KESK, düzenlediği basın toplantısıyla 2 Aralık’ta “Emekten yana, demokratik halk bütçesi istiyoruz” sözüyle Kartal Meydan’ında yapacakları mitinge çağrı yaptı
TBMM bütçe görüşmeleri devam ederken, KESK üyeleri yoksullaştırma ve güvencesizleştirmeye karşı basın açıklaması düzenledi. “Emekten yana, demokratik halk bütçesi istiyoruz” şiarıyla 2 Aralık’ta Kartal Meydan’ında yapacakları mitinge çağrı yapan KESK üyeleri, herkesi halktan, emekten yana bir bütçe için omuza omuza vermeye, mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırdı.
Basın açıklamasına KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri de katıldı. Basın toplantısında açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik okudu. Halkın her geçen gün daha fazla yoksullaştığını aktaran Bozgeyik şunları söyledi:
Daha fazla güvencesiz hale getiriliyoruz. Yıl 2023, tablo ortada. İşsizlerin sayısı 9 milyona ulaştı. Her 5 gençten biri, her 3 kadından biri işsiz. Ülkeyi OECD ülkeleri içinde resmi enflasyonu en yüksek ülke durumuna getirdiler. Bugün enflasyon sıralamasında bizden sonra gelen ülkeyi tam (Macaristan) beşe katlıyoruz. Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz yüzde 72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz. Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Öyle ki bir bardak çay 10 TL, bir simit 10 TL. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor
Açlık sınırının 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırının 49 bin TL’ye dayandığını belirten Bozgeyik şöyle devam etti:
85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı, 32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor. Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. 4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise ‘ilave seyyanen ödenek’ oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor.
2 Bütçeden aslan payı ne eğitime ne sağlığa ne de kamu hizmetlerine gidiyor. Çünkü aslan payı istisna, muafiyet, teşvik olarak sermayeye, patronlara gidecek. Ülkenin ekonomisini göz gören çökertenlerin yarattığı borçların faizine gidecek. Savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya gidecek. Bütçeden milyonları yakından ilgilendiren sorunlara ayrılan pay ise tirajı komik seviyelerde kalacak. Çünkü toplanacak her 100 TL verginin sadece 4 TL’si yoksullukla mücadeleye 4 TL’si tarım ve ormancılığa, 3 TL’si istihdama, 2,7 TL’si hukuk ve adalete. Sadece 400 kuruşu kırsal kalkınmaya, 360 kuruşu çocukların korunmasına ayrılıyor. Toplanacak her 100 TL verginin sadece 120 kuruşu bağımlılıkla mücadeleye, 53 kuruşu ise kadının güçlendirilmesine ayrılıyor. Öte yandan vergilerdeki fahiş artışa rağmen bütçe 2 trilyon 652 milyar TL açık veriyor. Ne yazık ki hala ‘Hükümet yerel seçimlere giderken kesenin ağzını açacak, maaşları, ücretleri enflasyonun üzerinde arttıracak’ diyenler var. Oysa bu iktidar yıllardır ne zaman kaşıkla verse kepçe ile geri aldı. Son seçimden önce ağzımıza çalınan bir kaşık balı bugün zehir etmek için elinden geleni yapıyor.
Sendika.Org