlama uygulamasına son verilmesi çağrısında bulunuldu.
Efeoğlu ailesinin oğulları Ayhan Yıldız Teknik Üniversitesi, Ali İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisiydi. Ayhan 6 Ekim 1992 tarihinde, öğrencisi olduğu üniversitenin önünde sivil polisler tarafından gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Onu devletin ilgili tüm kurumlarına soran ailesine gözaltında olmadığı cevabı verildi.
Ayhan’ın gözaltında kaybedilmesinden iki yıl sonra kardeşi Ali de 5 Ocak 1994 tarihinde İstanbul Pendik civarında gözaltına alındı. Ayhan’ı bulamayan aile, bu sefer Ali’nin akıbetini öğrenmek için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak Ayhan ve Ali Efeoğlu’nun kaybedilmesi ile ilgili etkin soruşturma yürütülmedi ve soruşturmalar zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı ile kapatıldı.
2011 yılında, eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu’nun gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne tanık olduğunu açıkladı. “Onu bizzat ellerimle gömdüm” diyerek, Ayhan Efeoğlu’nu işkence ile sorgulayan ve bedenini kaybeden polislerin isimlerini verdi. Bu itiraflar sonrasında, savcılığa baş vuran Efeoğlu Ailesi, dosyanın yeniden açılıp etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılarak oğullarının gömüldüğü yerin tespit edilmesini talep etti. Ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli 8 polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Ardından Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, Ayhan Çarkın’ın ifadelerinden sonra oğullarının kollukta öldürüldüğünün netlik kazandığını belirterek İçişleri Bakanlığı hakkında manevi tazminat davası açtı. Bakanlık mahkemeye gönderdiği cevapta; kayıp olduğu iddia edilen kişilerin kabirlerinin İstanbul’da olması ve soruşturmanın İstanbul’da yapılması nedeniyle dosyanın İstanbul’a gönderilmesi talebinde bulundu. Tüm bunlara rağmen, bugüne kadar maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak nitelikte bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadı.
Sendika.Org