Türkiye, Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içindeki Süleymaniye’nin Seyyid Sadık bölgesinde sivil bir aracı bombaladı. Chatr (Çetir) Production Genel Müdürü Kemal Heme Reza, Seyyid Sadık ilçesinde yaptığı açıklamada, saldırının “yerel ve istihbari bir müdahale sonucu” gerçekleştirildiğini söyledi
Türkiye, Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içindeki Süleymaniye’nin Seyyid Sadık bölgesinde sivil bir aracı bombaladı.
Süleymaniye merkezli haber ajansı Rojnews, haberinde Türkiye’ye ait insansız hava aracının Kürt gazetecileri hedef aldığını belirtti. Saldırıda iki gazetecinin öldüğünü, altı gazetecinin de yaralandığını geçti.
Erbil merkezli Rudaw ise araçta “Sterk TV kanalının çalışanlarının olduğu” iddiasını yazdı.
Rojnews daha sonra aracın Chatr (Çetir) Medya Şirketi’ne ait olduğunu, saldırıda Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn adlı gazetecilerin hayatını kaybettiğini belirtti. Chatr Production sorumlusu Rêbîn Bekir’in de saldırıda yaralandığı aktarıldı.
Süleymaniye merkezli televizyon kanalı NRT, saldırıdan etkilenen ikinci aracın görüntülerini paylaştı.
Bağdat merkezli Al Rabiaa TV, saat 12.30’da geçtiği haberde, “Süleymaniye’de Türk hava saldırısında Kürdistan İşçi Partisi yetkilisi öldürüldü” dedi. Kürdistan Bölgesi Terörle Mücadele Servisi’ne dayandırılan haberde, “Bugün saat 11.00’de Türk ordusuna ait bir drone, Süleymaniye’nin Seyyid Sadık ilçesine bağlı Tabarş köyü yakınlarında Kürdistan İşçi Partisi yetkilisini taşıyan bir arabayı hedef aldı” denildi.
Haberini Kürdistan Bölgesi Terörle Mücadele Servisi’ne dayandıran Bağdat merkezli Al-Sumaria News de saldırıda ölenlerin PKK’li olduğunu öne sürdü. Bir görgü tanığının beyanlarına da yer veren gazete, “Türkiye’ye ait olduğuna inanılan bir insansız hava aracı bu sabah Süleymaniye’nin Seyyid Sadık bölgesi yakınlarında iki kişiyi taşıyan sivil bir aracı bombaladı. Araçta bulunan bir kişi öldü, diğeri yaralandı” dedi.
Chatr (Çetir) Production Genel Müdürü Kemal Heme Reza, Seyyid Sadık ilçesinde yaptığı açıklamada, saldırının “yerel ve istihbari bir müdahale sonucu” gerçekleştirildiğini söyledi.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin gazeteci olduğunu belirten Kemal Heme Reza, bazı medya kuruluşlarının “Saldırıda PKK’liler öldü” iddiasına tepki gösterdi.
Reza, “Saldırıda şehadete ulaşan ve yaralananların tümü gazetecidir ve siyasetle hiçbir ilgileri bulunmuyor. Hayatını kaybeden gazetecilerden biri Bakur Kurdistan’ın Êlih kentinden ve 3 yıldır şirketimizde çalışan Gülistan Tara’dır. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Hêro Behadîn, Süleymaniye’de doğdu ve Tîmarin köyündendi. Saldırıda yaralanan Rêbîn Bekir de aynı şekilde Süleymaniyeliydi” diye konuştu.
Kürdistan Bölgesi Gazeteciler Sendikası Süleymaniye Şube Başkanı Karwan Enwer de saldırıya ilişkin bir açıklama yaptı. Enwer, “Uluslararası hukuka göre gazeteciler tüm çatışmalardan uzak tutulmalı ve savaş bölgesinde olsalar dahi hedef alınmamalıdır” dedi. Ayrıca saldırıyı uluslararası örgüt ve federasyonlara taşıyacaklarını söyledi.
