İzmir’de yapılan toplumcu belediyecilik sempozyumunda tarihsel deneyimlerden çıkarılacak dersler konuşulurken, kent hakkı, afetlere dirençli kentler, üretici belediyecilik, kent yoksulluğu, demokratik katılım, temiz enerji gibi pek çok kavram güncel içerikleriyle tartışmaya açıldı
Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi, ODTÜ Ege Mezunları Derneği, TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin düzenlediği “İzmir Yerel Seçimler ve Toplumcu Belediyecilik Sempozyumu”, İzmir Mimarlık Merkezi’nde yapıldı.
Sempozyumda Fatsa deneyimi ve Osman Özgüven’in Dikili Belediyesi deneyimi tartışılıp bugünkü yerel yönetim tartışmaları için dersler çıkarılmaya çalışıldı. Fındıklı Belediye Başkanı Ercümen Cervatoğlu, Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu kendi deneyimlerini aktarırken eski HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Kürt illerindeki belediye çalışmaları ve kayyumların etkisine değindi.
Sempozyum düzenleyicileri adına açılış konuşmasını yapan Osman Gülmez, aday adaylarına ve isimlerle sıkışan yerel yönetim tartışmalarında yeni bir yol ve tartışma alanı açmak için bu sempozyumu düzenleme ihtiyacı duyduklarını belirtti. Gülmez, “Kent yoksulları, kent hakları, toplumcu planlama konuları yerine sadece kimin aday olacakları konuşuluyor” dedi.
Gülmez ayrıca şunları söyledi:
1970’li yıllarda toplumcu belediyecilik olarak tanımlanan belediyeciliğin üretici, kaynak yaratıcı, tüketim düzenleyici, demokratik katılımcı belediyecilik, birlikçi belediyecilik olarak 5 temel ilkeyle ayağa kalkmıştır.
12 Eylül darbesinin hedeflerinden biri de Fatsa örneği gibi devrimci, toplumcu belediyelerin engellemekti. Darbemin bu hedefine rağmen 80,90 ve 2000’li yıllarda gerçekleşen örnekler halk için umut olmaya devam etmiştir.
Güvenli kentler ve güvenli gelecek için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu bağlamda sempozyumun başlığı olan forumda birlikte gerçekleştireceğimiz tartışmalar ile ortak aklı arayacağız.
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Şehir Plancısı Tayfun Kahraman yolladıkları mesajlarda rant yerine halk için belediyecilik için birlik ve dayanışma mesajları okundu.
Sempozyumda ilk oturum yüksek jeoloji mühendisi Hulusi Sarıkaya’nın başkanlığında Toplumcu Belediyecilik ve Siyasal Mücadeleler oldu. TMMOB’nin her zaman bilim ve teknik ile toplumun yanında olduğunu belirten Sarıkaya, Teoman Öztürk’ün ‘Bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız’ sözlerini hatırlattı.
Yazar ve Fatsa deneyimi tanığı Pertev Aksakal döneme ilişkin halk komitelerinin kurulduğunu, çamurlu yolların düzeltildiğini, su ve elektrik probleminin kısa dönemde çözüldüğünü belirtti. Fatsa deneyiminin yurt içi ve yurt dışında yakı uyandırdığını belirten Aksakal, Fatsa’nın sadece geçmiş bir deneyim olarak algılanmasının yanlış olduğunu, geleceğe dair bir yaşam tahayyülü olduğunu ve eşitlik, özgürlük mücadelesinde yol gösterici olduğunu belirtti.
Araştırmacı, eğitmen ve önceki dönem Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş ise şunları söyledi:
Kentsel dayanışma ağlarının yeni örgütlenme modelinde yeni bir kavram. Paris Komünü’nden bu güne tartışılan ve zamanın koşullarına göre değişimler geçiren dayanışma kavramı bugün yeni bir biçim kazanmayı dayatıyor. İklim değişikliği, ekonomik kriz, savaş, otoriter rejimler ve afetlerin yıkıcı bir şekilde var olduğunu hem toplumsal örgütlenmelerin hem de yerel yöneticilerin ajandalarında mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Gezi sürecinde, pandemide, depremde ihtiyaçlara göre farklı dayanışma ağları oluşturuldu ve toplumun ihtiyaçları böyle karşılandı.
Doğru bir yöntem ile yeniden özneleşebilirsek toplumsal çürümeyi durdurabiliriz. Dayanışma geleneği çok güçlü bir toplum olarak dayanışma temelli tüm hareketleri kucaklamamız, destek vermemiz gerekiyor.
Kaynak: İz Gazete