Öğrenci Kolektifleri, üniversitelilere yönelik yapılan aile aramalarına dair Sakarya Meydanı’nda açıklama yaptı. “Suçlarımızı itiraf ediyoruz” diyerek çağrıda bulunan üniversiteliler “Parasız eğitim, nitelikli beslenme haktır”, “KYK yurtları yetersiz, niteliksiz ve güvenliksiz” demek; her gün kadınlar katledilirken ve yakın zamanda da katledilen İkbal ve Ayşenur için sokaklarda seslerini yükselmek ve “Okumuş insan halkın yanındadır” diyerek yoksul mahallelerde ders vermek suç ise, “suçlarını kabul ettiklerini” söyledi. Üniversiteliler, tüm baskılara rağmen mücadeleye devam edeceklerini vurguladı
Ankara Öğrenci Kolektifi, ailelerinin aranmasına karşı Sakarya Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Eyleme “Suçlarımızı itiraf ediyoruz” diyerek çağrıda bulunan Öğrenci Kolektifleri, “Parasız eğitim, nitelikli beslenme haktır”, “KYK yurtları yetersiz, niteliksiz ve güvenliksiz” dedikleri, her gün kadınlar katledilirken ve yakın zamanda da katledilen İkbal ve Ayşenur için sokaklarda seslerini yükselttikleri ve “Okumuş insan halkın yanındadır” diyerek yoksul mahallelerde çocuklara dersler verdikleri için ailelerinin arandığını ifade etti.
En temel ders materyallerine dahi erişmenin imkansız kılındığını ve tüm fiyat artışlarına rağmen KYK bursu/kredisinin 2000 TL ile sınırlı kaldığını belirten Öğrenci Kolektifleri, karşı karşıya bırakıldıkları koşullar karşısında mücadele etmeye devam edeceklerini; eğer bunlar suç ise suçlarını kabul ederek bu suçu işlemeye devam edeceklerini söyledi.
KYK yurdunda kalırken ihmaller sonucu hayatını kaybeden Zeren Ertaş’ı, tarikat yurduna mecbur bırakıldığı için intihara sürüklenen Enes Kara’yı hatırlatan üniversiteliler bir yandan da kadınların açıkça devletin cesaretlendirdiği erkekler tarafından katledildiğini vurguladı. Üniversiteliler; “Üniversiteli kadın ve LGBTİ+’ların tüm bunlara karşı günlerdir “birbirimizi yaşatacağız” diyerek sokakları doldurması suçsa, suçumuzu kabul ediyoruz” dedi.
Doğru olanı yapmaktan bir adım geri adım atmayacağını belirten üniversiteliler “Bu memlekette yeni bir yaşamı kuracağız” dedi.
Üniversitelilerin eylemine katılan EMEP Milletvekili Sevda Karaca, İHD, Sokaktayım Yanındayım İnisiyatifi, Gençlik Komiteleri, Marksist Fikir Toplulukları (MFT), Direnenler, Üniversiteli Feminist Kolektif (ÜFK), Halkevleri ve Toplumsal Hukuk söz aldı.
Öğrenci Kolektiflerinin açıklamasının tamamı ise şu şekilde:
Suçlarımızı itiraf ediyoruz. Bizler üniversitelerde parasız eğitim, nitelikli beslenme haktır dediğimiz için, bu memlektte barınma sorunu olduğu gibi yetersiz, niteliksiz ve güvenliksiz KYK yurtları var dediğimiz için, bu memlekette her gün kadınlar katledilirken ve yakın zamanda da vahşice katledilen İkbal ve Ayşenur için sokaklarda sesimizi yükselttiğimiz için, okumuş insan halkın yanındadır diyerek yoksul mahallelerde bilimsel eğitim mümkün diyerek çocuklara dersler verdiğimiz için ailesi polis tarafından aranan üniversitelileriz. Bu nedendir ki diyoruz ki suçlarımızı itiraf ediyoruz.