IKBY Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Seyyid Sadık saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) yayın organı PUKmedia’da yayımlanan açıklamasında Talabani, “Seyyid Sadık ilçesi yakınlarıdaki dron saldırısının kurbanları, herhangi bir ülke veya bölgenin güvenliğine ve istikrarına tehdit oluşturacak silahlı güçlere mensup olmayan iki kadın gazeteciydi” dedi.
“Gazetecilerin öldürülmesi uluslararası hukuka aykırı, haksız bir suçtur ve şiddetle kınıyoruz” diyen Talabani, “Irak’ın egemenliğinin ihlali” ve “Kürdistan Bölgesi’ndeki sivil yaşamı hedef alan ciddi bir tehdit” olarak nitelendirdiği saldırılara son verilmesi çağrısında bulundu.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Türkiye’nin sınır ötesine düzenlediği saldırıda iki gazeteciyi öldürmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Meslek örgütleri saldırıyı hem kınadı hem de “insanlık dışı” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içinde Kürt gazetecilere yönelik ilk saldırı olmadığını belirtti.
Son iki yılda benzer saldırılarda öldürülen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji Dergisi Editörü Akademisyen Nagihan Akarsel’i, Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabiri Îsam Abdullah’ı, JIN TV çalışanı Necmeddin Faysal’ı ve Çira TV muhabiri Murat Mîrza’yı hatırlattı.
Saldırıların cezasızlıkla sonuçlanmaması için mücadele çağrısı yaptı:
Basın özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biridir ve hiçbir baskı, tehdit veya saldırı, gerçekleri ortaya çıkarmaya ve hakikatin izinde olmaya kararlı gazetecilerin sesini susturamaz.
Özgür basın, halkın doğru bilgiye erişiminin en temel güvencesidir. Ancak bu güvence, hakikatin izinde olan cesur gazetecilerin hedef alınmasıyla her geçen gün zayıflatılmak istenmektedir. Ne var ki, tüm bu baskı ve saldırılara rağmen, gazeteciler olarak gerçeklerin peşinden gitme kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Hakikatin gücü, susturulmaya çalışılan her sesle daha da büyüyecektir.
Gazetecilik mesleği, toplumları aydınlatan ve kamuoyunu bilgilendiren bir meslektir. Meslektaşlarımızın yaşamını yitirdiği bu acı olaylar, gazetecilerin ne denli zor şartlarda görevlerini yerine getirdiklerinin acı bir kanıtıdır. Gulistan Tara, Hêro Bahadîn, Îsam Abdullah, Necmeddin Faysal ve Murat Mîrza, halkın gerçekleri öğrenmesi için fedakarca çalışan, görevleri başında yaşamını yitiren gazetecilerdir. Onların anısını kalemlerimiz ve kameralarımızla yaşatacağımızı yineliyoruz.
Saldırılara karşı uluslararası tüm kurumları göreve davet ediyoruz. Gazetecilere yönelik bu saldırıların cezasız kalmaması için elimizden gelen tüm hukuki ve toplumsal mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Dilan Gafur, gazetecilerin faillerinin bulunmasını talep etti.
“Federal Hükümet bu saldırılara karşı önlem almalı ve derhal failleri hesap vermeye çağırmalı” diyen Gafur, gazeteciler Hêro Bahadîn ve Gülistan Tara’nın öldürülmesini gerekçesiz bir suç ve uluslararası yasa ile anlaşmaların ihlali olarak değerlendirdi.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Gafur, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Gazeteciler ve siviller, herhangi bir taraf için tehdit oluşturmayan unsurlar olarak bu tür saldırılara maruz kalmamalıdır. Bu saldırıları, gerekçesiz bir suç ve uluslararası yasa ile anlaşmaların ihlali olarak değerlendiriyoruz. Tüm taraflar, gazetecilerin özgürlüğüne saygı göstermelidir. Ayrıca, bu saldırı Irak’ın egemenliğinin açık bir ihlalidir.
Saldırılara yeterince ciddi tepki verilmiyor. Gereken önem verilmediği için engellenemiyor. Federal Hükümet, bu saldırılara karşı acilen tedbir almalı ve faillerden hesap sormalıdır.
