Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Demirtaş’ın kendisine bir çağrı metni verdiğini söyleyen Özel, “Kim sorunları çözecekse tüm aktörler kıymetlidir” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bu hafta Doğu ve Güneydoğu’da 6 ile yapacağı ziyaret öncesinde eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti.
Özgür Özel altı ile yapacağı altı günlük ziyaretin ilk adımının Edirne olduğunu belirtirken, Demirtaş ile görüşmeden bölge ziyaretinin anlamı olmayacağını söyledi. Selçuk Mızraklı ile de görüşen Özgür Özel sözlerine şu şekilde devam etti:
Hem Selahattin Demirtaş hem de Selçuk Mızraklıyla birer görüşme gerçekleştirdik. Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmak zorunda olmanın utancı içerisindeyim. Çünkü her ikisi de görevleri başındayken, Sayın Selahattin Demirtaş Partisi’nin eş genel başkanıyken, Sayın Mızraklı da milletvekiliyken ‘güya hiç kimseden talimat almayan, almaması gereken’ hakimlerin bir gece yarısı farklı farklı şehirlerde hep beraber uyanıp evlerine baskınlar yaptırıp pek çok milletvekilini aynı anda alıp götürdükleri ve bildirilecekleri uçakların bile hazır tutulduğu bir operasyonun sonunda buraya kondular. Böyle bir görüşme yapma kendi siyasi tarihime Türkiye’nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler açısından üzücü ve utanç verici. Esas bu utancın kaynağının kimler olduğunu millet biliyor.
Çağrı metnini okudum aslında bu çağrı metni çok şey söylüyor. Eğer toplumsal barıştan bahsedeceksek diyor Selahattin Bey bunu ilk önce bu işin esas sorumlusu bütün erkekler olarak kendimizden başlamalıyız ve hep birlikte ilk adımı atmalıyız. Kadınların bu kadar güvende olmadığı bir ülkede toplumsal varış nasıl sağlanabilir? Kendisi yaptığı bu çağın içerisinde ‘içimizdeki erkeğe sesleniyorum’ diyor. Ben Demirtaş’ın kitaplarımın hemen hepsini okudum. Seher‘deki ilk hikayede içimizdeki erkeğe vurgu yapıyor. Ben bunu söylediğimde gülümsedi, daha da gülümseten başka bir şey söyledim; Seher kitabında ilk hikaye ‘içimdeki erkek’tir son hikaye de ‘sonu muhteşem olacaktır’ ile bitiyor dedim.
Türkiye’de insanlar birbirini sevdikten toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl 100 yıl önce sonu çok güzel olmuştu; Türkler ve Kürtler Türkiye’de yaşayan herkes dedelerimiz hep beraber büyük bir işgali sona erdirmiş genç bir Cumhuriyet kurmuşlardı, yine sonu muhteşem olacak. Bu sefer ilk yüzyılda yapamadıklarımız varsa hatalarımız eksiklerimiz varsa hepsini de hep birlikte onu arayacağız. Ve toplumsal barışı hep birlikte sağlayacağız”
Bugünkü ziyaretin birkaç önemli özelliği var. Daha önce planladığım bir ziyaretti. Gecikmiş bir ziyarettir. Her ikisi de seçilmiş insanlardı. Doğu, Güneydoğu turuna çıkamadan önce, onların seçildiği ile, onların evine gitmeden önce yapılmış bir nezaket ziyaretiydi. Selahattin Demirtaş’la görüşmeden altı günde altı ilde olmanın bir anlamı olmazdı. Silahlar bırakılacak, analar ağlamayacaksa tüm aktörler önemlidir. Barış konusu görüşülecekse tüm aktörler çok önemlidir, ancak Selahattin Demirtaş gibi bir aktörün altı da kalın kalın çizilmelidir.
Gelecekte iyi şeyler olacaksa Türkiye için kimse kimseyi engellememeli kişisel çıkarlar üzerinden hesap yapılmamalı 86 milyonun çıkarı birlikte gözetilmelidir. O yüzden çok kolay bir muhalefet imkanı varken sayın Bahçeli’nin bugüne kadar bize ve DEM’e söyledikleri, Erdoğan’ın dedikleri, bunları yapmak yerine uzatılan el doğrudur demeye devam ediyoruz. Bu süreci çok yakından temkinle dikkatle takip ediyoruz ve özellikle mutlaka ve mutlaka samimiyet çağrısı yapıyoruz. Bir samimiyet var mı yok mu bunun görülmesi lazım herkes kendine göre bir tarif yapıyor ben bir tarif yapacak değilim. Meselenin özü şudur; kimse ittifakının ya da partisinin çıkarını düşünerek bir şeyler yapmaya kalkmasın bu bu milletin Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti yapan tüm insanların vicdanlarından döner. Kimse kimseyle alay etmesin. Kimse kimsenin aklını hafife almasın.
Bu ziyaret bir nezaket ziyareti olmanın yanında siyasi anlamı olan bir ziyarettir. İlk yüzyılda yapamadıklarımızı hep birlikte onaracağız. Demirtaş’la memleketin tüm sorunlarını konuştuk; adalet sorununu, ekonomik krizi, bunların nasıl aşılacağını konuştuk. Hukukun üstünlüğü ve iyi bir yönetimin gerekliliğini konuştuk. En mutabık olduğumuz konulardan biri de TBMM’nin önemiydi. TBMM’nin odak olmadığı hiçbir karar şimdiye kadar sonuç vermedi, bundan sonra da vermeyecek. Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile iletişim halinde olmaya, birbirimizin görüşlerine ihtiyacımız olduğu her an görüşmeye devam etme konusunda da mutabık kaldık.
Sendika.Org