Ders kitaplarının faiş fiyatları bulurken, yemekhanelerimize gelen %200’e yakın zamlar gelirken üniversiteliler 2000 TL KYK bursu/kredisi ile geçinmek zorunda bırakılıyor. Yoksulluk günden güne artıyor, üniversiteliler bu düzende çalışmak zorunda bırakılıyor. Bu memleketin geleceği olan bizlerin kamusal hakları ellerimizden alınıyor. Bizler de tam da bu nedenle parasız eğitim ve nitelikli beslenme hakkımızdan vazgeçmeyerek mücadele ediyoruz. Bizlere reva görülen bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz. Parasız eğitim, nitelikli beslenme haktır demek suçsa, suçumuzu kabul ediyoruz. Ancak bilinsin ki bu suçu işlemeye devam edeceğiz.
Bu memlekette 1 yıl önce Zeren Ertaş, KYK yuırdunda kalırken devlety ihmali sonucu asansörün düşmesi sonucu katledildi. Unutmadık. Bu memlekette 2.5 yıl önce yetersiz KYK yurtları ve yoksulluk nedeniyle tarikat yurduna mecbur bırakılan Enes Kara intihar etti. Unutmadık. Barınma hakkı elinden alınan üniversiteliler olarak yurtlarımızın insani koşullarda, yeterli ve güvenli olması için mücadele etmek suçsa, suçumuzu kabul ediyoruz. Ancak bilinsin ki bu suçu işlemeye devam edeceğiz.
Bu memlekette kadınlar açıkça devletin cesaretlendirdiği erkekler tarafından katlediliyor. Cezasızlık politikası ile güçlendirilen erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nin terk edilmesinin verdiği güvenle sokak ortasında kadınları katlediyor. “Kutsal aile” vurgusu ile fanuslara kapatılarak emeğine çökülen kadınlar dinci-gerici politikalarla da daha da yalnızlaştırılıyor. Kampüslerimizde CİTÖK, CTS gibi birimler işletilmiyor, üniversitelerimiz eril bilgi üretim merkezlerine çevriliyor. Üniversiteli kadın ve LGBTİ+’ların tüm bunlara karşı günlerdir “birbirimizi yaşatacağız” diyerek sokakları doldurması suçsa, suçumuzu kabul ediyoruz. Ancak bilinsin ki bu suçu işlemeye devam edeceğiz.
Yıllardır duyulur, bilinir. Yıllardır yılbaşlarında, yazları okumuş insan halkın yanındadır sözü dolanır kampüslerde, mahallelerde. Bizler de yıllardır devam eden bu sözü alıp gerçek kılan yüzlerce üniversitelileriz. Başka bir eğitim mümkün diyerek yoksul mahallelerde evrim, toplumsal cinsiyet, çocuk hakları başlıklı derslerde biraraya geldik, geliyoruz. Üniversitelilerin yoksul mahallelerde “üniversitenin bilgisini mahallelerde çocuklarla buluşturuyoruz” demesi suçsa, suçumuzu kabul ediyoruz. Ancak bilinsin ki bu suçu işlemeye devam edeceğiz.
Ailelerimizi arayarak bizleri şikayet edenlere duyurumuz, sesimiz büyüsün. Tüm bu yaptıklarımız nedeniyle ailemizi arama zahmetinde bulunan devlete nacizane önerimizdir. Asıl uyuşturucuya, erkek şiddetine, çocuk istismarına, sermayeleşmiş tarikatlara, üniversitelerimizdeki faşist çetelere karşı önlem alarak memleketi daha yaşanabilir hale getirebilirsiniz.
Bizler suçlarımızı işlemeye devam edeceğiz. Korkumuz yok. Üniversiteliler olarak “doğru” olanı yapmaktan bir adım geri adım atmayacağız. Bu memlekette yeni bir yaşamı kuracağız.
Sendika.Org