İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) yayımladığı raporda son 11 yılda en az 695 çocuk işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğine dikkat çekti
Yarın 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) yayımladığı raporda son 11 yılda en az 695 çocuk işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
İşkollarına göre bakıldığında en çok çocuk işçinin yaşamına mal olan işkolu tarım oldu. Tarım-orman işkolunda son 11 yılda en az 383 çocuk işçi (252 işçi ve 131 çiftçi) iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bunu 75 çocuk işçiyle inşaat-yol işkolu takip ediyor.
Her ne kadar çocuk işçi ölümlerinin yarısından fazlasını tarım sektörü oluştursa da bu oran hızla düşüyor. Sanayi, hizmetler ve inşaatlardaki çocuk ölüm oranları artıyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi özellikle MESEM’ler eliyle çocuk işçiliğin kitlesel bir biçimde şehir içine taşınması. İkincisi ise Anadolu şehirlerinde hızla boy gösteren OSB’ler ve burada yoğun bir çocuk işçiliğin olması.
İSİG Meclisi’nin raporunda MESEM’lere ayrı bir yer ayrılmış. Devlet eliyle çocukların işçileştirilmesi olarak ifade edilen MESEM için şunlar söylendi:
MESEM: Devlet eliyle çocukların işçileştirilmesi
2006 yılında Türkiye’nin en büyük tekeli Koç Holding ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) işbirliğiyle, “meslek lisesi memleket meselesi” sloganıyla tohumları atılan MESEM programı, sadece AKP iktidarıyla sınırlandırılamayacak çok katmanlı bir sermaye projesidir. Her sermaye projesinde olduğu üzere MESEM’lere de ekonomik ve ideolojik hegemonyayı tamamlamaya dönük asli roller tanımlanmıştır.
MESEM, emek piyasasını uzun vadeli biçimlendirmenin araçlarından birisidir. Düşük ücretlerin ve uzun çalışma sürelerinin hakim olduğu emek yoğun sektörleri ayakta tutmaya hizmet eden MESEM programları, öğrenci-işçi konsepti eşliğinde ekonomik üretim birimi haline gelmiştir. Nisan 2023 tarihi itibarıyla mesleki teknik eğitim çerçevesinde döner sermaye kapsamındaki üretim gelirleri 2 milyar liraya yükselirken, bu gelirden öğrenci ve öğretmenlere düşen pay sadece 300 milyon liradır. Üretim gelirinin geçtiğimiz yılsonu itibarıyla 3,5 milyar liraya yükseldiği tahmin ediliyor.
MESEM’ler sermayenin ucuz emek rezervlerini doldurmanın dışında doğrudan patronlara finansman desteğinin de bir aracıdır. 2024 yılında bedavaya çalıştırılan öğrenci-işçiler için patronlara 1 milyar 698 milyon TL ödenirken, son üç yılda MESEM programlarına aktarılan kamu kaynağı 15 milyar liraya yaklaştı. Öte yandan, 6111 ve 7103 No’lu teşvik şartlarının zorlaşması üzerine patronların yeni finansman arayışında “ustalık telafi programı” öne çıktı. 2023 yılında programa başvuran patron sayısı 1 milyonu geçti. Başvuru üzerinden hesaplandığında aylık ödeme yaklaşık 4,2 milyar lirayı bulmaktadır.
MESEM aracılığıyla ortaokulu bitiren öğrencileri örgün eğitimden kopararak haftanın (resmi olarak) dört günü bedava işgücü olarak patronların sömürüsüne sunan MEB şimdi de yaz döneminde “beceri geliştirme programı” adı altında 7. ve 8. sınıftan itibaren tüm öğrencilerin katılabileceği “zanaat atölyeleri” açıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Konya, Mersin, Rize, Samsun, Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere 10 şehirde 196 okulda başlatılacak pilot uygulamayla mesleki eğitim yaşı (12-13 yaşa) düşürülüyor.
Devlet eliyle işçileştirilmenin hayata geçirildiği bu süreçte doğal olarak maddi durumu kötü olan ailelerden çocuklar MESEM tercihinde (zorunluluğunda) bulundu. Böylece bir yandan okuyup diğer yandan çalışıp diploma, kalfalık ve ustalık belgesi alma imkanları olacaktı. Ancak bu çocuklara sunulan gelecek organize sanayi bölgelerinde, gıda, metal, kimya gibi sektörlerde ara eleman olma ya da hizmet sektörü çalışanı olmak. Çocuklarımız sağlıklarını, çocukluklarını ve gençliklerini işyerlerinde bırakacaklar…
Sendika.Org