SES Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu aralarında eski Eş Genel Başkanlarından Gönül Erden’in ev hapsi, Selma Atabey’in ise il dışı yasağı ile yargılandığı ve yine eski Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve Ankara Şube yöneticilerinin tutuksuz yargılandığı davanın bir sonraki duruşmasına çağrıda bulundu. Duruşma 20 Aralık günü saat 9.30’da 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek
SES Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu aralarında eski Eş Genel Başkanlarından Gönül Erden’in ev hapsi, Selma Atabey’in ise il dışı yasağı ile yargılandığı ve yine eski Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve Ankara Şube yöneticilerinin tutuksuz yargılandığı davanın yarın saat 10.30’da Ankara Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmasına katılım çağrısı yaptı.
Basın açıklamasına önceki duruşmaları hatırlatan Merkez Yönetim Kurulu, kendilerine atıfta bulunulan suçlar arasında sendikanın pandemi döneminde yaptığı eylem ve etkinliklerin suç unsuru olarak yer aldığını belirtti. Sendikanın emek mücadelesinin kriminalize edilmeye çalışılmakta olduğunu belirten Yönetim Kurulu KESK ve bağlı sendikaların kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunduğunu ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi verdiğini vurguladı. Basın açıklaması şu şekilde devam etti:
Kurulduğumuz günden beri sendikal mücadelemizi marjinalleştirme, bizleri de ötekileştirme çabalarıyla da mücadele etmekteyiz. Her dönem doğruları söylemekten imtina etmeyen sendikamız ve yöneticileri yine hukuksuz bir yargı süreci ve asılsız iddialar ile yıpratılmak istenmektedir. Siyasi iktidar bu dava ile sendikamızın emek mücadelesini suç konusu yaparak mücadelemize zarar vermek istemektedir. Üstelik ortada suç teşkil eden hiçbir delil olmadığından bu oluşturdukları suç unsurlarını yine yaratıkları iftiracı tanıklar üzerinden yapmaya çalışmaktadır. İddianamede yer alan suçlamaların tarihsel seyri bile ortada bir iftira olduğunu kanıtlar niteliktedir. SES tarihi emekçilerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesinin tarihidir.
SES tarihi aynı zamanda emeğin özgürleştiği demokratik bir sistem yaratma mücadelesidir. Bu davayla sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi de yargılanmak istenmektedir. Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için aktif mücadele eden sendikamızın faaliyetlerinin dava konusu yapılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın yapması gereken halka ücretsiz ulaşılabilir nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti sunmak, sağlık emekçilerinin haklarını vermektir. Hak mücadelesi veren emek örgütlerini yıpratma çabası sonuç vermeyecektir. Biz biliyoruz bu davanın politik arka planı var, bu iddianameden açıkça anlaşılıyor. Açık ve gizli tanıkların dinlenmesi ertelenerek mahkeme süreci uzatılmaya çalışılıyor. Hukuk Türkiye’de uzun zamandır usulsüzlüklerle yürütülüyor. Davanın seyri adil yargılama ve savunma hakkına aykırı bir şekilde yürütülüyor ve bu tutumda ısrar ediliyor.
Bir önceki duruşmadan bu zaman kadar ülkemizde yaşanan gelişmeler hepimizi derinden etkiledi. Depremin yaralarını sarmak için amasız ve koşulsuz, yıllık izinlerini alarak deprem bölgesinde 2 ay boyunca kesintisiz koruyucu sağlık hizmeti sürdüren sendikamız üyeleri toplumsal olaylarda bir sendikanın tutumunun ne olması gerektiğini ortaya koymuştur, tıpkı pandemide olduğu gibi. Yine ülkenin emekçilerinin bir 5 yıl daha yaşam koşullarını belirleyecek genel seçim dönemini de geride bıraktık. Mevcut iktidar adil olmayan bir yarışla toplumun yarısının desteğini alarak yola devam edecek. Biz emekçilerin meşru ve haklı eylemlerinin suç ilan edilmesi mevcut iktidarın yargıya müdahalesinin açık göstergelerinden biridir. Bu tutumun son ermeyeceğini tahmin etsek de hukukun evrensel ilkelerinin yok sayılmadığı, adalete olan güvenin yeniden tesis edildiği hukuk devletinde yaşama ısrarımız devam edecektir.
Halkın sağlığı, sağlık emekçilerinin hakları, toplum yararı için dün olduğu gibi bugün de hiçbir iktidar bize geri adım attıramayacak. İktidarda kimin ya da kimlerin olduğuna bakmaksızın emekçilerin haklarını, demokrasiyi, laikliği, barışı sahiplenmeyi sürdürecek, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de umudu daha fazla büyüterek bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız beraat edilinceye, serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Bu mücadelede; işkolumuzdaki emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, tüm demokrasi güçlerini 20 Aralık 2023 Çarşamba günü 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya hep birlikte katılım sağlamak üzere 09.30 da Ankara Adliyesi ana giriş kapısı önünde buluşmaya davet ediyoruz.
Sendika.Org