Batman’ın Kültür Mahallesi’nde kurulan taziyeyi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DBP il ve ilçe yöneticileri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticileri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman milletvekilleri Zeynep Oduncu ve Mehmet Rüştü Tiryaki, Barış Anneleri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri, Özgür Basın çalışanları ve çok sayıda yurttaş ziyaret etti.
Saldırı dün (24 Ağustos) Diyarbakır’da protesto edildi. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve DİSK’e bağlı Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası’nın (DİSK Basın İş) eylemi, Yenişehir ilçesindeki DFG binası önünde yapıldı.
DFG’nin bulunduğu binanın önünü ablukaya alan polisler açıklama yapılmasına engellemeye çalıştı. Polis tarafından çembere alına grup, sık sık “Özgür basın susturulamaz” sloganları attı.
DFG, MKG ve DİSK Basın İş olarak gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in katledilmesini tüm engellemelere rağmen protesto ettik.#ÖzgürBasinSusturulamaz pic.twitter.com/GXLThoVf8b
— Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (@DFGDernegi) August 24, 2024
MKG, DFG ve DİSK Basın İş olarak gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in katledilmesini tüm engellemelere rağmen protesto ettik. pic.twitter.com/hN1IRb9g9H
— Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (@mkgdernek) August 24, 2024
Batman’da da dün DEM Parti İl Örgütü açıklama yaptı. Eylemde “Saldırılara karşı direnişimiz yaşadığımız her yerde devam edecek” mesajı verildi.
DEM Parti Batman İl Eş Başkanı Songül Korkmaz, “Dün yapılan alçakça saldırıda iki Özgür Basın emekçisi katledildi, 6 kişi ise yaralandı. Saldırılara karşı direniş mücadelemiz yaşadığımız her yerde devam edecek. Hiçbir şekilde Kürt halkına geri adım attıramayacaklar. Bir kez daha Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn arkadaşımızı saygıyla anıyoruz” dedi.
DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu ise şöyle konuştu:
KDP hükümetine de sesleniyoruz; işbirlikçi tarzınızdan vazgeçin ve dört parça Kurdistan’da, Kürtlerin demokratik haklarının inşa edilmesi için gerekli çabayı gösterin.
İnsan Hakları Derneği (İHD) yazılı bir açıklama yaptı.
“Kürt Basın Emekçileri bombaların hedefi olmaya devam ediyor” başlıklı açıklamada, “90’lı yıllarda gözaltında kaybedilmelerle, gazete binalarının bombalanmasıyla susturulmaya çalışılan Kürt Basını ve basın emekçileri halen bombaların hedefi olmaya devam ediyor” denildi. Açıklamanın devamında “İnsan hakları savunucuları olarak bu olayı gazeteci katliamı olarak değerlendiriyoruz. Anılan bölgede bir süredir Türkiye’nin askeri operasyonlar yürüttüğü bilinmektedir. İki kadın gazetecinin öldürülmesine yol açan bu saldırının faillerinin ortaya çıkarılması için Irak Hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Kurdistan Bölgesel Yönetimini sorumluluk almaya davet ediyoruz Ayrıca olayın bağımsız kuruluşlarca araştırılması için kolaylık sağlanmasını talep ediyoruz” denildi.
Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) açıklaması şöyle:
Kürt Özgür Basın emekçilerinden Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn, Türk SİHA saldırısı sonucu katledildiler. Kürt kadınlarının ve halkının soykırımı üzerinden siyaset yapan AKP-MHP faşist rejiminin gerçekleştirdiği bu alçakça saldırıyı nefretle kınıyor, özgür basın emekçilerine, ailelerine, halkımıza başsağlığı diliyoruz. Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in özgür yaşam hayallerini yaşatma sözünü veriyoruz.
