Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye ön şartsız destek olmasının ve “silah bırakma” çağrısını kastederek “beklenen çağrının” bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti. Kartalkaya otel yangınına dair bilirkişi raporunda Turizm Bakanlığı, il özel idaresi ve otel yönetiminin kusurlu bulunmasına değinmeyen Bahçeli, “siyasi dalaşma insanlık dışı” demesine rağmen konuşmasında CHP’li Bolu Belediyesi’ni işaret etti
Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada son gündemlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bolu Kartalkaya’daki yangına dair açıklama yapan Bahçeli, yaşananlara dair “kahredici ve korkunç bir felaket” diyerek söze başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, il özel idaresi ve otel yönetiminin bilirkişi raporunda kusurlu bulunmasına değinmeyen Bahçeli, “Hiç olmaması gereken siyasi dalaşmaların, suç ve sorumlu izi sürmek için yapılan karşılıklı sataşmaların bir ur gibi etrafı sarması ne yazık ki insanlığımızdan utandıracak boyutlardadır” dedi.
Bahçeli, sorumluların işaret edildiği tartışmaları “insanlık değerlerine yabancılaşma” olarak değerlendirirken bu tartışmaları yapanları da “siyasi ve ideolojik ihtirasların eline düşmek”le suçladı, Bolu Belediyesi’nin yangını siyasi karambole getirme arayışında olduğunu söyledi.
Yargının görevini yapmasına müsaade edilmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, ““Beni ilgilendirmiyor, benim yetki alanımda değil” demek en başta ülkemizin demokratik hukuk imajını, ahlaki sorumluluk iradesini gasp etmek ve çiğnemektir” diyerek CHP’lileri ve Bolu Belediyesi’ne işaret etti.
İsrail ve Hamas arasında 19 Ocak’tan itibaren geçerli olan ateşkes anlaşmasına değinen Bahçeli, “Türkiye’nin kararlı ve tutarlı diplomasisi başarıya ulaşmıştır” dedi. Bahçeli, sözlerine şu şekilde devam etti:
ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile Ukrayna savaşını bitirme çabasının aynısını, İsrail ile Filistin ihtilafında görmek, konuya müdahil ve muhatap herkesin en doğal hakkıdır.
Filistin halkını bırakınız topraklarından çıkarmayı veya zorla yerinden edilmesini, bunu ifade etmek dahi gayri hukuki, gayri insani ve gayri ahlaki bir tutumun özetidir.
ABD yönetiminden beklentimiz, ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyması, tahakkümcü ve dayatmacı politikaların sonunun ve sonucunun olmayacağını bilmesidir.
ABD yönetimine terör örgütleriyle kesin hatlarla ayrışması ve bağlarını koparmasının düştüğünü söyleyen Bahçeli, Suriye’de yaşanan gelişmelere dair şunları söyledi:
17 Ocak 2025 tarihinde, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın üst düzey askeri görevlilerle birlikte Suriye’nin kuzeydoğusunda YPG/PKK ile temas kurup terör örgütünden “DEAŞ karşıtı ortaklarımız” diye bahsetmesi ayıplı bir siyasetin yeni skandalıdır.
Teröristler ortaksa Türkiye’yle samimi ve sahici müttefikliğe inanacak ve ikna olacak var mıdır?
Suriye’nin yeni yönetiminin silah bırakmasını istediği terör örgütünün, buna şimdiye kadar yanaşmaması, hatta gündemine dahi almaması bir yönüyle küresel terör baronlarının ve destekçilerinin tembih ve teşvikiyle doğrudan bağlantılıdır.
Bölücü terör örgütü silah bırakmıyorsa, o silahları ellerinden alıp teröristlerin kafasında kırmak ve hepsini birden cezalandırmak Türkiye’nin beka ve güvenlik hakkıdır.
Bahçeli erken seçim beklentisinin hayali bir beklenti ve boşa kürek çekmek olduğunu ifade etti.
DEM Parti heyeti ile PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelere değinen Bahçeli, “silah bırakma” çağrısını kastederek “beklenen çağrının” bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti. Bahçeli şunları söyledi:
Adına DEAŞ denilen yapıyı kimin doğurduğu, kimlerin kucağında büyüdüğü, hangi hizmeti yaptığı ve sonunda efendileri tarafından aylarca nasıl bombardımana ve kimyasal saldırıya tabi tutulup yok edildikleri birkaç yıl öncenin gerçekleridir.
Bu açıdan şanı, şerefi, tarihi ve vicdanı çok büyük olan Türk milleti kaçınılmaz son vuku bulmadan ülkemize her türlü kötülüğü yapmış ve yapmak amacıyla pusuda bekleyen terör örgütüne ve bütün teröristlere bir kapı açmış bulunmaktadır.
Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz.
Son olarak diyeceğim odur ki, DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye önşartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir.
Ne Mutlu Türk’üm Diyene. Ne mutlu terörsüz Türkiye’nin gün doğumuna.
Sendika.Org