DİSK Basın-İş’in çağrısıyla çok sayıda kişi Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde asgari ücrete dair eylemdeydi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu önümüzdeki günlerde asgari ücreti belirleyecek. Ortalama ücret haline gelen asgari ücret ile ilgili medya, yayınevi ve matbaa çalışanlarının da söyleyecek sözü var diyen DİSK Basın-İş Sendikası üyeleri bugün (23 Aralık) saat 18.00’de Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya gelerek “Ne asgari ücret ne asgari hayat! Her harfimizin hakkını alacağız” yazılı pankart açtı. Eylemde “İnsanca yaşam insanca ücret” ve “Ne asgari ücret ne asgari hayat” yazılı dövizler taşındı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024 için asgari ücreti belirlemek üzere pazartesi günü ikinci toplantısını yaptı ama bir rakam telaffuz edilmedi. Ama toplantıda katılan işçiler gerçekleri telaffuz etti. “Biz de çocuklarımıza peynir almak istiyoruz” dediler. “Asgari ücretle çalışan 8 milyon emekçi var, bunlar aileleriyle birlikte 13 milyon kişi ediyor. Bu insanların sofradan aç kalkmamaları için güzel bir ücret istiyoruz” dediler.
DİSK Basın-İş üyeleri, çeşitli kurumların da katılımıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde eylemdeydi. Eylemde şu açıklama okundu:
Bu ülkede emeğiyle yaşayan herkes gibi bizler de sofralarından aç kalkılmayan, gecelerinde aç yatılmayan bir ülke istiyoruz.
Konfederasyonumuzun üyesi Birleşik Metal-iş Sendikası’nın raporuna göre açlık sınırı yani sadece gıda için harcanması gereken minimum aylık tutar 12.998 lira, diğer harcamaların da hesaba katıldığı yoksulluk sınırı 44.718 lira.
Mevcut asgari ücret 11.402 lira yani açlık sınırının altında.
Bugün sendikamızın örgütlü bulunduğu medya, yayıncılık ve matbaa işkollarında da asgari ücret normal ücret halini almıştır. Bazı yerlerde bankaya yatırılan ücretin bır kısımının elden geri alınması dayatmasıyla asgari ücretin bile altında ücret ödenmektedir.
Asgari ücretin sefalet ücreti olarak yaşandığı alanlardan birisi de matbaalardır.Uzun yıllardır örgütsüz ve güvencesiz çalışmaya mahkum edilen işçiler birçok yerde asgari ücretin de altında çalışıyor. İş kazalarının ve cinayetlerinin yoğun yaşandığı Topkapı bölgesinde ve cevresindeki işletmelerde pandemi döneminde işçiler durmaksızın çalıştırılmalarına rağmen sahipsiz bırakılmıştır. Meslek hastalıkları ile cebelleşen ve son dönemde göçmen emeğinin katmerli sömürüsüyle, fazladan baskı altına alınan matbaa işçileri güvencesiz yaşamaya mahkum ediliyor.
Medyada, birçok genç gazeteci, staj adı altında ücretsiz çalıştırılıyor, birçok yerde asgari ücret olağan ücret halini almış durumda. Yöneticilerin astronomik ücretler aldığı ortamda, mesleklerine olan bağlılıkları da istismar edilen muhabirler, editörler açlık sınırına mahkum ediliyor.
Yayınevlerinde veya yayınevleri için çalışan editörler, çevirmenler, grafikerler, sevdikleri bir iş yapmanın bedelini bazen asgari ücretin de altında ücretler karşılığında, birçok durumda sosyal güvenceleri olmaksızın çalışarak ödüyor.
Bu asgari ücret tiyatrosunda verilen zamların daha eve gitmeden cebimizden uçacağını biliyoruz ve yine biliyoruz ki ne kadar çok mücadele edersek asgari ücret o kadar çok artacaktır.
Asgari ücret, emekli maaşlarından işsizlik sigortasına, kıdem tazminatlarına kadar, emekçilerin birçok farklı gelirini de etkiliyor. Ayrıca bugün asgari ücret genel ücret halini almıştır.
O yüzden asgari ücret tüm emekçilerin sorunudur.
İktidar, bu yıl, geçen iki yıldan farklı olarak farklı olarak asgari ücrette bir kere artış yapılacağını öngördü. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde yılda iki kere artış dahi kabul edilemez. Konfederasyonumuz DİSK’in de talebi asgari ücretin yılda dört kez artırılmasıdır.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu komisyonun toplandığı gün, asgari ücretle çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz ifadesini kullandı. Bunun yolu, asgari ücretin genel ücret değil, çıplak taban ücreti olmasından geçer. Kimsenin asgari ücret karşılığında çalışmamasından geçer. Asgari ücret, öngörülen enflasyon oranı olan yüzde 39.5 arttırıldığında açlık sınırını ancak aşmakta yoksulluk sınırına ulaşamamaktadır. Kaldı ki açıklanan resmi enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmamaktadır. Bu yetmezmiş gibi önümüzdeki yıllarda asgari ücretin ve emekli maaşlarının hedeflenen enflasyon oranında artırılacağı konuşuluyor. Bu emekçileri ve emeklileri yalanlarla açlığa mahkum etmek anlamına gelir.
Emekçilerin ve emeklilerin yüksek enflasyon düşük ücret rejimiyle yoksulluğa, yoksunluğa mahkum edildiği geçen beş yılda patronların kârının 8 kat arttığını biliyoruz.
Tam da bu yüzden, asgari ücret enflasyon oranının üstünde artmalıdır çünkü yükselmesi gereken patronların kâr oranı değil, emekçilerin refahıdır.
Biz medya, yayınevi, matbaa emekçileri diğer emekçi kardeşlerimiz gibi, asgari bir hayata razı olmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Yazdığımız, bastığımız her harfinin hakkını alacağız.
Biliyoruz ki işçilerin birliği sermayeyi de, iktidarı da yenecek.
Gücümüz birliğimizdedir.
Sendika.Org