AKP-MHP faşist rejimi, soykırım ve işgal politikaları ile Neo-Osmanlıcılık hayallerini gerçekleştirmek istemektedir. Bu soykırım ve işgal politikalarının ortağı olan işbirlikçi ve ihanetçi KDP yönetimi, bu insanlık suçunun ortağı durumundadır. Yaşanan katliamlardan sorumludur. Türk devletinin saldırıları Başûrê Kurdistan ile sınırlı kalmamakta, Rojava ve Şengal’de özyönetim güçleri ve siviller katledilmekte, Bakurê Kurdistan’da Kürtçe diline karşı adeta bir savaş yürütülmektedir. Faşist AKP-MHP rejimi konseptini uygulanmaktadır. Fakat bu saldırıları ne özgür basını susturabilecektir, ne de Kürt özgürlük mücadelesini durdurabilir.
Bu temelde bir kez daha Kürt Özgür Basın emekçileri Gülistan ve Hêro’yu sevgi ve saygıyla anıyoruz. Tüm kadınları, halkımızı ve demokratik kamuoyunu ihanete ve soykırıma karşı tutum almaya ve TJK-E öncülüğünde yapılacak eylemlere katılmaya çağırıyoruz.
Kadın Basın Birliği (YRJ), Kamışlı’da basın toplantısı yaptı.
Açıklamada, gazetecileri hedef almanın özgür düşünceye karşı insanlık dışı ve ahlak dışı bir suç olduğuna dikkat çekilerek, “Özgür basın, işgalin ve eylemlerinin farkındalığını cesurca öne çıkarmıştır, dolayısıyla her zaman işgalcilerin hedefi olmuştur. İşgalci Türk devleti, insan hakları ihlalleri ve gazetecilere yönelik eylemler açısından en suçlu devletlerden biridir. Tarihinde hep gazetecileri katlederek, tutuklayarak kara yüzünü ve ahlak dışı eylemlerini gizlemeye çalıştı. Kadın ve gazeteci düşmanı Türk devleti, gerçekleri çarpıtmak ve gizlemek için özgür basın emekçilerini hedef alıyor. Özgür kadın basını geleneğinin lideri, hakikatin direği Gülistan Tara ve meslektaşımız Hêro Bahadîn’e yapılan vahşi saldırı da aynı amaçla yapılmıştır” denildi.
Kurdistan Kadın Gazeteciler Birliği (Yekîtiya Rojnamevanên Jinên Kurdistan-ROJIN) şu açıklamayı yaptı:
Türk devleti, onlarca yıldır Özgür Kürt Basını’na yönelik gerçekleştirdiği katliamlara yeni birini daha eklemiştir. Seyîdsadiq’ta gerçekleştirilen katliam sonucunda 2 gazeteci arkadaşımız şehit düşmüş, 6 arkadaşımız da yaralanmıştır.
Seyîdsadiq suikastinin 23 Ağustos 2023’te Qamişlo-Amûdê hattında JIN TV ekibine yönelik gerçekleştirilen saldırının yıl dönümüne denk getirilmesi kesinlikle tesadüfi değildir. 4 Ekim 2022’de Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi ve Jineoloji Dergisi Editörü, Gazeteci-Akademisyen Nagihan Akarsel’in Silêmanî’de katledilmesi, kadın düşmanı İran rejiminin 23 Temmuz’da gazeteci Peşxan Ezîzî’ye idam cezası vermesi ve son olarak Seyîdsadiq saldırısında meslektaşlarımızın hedef alınması, egemenlerin gerçeklerin üzerini örtme girişimlerine işaret etmektedir. 8 Temmuz’da Şengal’de yayın yapan Çira FM çalışanı Murat Mîrza İbrahim’in benzer yöntemle katledilmesi de aynı çabanın sonucudur.
Soykırımcı Türk devleti sınır ötesinde gerçeğin izini süren gazetecileri katlederken yurt içinde ise bu politikayı gözaltı, tutuklama, şiddet ve baskı ile devam ettirmektedir. 17 Mart 2024’te Medya Savunma Alanları’nda yaşamını yitiren 24 yaşındaki meslektaşımız Emine Demir’e (Rosîda Mêrdîn) yaptığı haberlerden dolayı 137 yıl hapis cezası vermesi, bu politikanın somut örneklerindendir.
