Cumartesi Anneleri 1006. hafta eylemlerinde 7 Haziran 1995’de gözaltına alınıp kaybedilen Edip Aksoy ve Orhan Cingöz için adalet istedi
Galatasaray Meydanı’nda yapılan eylemde ilk olarak Edip Aksoy’un kızı Beritan Aksoy’un mektubu okundu.
Babamın kaybolduğu gün, o gün sadece babamı değil aynı zamanda çocukluğumu, güven duygumu ve ailemizin bütünlüğünü kaybettim. Babamla birlikte olabileceğim, onunla konuşabileceğim, ona sarılabileceğim anları hayal ederek büyüdüm.
Bu hayallerden biri de babamla beraber çekilmiş bir fotoğrafımın olmasıydı. Babamın kaybolması, beni adalet arayışında daha da kararlı kıldı ve bu mücadelede yalnız olmadığımı bilmek bana güç verdi. Fiziki olarak yanınızda olamasam da, kayıplarımızın anısını yaşatmak ve adalet arayışımızı sürdürmek için her zaman mektuplarla bu meydanda olacağım.
Cumartesi Anneleri 1006. hafta eylemlerinde söze şu şekilde devam etti:
İnkar ve cezasızlık uygulamaları nedeniyle 29 yıldır talepleri karşılıksız bırakılan Aksoy ve Cingöz ailelerinin adalet ve hakikat arayışına eşlik ediyoruz.
Gözaltında kaybetmenin uluslararası ceza hukukunda zamanaşımına tâbi olmayan insanlığa karşı suç olarak nitelendirildiğini hatırlatan Cumartesi Anneleri, iç hukukta da insanlığa karşı suç kapsamında düzenlenmesi durumunda, zamanaşımına uğramasının mümkün olmayacağını söyledi. Cumartesi Anneleri’nin açıklaması şu şekilde devam etti
1006. haftamızda inkâr ve cezasızlık uygulamaları nedeniyle 29 yıldır talepleri karşılıksız bırakılan Aksoy ve Cingöz ailelerinin hakikat ve adalet arayışına eşlik ediyoruz. Gözaltında kaybedilişlerinin 29. yılında yargı makamlarını Edip Aksoy ve Orhan Cingöz dosyasında yeniden etkin bir soruşturma ve kovuşturma başlatarak maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Edip Aksoy ve Orhan Cingöz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Sendika.Org