Eskişehir Sivrihisar’a bağlı Kaymaz’da bulunan ve Koza Madencilik’e ait olan altın ve gümüş madeni işletmesinin kapasite artırımı projesi yargıdan dönmesine rağmen inşaat devam ediyor. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, Koza Madencilik’in bu hukuk tanımazlığına karşı sokaktaydı
Eskişehir Sivrihisar’a bağlı Kaymaz’da bulunan ve Koza Madencilik’e ait olan altın ve gümüş madeni işletmesinin kapasite artırımı projesi yargıdan döndü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen “ÇED olumlu” kararı, Eskişehir 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Ancak mahkeme kararına rağmen proje devam ediyor. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, Koza Madencilik’in bu hukuk tanımazlığına karşı dün (19 Aralık) eylemdeydi. Yaşam savunucuları idari yetkililerin böyle bir durumda inşaatını mühürlemesi gerektiğini ifade etti. Açıklamada şunlar söylendi:
İptal edilmiş bir projenin, mahkemenin durdurma kararına rağmen uygulanmasına sessiz kalan il müdürlüğü, konu şirket menfaatleri olunca kendisine tevdi edilen kamusal yetkileri şirket yararına kullanmaktan geri durmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Temel görevi Eskişehir’in doğal kaynaklarını korumak olan Eskişehir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün sürekli skandallarla, hukuksuzluklarla anılmasını platform olarak endişeyle takip ediyoruz.
Şehrimizin, ülkemizin en değerli doğal varlıkları olan madenlerimizin ve doğal kaynaklarımızın, toplumsal çıkarlarımızı ve halkın iradesini hiçe sayan uygulamalarla sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek sermaye gruplarının kârları uğruna talan edilmesine, bu uğurda yeri geldiğinde mahkeme kararlarının dahi yok sayılmasına, bürokratik ve idari yetkilerin adeta bu sermaye grupları ve şirketlerin hizmetine sunulmasına karşı demokratik ve hukuki yollarla mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.
Yapılan açıklamada projenin çevreye etkisi şöyle anlatıldı:
Bu proje ile 490 kilometre uzaklıktaki Çanakkale’den 2 milyon 700 bin ton cevherin, günde 149 kamyon ile Eskişehir Kaymaz Mahallesi’ne taşınarak zenginleştirilmesi planlanıyordu. Bu madencilik katliamı uğruna 5 milyon 500 bin metreküp kapasiteyle planlanan üçüncü zehir atık barajı 10 yılda dolacağından, dördüncü, beşinci ve devamı atık depoları yapılacak, on milyonlarca metreküp zehirli ve rehabilitasyonu teknik olarak mümkün olmayan zehirli atık, bölgenin doğasını tamamen yok edecek, tarım topraklarını, meraları kullanılmaz, bölgeyi yaşanmaz hale getirecekti. 490 km uzakta çıkarılan madenin her gün 149 kamyonla Kaymaz’a taşınıp işleneceği ve zehirli atıkların burada depolanacağı göz önüne alınırsa bu projenin aslında bütün Kaymaz’ın bir şirkete maden çöplüğü olarak tahsis edilmesi projesi olduğu açıktı. Kaymaz Mahallesinde yılda 60-70 kişinin kanserden yaşamını yitirdiği ve kanser vakalarındaki artışın Kaymaz’daki altın madenciliği döneminde bu sayılara ulaştığı dikkate alındığında, madenci şirketin kar hırsının bırakın doğal hayatı bölgede yaşayan insanların yaşamlarını dahi yok saydığı ortadaydı.
Sendika.Org