Şubat depremlerinin birinci yıldönümü yaklaşırken Mamak halkı sokaktaydı. Depremzedelerin de konuştuğu eylemde, sorumluların imar affı yasasını geçirenler ve mecliste el kaldıranlar, belediyelerde usulsüzlüklere göz yumanlar, “kader planı” diyenler, hiçbir şey olmamış gibi insanları sandık başına çağıranlar olduğuna işaret edildi
Mamak Afet ve Dayanışma Platformu’nun çağrısıyla toplanan Mamaklılar, Tuzluçayır Meydanı’na yürüdü.
Basın açıklamasından önce konuşan Şiri Balkan, kendisinin de bir depremzede olduğunu ve deprem korkusu ile evini Ankara’ya taşımak durumunda kaldığını söyledi. Depremin 6. ayında Hatay’a gittiğini söylerken aylar geçmesine rağmen Hatay’a yönelik herhangi bir çalışma yapılmadığını gördüğünü belirtti. 10. ayında ise hala Hatay’da bir şey yapılmadığını gördüğünü söyleyen Balkan, kış gelmesine rağmen insanların hala çadırlarda kalmaya devam etmek zorunda bırakıldıklarını belirtti. Depremden aylar geçmesine rağmen hala elektrik kesintilerinin, su kesintilerinin devam ettiğini vurgulayan Balkan; depremin 1. yılında dahi su, nitelikli barınma, elektrik gibi şeylerin sağlanmadığını hatırlattı.
Basın açıklaması şu şekilde:
6 Şubat 2023 Elbistan ve Pazarcık depremleri ile sadece 11 il yıkılmadı. Tüm ülke, ağır bir yüzleşme süreci ile karşı karşıya kaldı. Depremi aşan bir şeydir bu. Doğal olarak deprem,bir felakettir. Ama bugün ülkeyi yönetenler en büyük felaketlerin başındadır. Acıdır, ama deprem sürecinde biz bunu da gördük. Aklımıza sadece yıkık binaların görüntüsü kazınmadı. Enkaz altında yakınlarına, kardeşlerine, babalarına, annelerine, insanlara seslenenlerin seslerini duya duya, elleriyle kazıyarak onlara ulaşamamak denilen çaresizliği de gördük. Asla unutmayacağız.
Rant ekonomisine dayalı sistemleri insanı temel alan değil kara dayalı düzenleri aslında depremin sonuçlarını bizlere göstermiştir. Deprem sonrası da sanki binlerce insan enkaz altında değilmiş gibi, ihaleler açmayı, yeni evler yapmayı söylemişlerdir. Medyasıyla birlikte, zaten kendi paralarımızı sanki bir lütufmuş gibi gösterişli bağış kampanyalarıyla acizliklerini ortaya sermişlerdir.
Depremin ilk gününden beri gönüllü olarak bölgeye yardıma gidenlerle birlikte enkaz kaldırma çalışmalar yapılırken, birçok ilde dayanışma çağrıları ile birlikte ihtiyaç listeleri toplanırken gönderilen yardımlar ve bölgede gönüllü insanlar “devlete karşı gelenler” olarak suçlanmıştır. Kendi acizliklerini biz dayanışmayı yaratan, birbirimize sarılan insanları suçlayarak gizlemeye çalışmışlardır. GPRS takılan tırların deprem bölgesi yerine nereye gönderildiklerini ve ne amaçla gönderildiklerini açıklasınlar. Mahallerde, köylerde, okullarda, fabrikalarda insanlar son parasını, giysisini, erzaklarını, oyuncaklarını bölgeye gönderirken, yöneten ahaliler keyfi şekilde yardımlara el koyarak dayanışmayı kesmek istemişlerdir. Daha depremin yaralarını saramamışken, insanlar daha kalacak yer sorunu, içecek su sorunu yaşarken bizlere çarenin seçimlerde olacağı yalanını söylemeye başladılar. O kadar aciz ve sahtekarlardır ki bizler orada ölürken onlar masadan kalkanın, oturanın hesaplarını yaptırmaya başladılar. Biz bunları not ediyoruz. Bizler; bu düzende bizi ölüme terk edenleri not ediyoruz. Hesabını soracağız.
Bir yıllık süreç içerisinde yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalanların temel ihtiyaçları dahi karşılanmamış olup barınma sorununa karşı çaresiz bırakılmışlardır. Birçok çocuk okullarına devam edememiş, birçok annesiz-babasız kalan çocuktan haber alınamamış ve bunun takipçisi olunmamıştır.
Bölgede yaşanan barınma sorunu ise çözülememiş olup göstermelik temel atma törenleriyle insanlara bir tiyatro izlettirdiler. Bölgede yıkıma uğrayan yerleri yandaşlarına peşkeş çekmek için göstermelik ihaleler ile birlikte arazileri kanunsuzca satışa çıkarmışlardır. İnsanların sağlığı hiçe sayılarak enkaz kaldırma çalışmalarında asbest tehlikesine karşı hiçbir önlem alınmamış olup salgın hastalıkların da yayılmasına sebep olunmuştur.
Sorulacak bir hesap, kurulacak yeni bir yaşam var. Gördük ki depremin ilk gününden bu yana işçiler, kadınlar, öğrenciler, doktorlar, mühendisler, avukatlar hep birlikte kurduğumuz dayanışmalarda yönetebilmenin ne demek olduğunu. Bir araya geldiğimizde, birlikte bir yaşam kurabilmenin mümkün olduğunu deneyimlemiş olduk. Bir çok ilde ve mahallelerde kurulan dayanışma platformlarıyla birlikte gücümüzün ne denli büyüyebileceğini görmüş olduk.
Sorumlular bellidir. İmar affı yasasını geçirenler ve mecliste el kaldıranlar, belediyelerde usulsüzlüklere göz yumanlar, “kader planı” diyenler, hiçbir şey olmamış gibi insanları sandık başına çağıranlar. Biz sizleri tanıyoruz. Hesabını soracağız.
Mamak afet ve dayanışma platformu olarak bölgemizde bulunan depremzedeler ile birlikte bu süreci takip edeceğiz, mahkeme salonlarından, enkazı kaldırılmayan bölgelere kadar dayanışmayı büyüteceğiz ve hep birlikte yeni yaşamı inşa edeceğiz.
Unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Hesap sorulana dek devam edeceğiz.
Sendika.Org