Cumartesi Anneleri 1021. haftada Galatasaray Meydanı’nda 29 yıldır haber alınamayan Fehmi Tosun’un akıbetini sordu, adalet istedi
Cumartesi Anneleri 1021. haftada Galatasaray Meydanı’nda 29 yıldır haber alınamayan Fehmi Tosun’un akıbetini sordu, adalet istedi. Tosun’un akıbetiyle ilgili etkin bir soruşturma talep edilen açıklamada Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun da söz aldı.
Tosun, Tansu Çiller’e seslenerek şunları söyledi
Annelerimiz için ‘Bırakın, oturup oturup giderler’ demişti. 29 yıl geçti, buradayız. 100 yıl da geçse senin katil olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Sen yargı önünde hesap verene kadar burada olmaya devam edeceğiz.
Erdoğan’a da seslenen Tosun şunları söyledi:
Geçtiğimiz günlerde “Bu cezasızlık algısını yıkmamız lazım” demişti. Üç gün sonra JİTEM davasında beraat kararı onandı. 19 kişi örgüt faaliyeti kapsamında insan öldürmekten yargılanıyordu. Beraat kararıyla ödüllendirildiler. Cezasızlık algısını böyle mi yıkacağız Sayın Erdoğan?
Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun’dan Erdoğan’a:
“Geçtiğimiz günlerde ‘Bu cezasızlık algısını yıkmamız lazım’ demişti. Üç gün sonra JİTEM davasında beraat kararı onandı. Cezasızlık algısını böyle mi yıkacağız Sayın Erdoğan?”#CumartesiAnneleri1021Hafta https://t.co/xnXC3AOFk2 pic.twitter.com/v0Dy0EYUKb
— sendika.org (@sendika_org) October 19, 2024
35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun, Lice’nin Licok köyünde yaşıyordu. Köylerinde yaşama olanakları yok edilen Tosun Ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı.
Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinde kahvaltı etti. Kahvaltı sonrası, iki arkadaş birlikte evden ayrıldı ve bir daha geri dönemedi.
Fehmi Tosun, aynı günün akşamında, silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault marka bir araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle birlikte evin bahçesine doğru ilerlerken, kendisini gören eşi ve çocuklarına “Beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar yanına koşunca Fehmi Tosun zorla araca bindirilerek götürüldü.
Hanım Tosun, hemen Avcılar Karakolu’na giderek eşinin kaçırıldığını bildirdi. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Ancak, polisler, plakayı kontrol ettikten ve bazı telefon görüşmeleri yaptıktan sonra “Bizim yapacağımız bir şey yok” diyerek olaya müdahale etmediler.
Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği, tüm yasal yollara başvurarak, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak, Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı inkar edildi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, AİHM’e başvurdu. 2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz, Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir” dedi.
AİHM’de Fehmi Tosun’un yaşam hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP iktidarı Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı.Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. İdari ve yargısal yollarının tamamını tüketen aile, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurudan da sonuç alamadı.
Sendika.Org