Muğla’da bir kadına cinsel saldırıda bulunan Orçun Gültekin hakkında verilen 18 yıllık cezanın Yargıtay tarafından “usul” gerekçesiyle bozulmasına dair görülen dava, ATK raporunun gelmemiş olması nedeniyle ertelendi
Muğla’nın Datça ilçesinde 2021 yılında bir kadını cinsel saldırıya maruz bırakan Orçun Gültekin hakkında verilen 18 yıl 6 aylık hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulmasıyla açılan davanın ilk duruşması İzmir Bölge Adliyesi 15. Ceza Dairesi’nde görüldü. Duruşmada taraf avukatları hazır bulunurken tutuklu yargılanan fail Orçun Gültekin ve suça maruz kalan kadın ise SEGBİS ile bağlandı. Duruşmayı İzmir Kadın Platformu aktivistleri de takip etti.
Duruşma öncesi İzmir Kadın Platformu adliye önünde basın açıklaması yaptı.
İzmir Kadın Platformu’nun açıklamasının tamamı şöyle:
Muğla’da 2021 yılında bir kadın bir erkek tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı. Olayın üzerinden 3 yıla yakın bir süre geçti. Davanın geçmişine bakarsak Orçun Gültekin, yapılan ilk duruşmada toplamda 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak çeşitli gerekçelerle tahliye edildi. Karara itiraz edildikten sonra burada, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde görülen duruşmada fail toplamda 18 yıldan fazla bir ceza alarak tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Bu kararla beraber kadınların adalete olan inancı artmış ve mücadelemiz kazanmıştı.
Bugün tekrar burada toplandığımız içinse üzgün ve öfkeliyiz. Dosya temyize götürüldükten sonra Yargıtay cezalandırma kararını sanık lehine bozdu. Gelinen noktada Yargıtay eksik incelemeyle karar verildiğini söylüyor. Karar sonrası daha önceki raporlar yok sayılarak kız kardeşimizden İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan tekrar bir rapor alması istendi.
Bu dosyada tutukluluk ve cezalandırma hali resmen bir çocuk oyuncağı haline geldi. İlk olarak bir mahkeme serbest bırakıyor, sonra diğeri ceza verip tutukluyor, bir diğerinin verdiği ceza ise Yargıtay tarafından bozuluyor.
Yargıtay’ın bozma kararının bizim açımızdan kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu karar hukuk dışıdır ve kız kardeşimizin tam da fail cezalandırıldığı için az da olsa huzur bulacağı bir aşamada tekrar hukuk eliyle mağdur edilmesine sebep olmuştur. Cinsel şiddet faili Orçun Gültekin ise adeta bir kez daha ödüllendirilmiştir. Bu davada yaşananların ne yazık ki ne ilk ne de son olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede tek taraflı olarak ayrılanlar, 6284 sayılı Kanun’u etkin şekilde uygulamayanlar, her alanda laiklik düşmanı gerici politikalarla kadınları şiddetin açık hedefi haline getirenler iktidarda olduğu müddetçe mücadeleden bir an bile vazgeçmememiz gerektiğinin farkındayız.
Yargı süreçlerinde tüm bu yaşananlara bakıldığı zaman failin her an serbest bırakılmayacağının hiçbir garantisi yok. Yani fail her an serbest kalıp, aramıza dönebilir ve elini kolunu sallayarak dolaşabilir. Biz faile verilen 18 yıldan fazla olan cezanın bozulmasını kabul etmiyoruz.
Biz kadınlar adaleti daha önce pek çok kez mücadelemizle kazandık. Bu sefer de mücadelemiz kazanacak biliyoruz. Adaleti kazanana dek davanın takipçisiyiz. İzmir’deki tüm kadınları da bu davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz. Yargıtay’ın kararı faili değil, kız kardeşimizi cezalandırmaya yönelik bir noktada. Verilen bozma kararı, failin hak ettiği cezayı aldığını düşünen kız kardeşimizin üzerinde ikinci bir psikolojik travma yarattı.
Bir kez daha söz veriyoruz: Tüm kadınlar için gerçek adalet sağlanana dek, şiddet, taciz, tecavüz, sömürü son bulana dek mücadelemiz ve dayanışmamız sürecek. Hiçbir kadını da bu mücadelede asla ama asla yalnız bırakmayacağız.
Yaşasın kadın dayanışması!
Açıklamanın ardından duruşmaya geçildi.
Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Mahkeme başkanı, kadının Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) muayene olduğunu, ancak raporun henüz ulaşmadığını failin “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan aldığı 4 yıl 6 ay hapis cezasını onaylarken, cinsel saldırı yönünden aldığı cezanın ise ATK tarafından eksik araştırıldığı gerekçesiyle bozulduğunu belirtti.
İlk olarak söz verilen fail Orçun Gültekin, kendini aklamaya dönük söz alırken, avukatı da benzer sözler sarf etti.
Savcı ise mütalaasında suçun niteliği ve delil durumunun kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle failin tutukluluk halinin devamını ve ATK raporunun beklenmesini istedi.
Fail ve avukatları ise mütalaaya itiraz ederek kadının beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının rızası olduğunu iddia etti. Avukatlar suçun niteliğinin değişeceğini, failin uzun süre cezaevinde olması nedeniyle kaçma veya delil karartma durumunun bulunmadığı gerekçesiyle tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti ise suçun vasfı, kadının beyanı, kolluk tutanakları ve dosya kapsamındaki delillerin kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle failin tutukluluk halinin devamına, ATK raporunun beklenmesine karar vererek davayı 20 Mart’a erteledi.
Sendika.Org