İzmir Gaziemir Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde görevli doktor İrem Sarıkaya, bir hasta ve yakını tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya maruz bırakıldı. Saldırı sonrası kafa travması geçiren Dr. İrem Sarıkaya’nın Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisinin devam ettiği öğrenildi. Meslek örgütlerinden yapılan açıklamada, “Yetkililerin artık kendine gelmesini, bir an önce şiddete karşı yeterli önlemler almasını umuyor ve bekliyoruz” denildi
Gaziemir Devlet Hastanesi acil servisinde görevli bir doktor acil serviste sözlü saldırıya maruz bırakıldı.
Olayın ardından beyaz kod verildi. Beyaz kod verilmesinden sonra hastaneden ayrılan kişiler, tekrar hastaneye dönerek bu sefer aynı doktora fiili saldırıda bulundu.
Doktor, Dr. İrem Sarıkaya’nın saldırı sonrası kafa travması geçirdiği, tedavisinin Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ettiği öğrenildi.
Hekim Birliği Sendikası, İzmir Tabip Odası, Genel Sağlık İş Sendikası yaşanan şiddet olayını protesto etti.
Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
15 Ekim Salı akşamı maalesef kara bir gece geçirdik. Hastanemiz Acil Servis doktorlarından Dr. İrem Sarıkaya görevinin başındayken hem sözlü hem fiziksel saldırıya maruz kaldı. Bu vahşi saldırı sonucu meslektaşımızın vücudunda fiziksel hasarlar, kafa travması ve en önemlisi ruhunda onulmaz yaralar meydana geldi. Gencecik bir hekimi sadece görevini yapmaya çalışırken bir acil yeşil alan hastası ve yakınının darp etmesi, yerlerde sürüklemesinin nasıl bir gerekçesi olabilir? Halkımıza sesleniyoruz! Şiddetin gerekçesi olmaz, olamaz!
Defalarca söylediğimiz, dile getirdiğimiz; acil hizmetleri ile bağdaşmayan yeşil alan tanımı sağlık sistemimizin yüz karasıdır. Beceriksiz politikaların getirdiği randevu sorunlarını, hasta yükünü, personel yetersizliğini, fiziksel olanakların yokluğunu acil servislere yükleyerek yeşil alan güzellemesi yaparak çözemezsiniz. Gece gündüz özveriyle çalışan acil Servis doktorları, hemşireleri, sağlık personelleri bu yükü taşımaz, taşıyamaz, taşımamalıdır! Acil servislerdeki sarı alan-kırmızı alan hastalarının yükü zaten bu kadar ağırken 24 saat poliklinik hizmeti sadece yetkililerin halka şirin gözükme çabasıdır. Oy kaybetmeme uğruna sonlandırılmayan bu düzen meslektaşlarımızın canına kastetmektedir. Sağlıkta şiddet en hassas noktamız. Uygulanan sağlık politikalarının da bu şiddet sarmalını tırmandırdığı çok açıktır.
Ucuz popülist politikalarla sağlık sistemi yürütülemez. Bu sistemin tek ayağı hekimler ve sağlık çalışanları değildir; idareciler, müdürlük, bakanlık, hastalar, güvenlik personelleri ile tüm bileşenler sorumluluklarını yerine getirmelidir. Ancak maalesef bu sistemin tek sorumlusu hekimler ve sağlık personelleri olarak görülmektedir.
Hekim sadece muayene edeceği hastayla karşı karşıya gelmelidir. Ancak hastanelerimizde, aile sağlığı merkezlerimizde herkes anında hekimin kapısını çalmakta hem danışman hem sekreter hem hekim hem idareci hatta bazen sağlık Bakanı olarak görülmekte, tüm sorunlar, tüm şikayetler, tüm eleştiriler ve hakaretler görevini yapmaya çalışan hekime yönlendirilmektedir. Hastane ve ASM’ lerde yönlendirme ve organizasyonun iyi yapılması gerekir. Hekimin karşısına sadece muayene edeceği hasta gelmelidir.
Sağlık kuruluşlarında yeterli güvenlik önlemlerinin olmaması zaten kanayan yaramızdır. Adliyelere, AVM’lere kontrolle girilen ülkemizde maalesef hastanelere birçok saldırgan üzerlerinde suç aletleri ile girebilmektedir. Uyarılarımız ve tepkilerimiz sonucu bazı hastanelere Xray cihazı konmuş olsa da birçoğu çalışmamakta, çalışanlarda ise güvenlik görevlisinin arama yetkisi bulunmamaktadır. Peki; bu kadar olay olan her gün bir sağlıkta şiddet haberi aldığımız ülkemizde bununla ilgili yasa neden düzenlenemez? Soruyoruz; bunun cevabı ne olabilir? Güvenlik sayısı yeterli olsa da yetkisiz, organizasyonsuz, liyakatsiz görevlilerin sorumluluğunun cevabı nedir?İyi niyetli bir yaklaşım; ilk şiddet olayında bu yasayı çıkarır, caydırıcı önlemler alırdı ama biz maalesef yetkililerimizden iyi niyet göremiyoruz! Bizler elimizi uzattıkça bir dost eli beklerken ağır ve cezalandırıcı yönetmeliklerle karşılaşıyoruz. Daha bir hafta önce bir ASM de meslektaşımızın darp olayına şahit olmuştuk. Henüz birinin yaraları iyileşmeden bir diğer meslektaşımız şiddete uğruyor. Kararlılık, bilgi, bilim ve hukukun sayesinde tüm ülkedeki şiddet iklimini bitirebiliriz. Ülkedeki yaşam zorluklarının insanlar üzerinde yarattığı baskı, tükenmişlik, umutsuzluk, güvensizlik herkesi etkiliyor ama bu şartların yarattığı öfke ve şiddet davranışı hayvana, kadına, çocuğa, görevini yapmaya uğraşan doktora, sağlık çalışanına yöneliyor. Neden? Çünkü en korumasız, en güvenliksiz durumdalar da ondan!
Tüm dünyada şiddet var diyerek geçiştiremeyeceğiniz, sorumluluklarınızdan kurtulamayacağınız bir konu bu. Yetkililerin artık kendine gelmesini, bir an önce şiddete karşı yeterli önlemler almasını umuyor ve bekliyoruz!
Sevgili İrem arkadaşımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını, vücudunda ve ruhundaki yaraları iyileştirebilmeyi diliyor, kendisine ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Kaynak: BirGün