Üsküdar’da dairelerin çoğu Türkiye Diyanet Vakfı’na ait olan ve rezerv alan ilan edilmesiyle gündeme 29 Mayıs Sitesi’ndeki bir kiracı, Diyanet’in yüzde 25 zam sınırı varken bile kiralarını 5 katına çıkarmaya çalıştığını ifade etti
Üsküdar’da 134 dairenin bulunduğu 29 Mayıs Sitesi rezerv alan ilan edilmesiyle gündeme geldi. Sitedeki 110 dairenin sahibi olan Türkiye Diyanet Vakfı, araziye lüks konut yaparak rant elde etmek istiyor. Rezerv alanı ilanı ve binanın yıkımına dair yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Hukuki süreç devam ediyor ancak Diyanet’in rant hırsı hukuki süreci beklemiyor.
14 yıldır Türkiye Diyanet Vakfı’na ait konutların kiracılarından Tamer Bey, yaşadıklarını Sendika.Org’a anlattı. Hiçbir zaman bölgedeki rayiç bedelin altında kira ödemediklerini ifade eden Tamer Bey, her beş yılda yıllık kira zamlarının yanı sıra rayiç bedel uyarlamasının yapıldığını da söyledi. Ancak kiraların çok hızlı yükselmeye başladığı dönem 29 Mayıs Sitesi sakinleri açısından da dönüm noktası oldu.
2021 sonunda 2100 lira kira verdiğini ifade eden Tamer Bey, 2022’de kiranın 3500 liraya çıktığını ifade etti. Üstelik 2021’deki enflasyon yüzde 36’ydı. 2022 yılında ise yüzde 25 kira zammı geldi. Tamer Bey, Diyanet’ten tüm dairelere telefon edilerek fahiş kiralar istendiğini ifade etti. Kendisine kirayı 17 bin liraya çıkarılmasının teklif edildiğini ifade eden Tamer Bey, bazı dairelerde 20 bin liranın üstüne de çıkıldığını belirtti.
Tamer Bey, bunun hukuki olmadığını ve bu yüzden yasal sınırdan zam yapılmış gibi düşünerek 4 bin 375 lira kira yatırmaya başladığını ifade etti.
Tamer Bey rezerv alanı ilanıyla alakalı mücadeleleri sürerken bir yandan Diyanet’in açtığı davaların tebligatlarının geldiğini de söylüyor. Kira tespit davalarının, tahliye davalarının hâlâ sürdüğünü belirten Tamer Bey, binanın akıbetinin bile belli olmadığı bir durumda bu davaları şaşkınlıkla karşıladığını söyledi.
Tamer Bey, bunların yanı sıra sitenin güvenlik görevlilerinin işten çıkarılarak “tasarruf edildiğini” de ekledi.
Site sakinlerinin avukatı Fırat Durak ise Diyanet’in site sakinlerini tahliye etmek için hem hukuki hem idari yolları zorladığını belirtti.
Rezerv alanı ilan edildi. Buna yürütmeyi durdurma gelince bu sefer 10 yıldan uzun süre kiracı olanlara tahliye davaları açıldı, 5 yıldan uzun süre kiracı olanlara kira tespit davaları açıldı. Tahliye edilip de kiraya verilmeyen konutların aidat borcu ödenmediği için binanın gazının kesilme ihtimali de var. Diyanet her yoldan buradaki insanları çıkmaya zorluyor. Hukuki olmazsa idari, olmazsa telefonla sürekli arayarak, olmazsa gazın kesilmesine sebep olarak ya da güvenlik görevlilerini işten çıkararak…
Tamer Bey, yaşadıklarının büyük bir barınma krizinin emaresi olduğunu ifade ediyor. Tamer Bey devamında şunları söyledi:
Şu anda verdiğimiz kira 4 bin 375 lira. Evden çıkarılsak ya da site yıkılsa bu civardaki evlerin kirası en az 15 bin. Ortalaması 20 bini buluyor. Zaten İstanbul’un neresine giderseniz gidin düzgün bir evin kirası 15 binin altında değil. Şu anda büyük bir kriz yaşanıyor. Bir patlama olmadıysa bunun sebebi hâlâ mevcut kiracıların eski evlerinde hâlâ kalabiliyor olması. Bu denge sayesinde hayata tutunabiliyor insanlar. Yoksa evden çıkarılan İstanbul’da tutunamaz.
29 Mayıs Sitesi gündeme gelince bazıları “Ucuza oturuyorlar aslında” gibi yorumlar yapıyordu. Sanki biz zarar veriyormuşuz gibi. Biz ucuza oturmuyoruz, kiraların bu kadar artmasının sebebi de biz değiliz.
29 Mayıs Sitesi’nin durumunu Bahadır Özgür Gazete Duvar’daki köşesinde yazmıştı.
134 dairenin bulunduğu 10 blokluk bir sitenin 110 adedi, Türkiye Diyanet Vakfı Eğitim Yatırımları AŞ’ye ait. Kiracılar oturuyor. Kalanı da şahısların. Vakıf, böylesine merkezi ve rant değeri yüksek bir yeri yıkıp lüks konutlar yapmak istiyor.
Önce yasaya aykırı imar planı hazırlanıyor. Mahkeme planı iptal edince gidip riskli olmayan yapılar için sahte ‘riskli’ raporu alınıyor. O da ortaya çıkınca bu sefer, üzerinde 10 blok bulunan arsa ‘rezerv yapı alanı’ ilan ediliyor. Yerleşim yerlerinin ‘rezerv alan’ ilan edilemeyeceğine dair itirazların yükseldiği sırada da jet hızıyla yasa değiştirilip, yerleşim yerleri de dahil ediliyor.
Site sakinleri İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi belgede sahtecilik ve mülke zarar verme iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyorlar. Ne var ki, savcılık ‘kovuşturmaya yer olmadığı’na dair karar veriyor.
Site sakinleri rezerv alan ilanına karşı site önünde nöbete başladılar. Bir yandan da yürütmeyi durdurma talepli davalar açıldı. Site önündeki nöbet sürerken 13. günde yıkım kararının yaşama geçirilmesi durumunda telafisi güç zararlar doğabileceği ifade edilerek bakanlık savunması alınana kadar yürütmenin durdurulmasına oy birliğiyle karar verildi.
Sendika.Org