Soruşturmanın merkezindeki Mustafa Hambolat, deprem öncesinin tüm resmi kurumsal yazışmaları noktasında depreme dayanıklı olmadıkları netleşen hastaneler başlığında asıl sorumlu olarak yargılanacak, ama konuşacak da! Belki suçluyum bile diyecek, ama suçlular da deyip, parmakla gösterecekleri de olacak!
7 Şubat 2024 tarihinde Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hatay Valiliği’ne ilettiği, 6 Şubat depremlerine ilişkin soruşturma talebini hep gündemde tutan bizler için güzel haber, soruşturma izni verilmemesine dair kararı kaldıran Adana Bölge İdare Mahkemesi 4. İdare Dava Dairesi’nden geldi, geçtiğimiz günlerde!
6 Şubat depremlerinin ardından AKP’den milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa eden ve siyasi kariyeri için kenti hiç düşünmeden terk eden, dönemin Hatay İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat başta olmak üzere, depremde sorumluluğu olabilecek kamu görevlilerinin soruşturulması talebine onay vermeyen, aylarca masasında bekleten Vali Mustafa Masatlı bağlamında da olabileceklerdeyiz şimdi!
Bu konudaki sorularımıza geçmeden, kararı paylaştığımı gören Antakyalı bir gazeteci arkadaşımın, Arzu Günal’ın buna dair kalbi bir notu gelsin önce:
Allahlarından bulsunlar… Ben de annemi, maalesef, Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde, yoğun bakımda terk edilmiş halde buldum… Yoğun bakımda bulunan yüzün üzerinde hasta, yataklarında nefessiz kalarak, donarak öldüler… Acil durumda, bir hastanenin jeneratörü çalışmaz mı? Yaşam destek üniteleri elektrik olmadığı için çalışmadı… Hastaların nefesleri kesildi… Koca hastanede bir tek personel yoktu… Karanlık ve soğuktu… İl dışından gelen ekiplerin, içerideki hastalardan haberi yoktu… Hiç bir hastanın tahliyesi yapılmadı ve yataklarında öldüler… Sonuç olarak, ben, canımın içi annemi kaybettim! Sonra, donemin İl Sağlık Müdürü ve Hastane Başhekimi ödüllendirildi! Ama şunu unutmayın, bu dünyada yaşattığınız belki yarına kalır, ama mahşerde yanınıza kalmaz… Allah’ınızdan bulun…
Mahşeri beklemeye gerek kalmadı!
Adana Bölge İdare Mahkemesi kararı buna dair!
Peki, ne olur?
Depremin Hatay’ını siyasi ikbali için terk etse de milletvekili olamayan ve Sakarya’ya Vali olarak atanan Rahmi Doğan’a sorulması gerekeni orada kendisine sor-a-mayan gazeteciler yerine ben sorayım, o “bundan sonra ne olur” kısmını! Hatta o sorulara, Rahmi Doğan’ın ardından valilik makamına oturan, ama Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın depreme dair soruşturma talebini aylarca masasında onay için bekleten ve sonunda da reddeden Mustafa Masatlı’yı da ekleyeyim!
Merak ediyorum…
Adana’dan çıkan soruşturmaya izin kararı, sizi korkutuyor mu?
Asıl dikkati çeken nedir, biliyor musunuz? 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereğince soruşturma izni verilmemesine dair karara itiraz eden tek kişi, eşi, 6 Şubat depremlerinde yıkılan Hatay Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası’nın enkazı altında vefat eden, Hatay/Antakyalı sendikacı/sağlık çalışanı Abdullah Gül değil sadece, ama Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı da!
Anlayacağınız, yönettiğiniz kentin insanları değil, sadece ikna edilemeyen, ama hukukçuları da, yargı sahipleri de!
Bundan sonra olacaklarsa, net…
Soruşturmanın merkezindeki Mustafa Hambolat, deprem öncesinin tüm resmi kurumsal yazışmaları noktasında depreme dayanıklı olmadıkları netleşen hastaneler başlığında asıl sorumlu olarak yargılanacak, ama konuşacak da! Belki suçluyum bile diyecek, ama suçlular da deyip, parmakla gösterecekleri de olacak! Sanmayın ki, Hambolat, bu davanın tek suçlusu ilan edilmesine ses çıkartmayacak! Şu ana kadar onu bu soruşturma girdabının dışında özenle tutanların, artık onu güvende tutamayacakları bir yerde olduğunu fark ettiği anda, konuşmaya başlayacak! Sadece o da değil, ama olası tüm kamu görevlileri de bu sürece tek tek dahil edilecek!
Bu isimlerden biri, depremin ardından Hatay sayfasını kapatan (!), bugünün Sakarya Valisi Rahmi Doğan…
Aldığım bir haber, Vali Mustafa Masatlı’nın da bu sürece dahil edilmesi yönünde!
Adaleti geciktirmesi noktasında en çok da!
Yine de sorayım, Sayın Masatlı’ya…
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.02.2024’te size ilettiği sorgulama talebini, kararın çıktığı 13.11.2024’e kadar yok sayan biri olarak, pişman mısınız? Hatay/Antakyalı depremzede bir gazeteci olarak soruyorum! Sevdiklerinin cesedini dahi bulamamışlar adına soruyorum! Evini, işini, tüm geleceğini kaybeden on binler adına soruyorum! Tek istedikleri, suçluların bulunması olanlar adına soruyorum! Başka şehirlere göç etmek zorunda kalmışların enkaza dönmüş yaşamları adına soruyorum! Depremin ardından terk edilmenin ne demek olduğunu iliklerine kadar hissetmişler adına soruyorum!
Var mı bir cevabınız?
Bize, Adana’ya?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.