İstanbul Teknik Üniversitesi Dayanışması’nın çağrısıyla bir araya gelen öğrenciler, faşist saldırılara ve hedef göstermelere karşı eylem düzenledi
İstanbul Teknik Üniversitesi Dayanışması’nın çağrısıyla bugün (19 Aralık) saat 12.30’da MED çimlerinde bir araya gelenler “Direnişte de dayanışmada da ısrarcıyız! Hedef göstermeler bizi yıldıramaz” yazılı pankart açarak basın açıklaması yaptı.
Hedef göstermelere, saldırılara karşı Yaşasın Dayanışma!
Okulumuzda Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in Semih Çelik tarafından katledilmesi üzerine öğrenciler olarak bir yürüyüş ve açıklama yapmak için bir araya geldik. Bu eylemin organize edildiği gruplarda “jin jiyan azadi” sloganı üzerinden tartışma çıkmış, belli gruplar tarafından kadınlar hedef gösterilmiş, ayrıştırılmıştır. “Boşuna tıklama İTÜ” isimli hesap o günden itibaren kadınları hedef göstermeye, nefret söylemi üretmeye başlamıştır. Bu saldırılara rağmen yüzlerce kadın 8 Ekim tarihinde kitlesel bir yürüyüşle kadın cinayetlerine karşı tepkilerini ortaya koymuştur. Eylem günü birçok kadın, çete gruplar tarafından okuldaki sözde güvenliğimizi sağlamak için orada bulunan ögb ve sivil polislerin varlığında taciz edilmiş; hatta basın açıklaması okunurken bir kadın arkadaşımıza el işaretiyle kafası keseceğim tehditlerini savurmuştur. Kafası kesilerek katledilen bir kadın cinayetinin ardından kadın cinayetlerine karşı düzenlenen bir eylemde İTÜllü bir kadın “kafanı keseceğim” tehditlerini almıştır.
Eylem gününden bu yana bu hedef göstermeler boşunatıklamaitü ile kalmamış itüörgütçüleri, maslakbaronu, ayazaagası, suçlularlamücadele gibi hesaplarla resmen bir organize suç şebekesi tarafından insanlar organize bir şekilde hedef gösterilmiştir. Bu hesaplarla doğrudan ilişkisi olan elektrik mühendisliği öğrencisi “Yavuz Kağan G.” ise bir arkadaşımız’ Twitter’dan hedef almış, taciz etmiş ve tecavüzle tehdit etmiştir. İTÜ yönetimi bu sapık tacizci hakkında bir süreç başlatmamıştır. Her gün ortalama 4 kadının keyfi sebeplerden katledildiği, şiddetin arttığı bu atmosferde İTÜ öğrencilerinin hedef gösterilmesini, can güvenliklerini tehdit eden bu saldırıları kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızı hedef gösterirken kadın cinayetlerine karşı “kadın yaşam özgürlük” sözünü büyütmelerini suç olarak gösteriyorlar. Arkadaşlarımızı hedef gösterirken Filistin için İsrail’e boykot çağrılarını suç olarak gösteriyorlar.
Arkadaşlarımızı hedef gösterirken 10 Ekim 2015’te “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi” çağrısıyla Ankara da düzenlenen mitingde Ankara Gar Katliamı’nı düzenleyen IŞİD çeteleri tarafından katledilen İTÜ’lü Güney Doğan’ı anmayı suç olarak gösteriyorlar. Evet bizler kadın cinayetlerine karşı kadın yaşam özgürlük diyoruz, soykırımcı ve siyonist İsrail’in karşısındayız, IŞİD çetelerine karşıyız ve barışı savunuyoruz. Bu çeteler ise kadınları katledenlerin, faillerin; Filistin’i işgal eden soykırımcı İsrail’in, 10 Ekim Gar katliamında barış istiyoruz diyen 103 canımızı katleden IŞİD çetelerinin safında olduklarını bize süreç içinde defalarca bizzat göstermiştir.
26 Ekim perşembe günü ise MED çimlerde bu hesaplar tarafından hedef alınan bir arkadaşımıza bu faşist grup arkadan saldırmıştır. Bu sırada sözde güvenliğimizi korumak için sayıları her gün artan güvenlik görevlileri seyirci kalmıştır. Bu saldıran çetenin içinde Yavuz Kaan G.ve kadın arkadaşımızı kafanın keseceğim tehditleri savuran kişi de en ön plandadır. Ayrıca o gün okulumuza Ülkü Ocakları başkanı gibi okul dışı unsurların da saldırıyı organize etmek için geldiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hedef gösteren suç şebekesi hesapların sahibi ve okuldaki bu çetelerin ortak iş yaptığını, nefreti ve ırkçılığı birlikte örgütlediklerini hatta yüksek ihtimalle aynı kişiler olduklarını da bu saldırıda görüyoruz. Ayrıca Twitter’dan kadın arkadaşımızı taciz ve tecavüzle tehdit eden Yavuz Kaan G.kişisinin İTÜ Türk Dünyası Kulübünün yönetim kurulunda olduğu, yaptığı tacize rağmen ne kulüpten uzaklaştırılmış ne de kulüp hakkında soruşturma başlatılmıştır.26 Ekim’de medde saldıranların arasında doğrudan İTÜ Türk Dünyası kulübünün üyelerinin de olduğu tespit edilmiş.Bu kulübün kampüsteki ırkçılığı, fobikliği, ve güvenliği tehdit eden, nefret örgütleyen, bunu da kulüp adı altında meşru bir zeminde örgütlemeye çalıştıkları çok nettir.Kampüsteki özgürlük ve güvenliğ imiz için bu kulüp hakkında soruşturma açılması ve kapatılması gerektiği biz öğrenciler tarafından netleşmiştir. İTÜ yönetimini derhal bu konuda aksiyon almaya çağırıyoruz.
Bu saldırılar yalnıza İTÜ’de de yaşanmamıştır. Yine 26 Ekim perşembe günü faşist çeteler YTÜ’de bir öğrenciyi bıçaklamıştır. Birçok okulda kadınlar, öğrenciler organize bir şekilde saldırıya uğramaktadır. Bu saldırıları bu şekilde teşhir etmek sorumluluğumuz olsa da belirtmek isteriz ki kadınların, öğrencilerin korktuğu bir tablo yoktur. Bu saldırıların bir avuç çete tarafından organize edildiğini ve öğrenciler arasında bir korku yaymaya çalıştıklarını görüyoruz, çabaları nafiledir. Bizler yine İTO’de öğrenci dayanışmasını, kadın mücadelesini, Filistin halkıyla gösterdiğimiz dayanışmayı büyütmeye, hep birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Okulumuzdaki bu failleri tespit etmek ve haklarında suç duyurularında bulunarak kampüslerimizden uzaklaştırmak için tüm bileşenlere çağrıda bulunuyor, bu konuda süreç başlatmak için İTÜ yönetiminin sorumluluğunu da hatırlatmak istiyoruz.
Okulumuzda nefret, şiddet, taciz söylemi üretenleri, ırkçı söylemlerle insanları hedef gösterenleri barındırmamak için tüm İTÜ öğrencilerini, akademisyenlerini ve işçilerini dayanışmaya, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Ve buradan bir kez daha söylüyoruz, dayanışmada ısrarcıyız.
Sendika.Org