Gazetecilerin katledilmek istenmesinin gerçeklerin üstünü örtme çabası olduğu vurgulanan açıklama şöyle devam etti:
Gazeteciler açısından risk bölgesi olan Başûrê Kurdistan’ın Türk devleti tarafından adım adım işgal ve ilhak edildiği bir döneme denk gelen bu saldırı, bölgedeki Kürt soykırım konseptinden bağımsız değildir. Meslektaşlarımız bölgede Kürt pazarlığı üzerinden gerçekleştirilen kirli ittifakları ve suçları ifşa ettikleri için hedef alınmıştır. İşgal saldırıları ve bölgede yayılan savaş politikaları topluma yoksulluk, cinsiyetçilik ve toplumsal kriz olarak yansımaktadır. Sadece son 6 ay içerisinde Başûrê Kurdistan’da 30’un üzerinde kadının katledilmesi, intihara sürüklenmesi, bu savaş politikalarının bir sonucudur. Meslektaşlarımız Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn, tam da bu gerçeğin peşinde oldukları için hedeflenmiştir. Gazeteci arkadaşlarımız yıllardır Başûrê Kurdistan’da kadınların mücadelesini, KDP ve Irak devletinin kadın kırım politikalarını dünyaya duyurdular. Bu hakikati takip eden kadın gazetecilerin hedeflenmesi, bu kırımın üstünü örtmek, görünmez kılmak, kadının sesini kısmak anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla Türk devletinin özgür basına yönelik saldırıları, Irak’ın desteği ve KDP’nin işbirliği ile gerçekleşmiştir. İhanet çizgisinin temsilciliğini yapan KDP, Türk devleti ile ortak hareket ederek gazetecileri, kadınları, siyasetçileri katletmektedir. Tecavüz, şiddet ve cinsiyetçiliğin hortlatıldığı Başûrê Kurdistan’da kadın mücadelesi adına yükselen her bir ses, KDP’nin egemen erkek aklı tarafından bastırılmaktadır. AKP’nin ruh ikizi olan KDP, yıllardır Kurdistan’ın sömürgeleştirilmesine ortak olurken, kadın düşmanı politikalarda da AKP ile paralel bir yol izlemektedir. Bu gerçeği gören ve bilen gazeteciler olarak KDP’nin ihanet ve işbirliğini, tecavüz dosyalarını, sömürgeciler ile ortaklıklarını, ekonomik vurgunlarını önlerine çıkartmayı sürdüreceğiz.
Açıklamanın sonunda şunlar söylendi:
ROJIN olarak şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Saldırı, baskı ve katliamlar ile toplumun demokratik, özgürlükçü taleplerini yansıtan, haber alma hakkı adına her türlü tehlikeyi göze alan gazetecilere boyun eğdiremezsiniz, gerçeğin izini süren özgür basını durduramazsınız. ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesi ile meydanlara akan kadın mücadelesinin sesi olan biz kadın gazetecileri korkutamaz, geri adım attıramazsınız. Fikirlerimiz, kalemlerimiz ve kameralarımız ile gizlemeye çalıştığınız hakikatleri gün yüzüne çıkartacağız. Özgür yayıncılığımız ile katlettiğiniz meslektaşlarımızın hesabını soracağız. Rosîda, Gulistan ve Hêroların meslektaşları olarak bedeli ne olursa olsun gerçeğin izini sürmeye, kamuoyuna duyurmaya ve kirli politikalarınızı ifşa etmeye devam edeceğiz.
Türk devletinin bölgeyi kasıp kavuran savaş politikalarına ve gazetecilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası basın, insan hakları kuruluşlarını ve kadın örgütlerini göreve davet ediyoruz.
Meslektaşlarımızın anısını cesur yayıncılığımız ile yaşatacak, uğruna canlarını feda ettikleri kadınların ve toplumun sesi ve sözü olacağız.
Kadın gazeteciler öncülüğünde, gazetecilere dönük saldırı yarın (26 Ağustos) Şişhane Meydanı’nda saat 19.30’da protesto edilecek.
Kadın gazeteciler olarak Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in katledilmesini protesto etmek için bir araya geliyoruz
🗓️26.08.2024
⌚19.30
📍Şişhane Meydanı pic.twitter.com/TN9jf71DaW— Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (@mkgdernek) August 25, 2024
Sendika.Org