Adana’da PTT Başmüdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan taşeron işçiler iş bıraktı. Kendilerine üst yazısız bir belgeye imza attırıldığını, daha sonrasında mesai saatlerinin arttığını ve bu yolla ek mesai ücretlerinin kesildiğini öğrendiklerini söyleyen işçilerden G.C. bu düzenlemelerin kamuda tasarruf tedbiri altında yapıldığına dikkat çekti. G.C. bu tasarruf tedbirlerini alan PTT Posta İşleme Merkezi (PİM) Müdürü Ramazan Taşçı’nın ise her cumartesi işyerinde kendisine kahvaltı hazırlatıp bu saatleri ise ek mesai olarak yazdırdığını söyledi
Adana’da PTT Başmüdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan taşeron işçileri, kendilerini bir anda artan bir mesai yükünün içinde buldu. Mesai saatleri artmasına rağmen işçilerin ücretlerinde ise bir artış yaşanmadı. PTT Başmüdürlüğü’nde çalışan işçilere göre bunun nedeni üst yazısız olarak imzalatılan kağıtlar. Geçtiğimiz günlerde kendilerine bir kağıt verildiğini ve bu kağıda imza atmak üzere zorlandıklarını söyleyen işçiler, daha sonrasında ise mesai saatlerinin uzatıldığını ve ek mesai ücreti alamayacaklarını öğrendi. Adana PTT Başmüdürlüğü’nde çalışan taşeron işçiler kendi tabirleriyle hem söz konusu “sahtekârlığa” hem de kötü çalışma koşullarına karşı iş bıraktı.
İş bırakma eyleminin ardından işçiler üzerindeki baskılar da arttı. Bu basıklar nedeniyle konuştuğumuz işçiler isimlerini vermek istemezken sorunlarını da birer birer anlatmaktan da geri durmadı. Taşeron işçilerden G.C. (adı ve soyadı bu harflerle başlayan işçi olmadığı için bu harfleri kullandık), Adana PTT Başmüdürlüğü Posta İşleme Merkezi (PİM) Müdürü Ramazan Taşçı’nın sabah saatlerinde gelip işçileri işten çıkarmakla tehdit ettiğini ve işçilerin üstüne yürüdüğünü belirtti. Söz konusu durumun ardından iş bıraktıklarını belirten G.C. şunları söyledi:
Ramazan müdür bu sabah yardımcılarıyla birlikte herkesin üstüne yürüdü. Alenen ‘asarım, keserim’ dedi. Herkes bu nedenle durdu. Usulsüz mesai değişikliği yapıyorlar. Bunu kabul etmediğimizi toplantıda da söyledik. Toplantıda da bizi tehdit etti. Bunların hepsi de kamera kayıtlarında var. Bizim cumartesi günlerimizi hukuksuz bir şekilde elimizden almaya çalışıyorlar. Hukuka aykırı bir şekilde ‘yaptım oldu’ diyorlar.
Herkesin işten çıkarılmakla tehdit edildiğini ve bu yolla çokça hukuksuz işlemin yapıldığını belirten G.C. şunları kaydetti:
Bizlere üst yazısız belge imzalatıyorlar. Mesai değişikliği tebliğ edilecek ama imzaladığımız metinde üst yazı yok. ‘Bu ne?’ diyorsun, ‘imza at’ diyor, talimat veriyor. Bir kurumda sahtekarlığa gidilir mi? Üst yazısız imza attırılır mı? Boş kağıda imza attırıyorlar. Sonra öğreniyoruz ki mesai saatlerimiz artmış. Fazla çalıştığımızda da ek mesai ücreti almayacağız. Cumartesi günümüzü elimizden almaya çalışıyorlar. Bizim de ailemiz var. Ailemiz ile vakit geçirmek istiyoruz. Herkesi işten çıkarmakla tehdit ettikleri için şu an kimse konuşmuyor da. Taşeron işçinin sendikası yok diye herkes üstüne binmek zorunda mı? Her cumartesi fazla mesai. Bir dağıtıcının sahada kalma süresi 5 buçuk saat. Bir kargoya 3 dakika veriyorlar. Mola ile birlikte bir işçiye maksimum 95 kargo verilmeli. İşçiye 100 alacaksın 200 alacaksın baskısı yapıyorlar. Mola verdirmiyor, mola verdirmeden çalışmanın derdine düşürüyorlar. İçerde klima çalışmıyor, su sebili yok. İşten çıkarmakla tehdit ediliyor. İşçiler hiçe sayılıyor.
Bu düzenlemelerin kamuda tasarruf tedbirleri adı altında yapıldığına dikkat çeken G.C. şunları ekledi:
“Ramazan Taşçı, tasarruf adı altında her Cumartesi buraya geliyor, taşeron kadın işçilere büyük bir sofra kurduruyor, bahçede kahvaltı keyfi yapıyor, kahvesini içiyor, evine gidiyor. Bunun için de kendisine ek mesai yazdırıyor. Bu nasıl tasarruf? Tasarruf sadece taşeron işçiden kesilenle mi yapılıyor? PTT Baş Müdürü Korkmaz Gencer de PİM Müdürü Ramazan Taşçı da işlediği bütün suçları tasarruf kılıfının altına itiyor. Bir baş müdürün hafta sonu buraya gelme zorunluluğu yok. Geliyor kahvaltısını yapıyor, Türk kahvesini içiyor sonra evine gidiyor ve mesaiye kalmış oluyor.”
Söz konusu durumun müfettişler tarafından denetlenmesini talep eden G.C. “Bunların hepsinin kamera kayıtları var. Lütfen gelip incelesinler” dedi.
Adana PTT Başmüdürlüğü’nün işçileri yıldırmaya yönelik bir politika izlediğini söyleyen G.C. taleplerini şöyle sıraladı:
Biz buna direnebildiğimiz kadar direneceğiz. Bizler Türkiye’de en düşük ücretle dağıtım yapan bir ekibiz. Sosyal haklarımız hiçe sayılıyor. Biz insanız, kimsenin kapısında köle veya hizmetçi değiliz. Biri gelsin kafasına göre hakaret, küfür etsin istemiyoruz. Bu adamlar 50 bin 70 bin maaş alırken biz bu kurumda 19 bin 200 liraya çalışıyoruz ve iş yükünün yüzde 80’i bizde. Biz artık insanca yaşamak istiyoruz. Sürekli fazla mesaiye kalmak istemiyoruz, cumartesilerimize de dokunulmasın istiyoruz. Hepimiz ailemizle vakit geçirmek istiyoruz. bunlar en insani talepler.
Sendika.Org/Adana (Yüsra Batıhan)