6 Şubat 2023 tarihinden bu yana, yerle bir olan psikolojilerinin sarsıntılarını bugün hala bitirememişlere yaşatılan bu yeni depremin finalinde “yaka paça dışarı atılma” var mı, bakın en çok da bunu soralım!
Hatay’da, hafif hasarlı binalarda oturanlar, hiç ummadıkları bir şey yaşıyor! 6 Şubat depremlerinin ardından, Antakya’dan Defne’ye, hafif hasarlı evlerine resmi kurumsal onay alıp da girenler, ellerinde avuçlarında kalan parayla da tamiratlarını yaptırıp hayatlarına devam etmeye çalışanlar, onlara gönderilen “binanız ağır hasarlı” tebligatlarıyla beraber üç gün içinde evlerini terk etmeye zorlanıyor!
“Lütfen çıkın” demiyor o tebligatlar…
Çıkartmak için hemen her yolu deniyor…
Gültepe’den, Akevler’den, Esentepe’den geliyor son haberler!
Çıkın denen vatandaşlar direndikçe, direnenlerin evlerindeki su da kesiliyor elektrik de… Depremin ardından, ellerinde kalan o dört duvarın içine sıkıştırdıkları hayatlarını, kentin ölüm kokan enkazının içine dökmemek için direnseler de, şartları onlar için çekilmez kılmak için her yolu deneyenlerce köşeye sıkıştırılıyorlar!
Hataylı Gazeteci Burcu Özkaya Günaydın’ın bir süredir işlediği konuda konuşan vatandaşlar, 6 Şubat’ta onları kaderin bir parçası ilan edenlere “evlerimizden çıkmıyoruz” dese de, korkuyorlar…
“Yaşadıklarımız yetmedi mi?” diyenlerin Hatay’ında, Vali’ye soralım…
“Depremde sorumluluğu olan kamu görevlileri soruşturulsun” diyen Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı talebini 2024 Şubat ayından bu yana görmezden gelen Vali Mustafa Masatlı’ya soralım… Yönettiği insanlarla geldiği bu tartışmalı noktayı soralım! Kentin tüm yetkilerini elinde toplayan biri olarak, vatandaşın elektriğini/suyunu keserek yarattıkları resmi kurumsal mobbingi hangi aşamaya kadar taşımayı düşündüklerini soralım! 6 Şubat’ın mağduru bu insanlara çıkın diyen o tebligatlarla yarattıkları korkuyu soralım! “Ölürüm de çıkmam” diyenlerin çaresizliğini bir vali olarak ilk elden dinlemeyi ne zaman düşündüğünü soralım! 6 Şubat 2023 tarihinden bu yana, yerle bir olan psikolojilerinin sarsıntılarını bugün hala bitirememişlere yaşatılan bu yeni depremin finalinde “yaka paça dışarı atılma” var mı, bakın en çok da bunu soralım!
Dün bu evlere girebilirsiniz diyenlerin de, bugün çık diyenlerin de aynı kişiler olduğunu hatırlatıp, “Bu artık son kararınız mı?” diye sormayı ise unutmayalım!
Sahi, var mı bir cevabınız?
Bana değil, yönettiğiniz insanlara, bir tebligatla çıkın dediklerinize, o “çıkın”ın ardında hikayesi olmayanlara, hala geceleri uyuyamayan, sarsıntılarla uyananlara…
Hadi şimdi yaz, kış nasıl geçecek onlar için, bunu biliyor musunuz?
Yok, bilmiyorsunuz!
Zaten cevabınız da yok!
Aynı Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından 7 Şubat 2024 tarihinde Hatay Valiliği’ne sunulan “deprem soruşturma izni”ne hala bir cevap verememeniz gibi! Depremde kaybettikleri için adalet isteyenlere sus işareti yapan bu cevapsızlığınızı aylarca sürdürdüğünüz gibi! Binlerce insanın adeta öldürüldüğü bir deprem gerçeğinde, adalet için ayağa kalkan bir Savcıya cevap bile veremeyen tedirginliğinizin siyaset kokan hali gibi!
Bence, bir karar verin…
Yönettikleriniz önceliğiniz değilse, ne?
Yönettikleriniz önceliğiniz değilse, kim?
Soruyorum, çünkü bu kenti yıkıntılar ve ölüler içinde bırakıp, topladığı bavullarıyla Ankara’ya taşınan eski vali gibi kötü anılmayı, emin olun istemezsiniz!
Ama o çizgiye de çook yakınsınız.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.