IC İÇTAŞ ve Limak ortaklığındaki Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yazılan yazıda adeta devleti imdada çağırdı. Bölgedeki direnişler ve açılan davalardan dolayı madencilik faaliyetinin sürekli olarak aksadığını ifade eden şirket, yükümlülüklerini yerine getirmekte artık zorlandığını ve çözüm için bir toplantı talep ettiğini belirtti
2013 yılında özelleştirilen ve IC İÇTAŞ ve Limak ortaklığına devredilen Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yazılan yazıda adeta devleti imdada çağırdı. Yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlandığını ifade eden şirket sözleşmenin haklı feshi de olmak üzere her türlü hakkını saklı tutarak çözüm amaçlı bir toplantı talep etti.
Yazıda şirket yükümlülüklerinin yerine getirmeme gerekçelerini de sıraladı. Şirketin vurgu yaptığı iki “pürüz” var. Birincisi Akbelen Ormanı başta olmak üzere maden sahası olarak kullanacağı alanlarda direnişlerden dolayı madencilik faaliyetinin gecikmesi. İkincisi ise yine köylülerin ve yaşam savunucularının açtıkları davalardan dolayı yaşanan gecikmeler. Şirket bu gecikmelerden dolayı elektrik üretiminde yakıt olarak kullandıkları linyiti tedarik edemediklerini, piyasadan satın almak zorunda kaldığını, bunun da hem yeterli olmadığını hem de maliyetleri çok artırdığını söyledi.
Şirket, santraller için kömür sahaları olarak şunları sıraladı:
Işıkdere, Hüsamlar ve Sekköy A3’teki rezervlerin tükendiğini; Alatepe Yeraltı ve Çakıralan’ın ise çevresel etki ve sit bölgesinde kaldığını belirten şirket, geriye Akbelen ve Karacahisar’ın kaldığını ifade etti. Önce Akbelen’in daha sonra da Karacahisar’daki kömürün çıkarılması için İkizköy-Akbelen Ormanı’nın maden sahasına çevrilmesi için harekete geçtiğini ifade eden şirket, bu bölgedeki direnişler ve açılan davalardan dolayı madenciliğin 2024 başına sarktığını belirtti.
Özelleştirme İdaresi’ne yazılan yazıda maden açık işletme izniyle çevre izin ve lisans belgesinin iptaline ilişkin davalar ve kamulaştırma kararlarına yapılan itirazlara yer verildi.
Yazıya göre açık maden işletme izni başvurusu 28 Kasım 2020’de yapıldı. 11 Ağustos 2021’de maden açık işletme iznine yönelik verilen yürütmeyi durdurma kararı 1 Aralık 2022’de kaldırıldı. 2 Mart 2021’de şirket ödemesi gereken bedelleri ödemesine rağmen idare tarafından alan teslim edilmediği için madencilik faaliyeti başlamadı. 1 Aralık 2022’de yürütmeyi durdurma kararı kaldırıldı ancak izin ancak 17 Mart 2023’te verildi. Ancak izin belgesinde hesaplama hatası yapıldığı için de bu izin 29 Eylül 2023 tarihinde ancak çıkarıldı. Yani izin başvurusundan ancak üç sene sonra başlanabildi.
Yazıda bahsedilen diğer dava da çevre izin ve lisans belgesi iptali davası. Şirketin hava emisyonu, çevresel gürültü, atık su deşarjı ve derin deniz deşarjı gibi konularda yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı çevren izin belgelerinin hatalı olduğu ortaya çıkmıştı.
YENİKÖY VE KEMERKÖY SANTRALLERİNİN ÇEVRE İZİN BELGELERİ HATALI ÇIKTI
Şirket bu yazıda belgelerin iptali talebiyle açılan davaları kendine bir tehdit olarak gördüğünü ifade ederken yükümlülükleri konusunda bir açıklamada bulunmuyor. Üstelik Kemerköy Termik Santrali’nin çevre izin ve lisans iptali için açılan dava, Muğla 2. İdare Mahkemesi tarafından “Hukuka aykırılık yok” gerekçesiyle reddedildi. Ancak bu kararın da kesinleşmemiş olması yine bir tehdit unsuru olarak tanımlıyor.
KEMERKÖY TERMİK SANTRALİ’NİN ÇEVRE İZİN BELGESİNİN İPTALİ DAVASINI MAHKEME REDDETTİ
Bir diğer hukuki “pürüz” ise şirketin maden sahası olarak kullanacağı alanlara yönelik alınan kamulaştırma kararlarının Zeytincilik Mevzuatı sınırlamalarına takılması. Şirket önce kamulaştırma taleplerinin reddedildiğini, daha sonra karar çıksa da yaşam savunucularının açtığı davalarla yürütmeyi durdurma kararının çıktığını belirtti.
Başvurulan maden sahaları için “kamu yararı” kararı aldığını da belirten şirket, acele kamulaştırma kararlarının bazıları hakkında da yine yaşam savunucuları veya köylülerin açtığı davalarla yürütmeyi durdurma kararı alındığını belirtti.
Sendika.Org