Berlin’deki Humboldt ve Freie Üniversiteleri kimin insan olup olmadığına, kimin yasının tutulup tutulamayacağına karar vermiş gibi duruyor. Elbette bu tutumlar sömürgecilik karşıtları için şaşırtıcı değil, ancak tekrar tekrar görülmesi anlamında önemli
Instagram, özellikle de Twitter’ın Elon Musk tarafından satın alınmasından sonra kurumların da politika ve duruşlarını dışarıya ve içeriye yansıtmasında daha önemli bir rol oynamaya başladı. 7 Ekim 2023’teki Hamas’ın Aksa eyleminden bu yana artan çatışma ortamı Berlin’deki kurumları da etkilemiş gibi duruyor, bu kurumlar arasında üniversiteler de var.
Berlin’deki üç büyük üniversiteden birisi olan Freie Üniversitesi eylemin 2 gün sonrasında, 9 Ekim 2023’te resmi Instagram sayfasında İsrail bayrağını da kullanarak bu paylaşımı yaptı:
“İsrailli ortaklarımızla dayanışma
Freie Üniversitesi Berlin, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarını şiddetle kınamaktadır.
Saldırılarda hayatını kaybedenlere ve ailelerine başsağlığı diliyor; onlarca yıldır yakın dostluklar ve son derece verimli akademik ilişkiler geliştirdiğimiz ortak üniversitelerimize, öğrencilerine ve tüm çalışanlarına özel dayanışma ve endişelerimizi iletiyoruz.
Freie Üniversitesi’nde öğrenim gören ve şu anda ülkelerindeki akrabaları ve arkadaşları için endişelenen çok sayıda İsrailli öğrenci ve araştırmacının da acısını paylaşıyoruz. Lütfen Freie Üniversitesi’nin tamamen sizin yanınızda olduğundan emin olun. Tüm üniversite mensuplarından, bu zor durumda İsrailli dostlarımızla ve Hamas tarafından yaratılan şiddetin mağduru olan herkesle dayanışma içinde olmalarını istiyoruz.
#İsrail’inYanındayız”
Ancak o günden bugüne kadar üniversite yönetimi, İsrail’in Gazze şeridindeki yerleşim yerlerine yönelik saldırılarını kınadığına dair bir açıklama yapmadı.
Filistinli akademisyen, öğrenciler ve onların akraba-arkadaşlarının acıları paylaşmadı. Filistinli dostlarıyla ve İsrail tarafından yaratılan şiddetin mağduru olanlarla dayanışma içinde olmadı. Kurumların yapmadığını ise ‘sıradan’ insanlar yaptı. Aynı paylaşımın altı yüzlerce ‘Free Palestine’ yorumu ve Filistin bayraklı emojiyle, hayal kırıklığına uğrayanlarla, utananlarla, artık ‘hür’ olmamasına (Freie, Almanca “hür” anlamına geliyor) değinenlerle dolu:
Diğer bir büyük üniversite olan Humboldt Üniversitesi ise benzer bir şekilde 12 Ekim 2023’te şöyle bir paylaşım yaptı:
“Humboldt Üniversitesi, geçtiğimiz hafta sonu İsrail’de meydana gelen terör saldırısını kınamaktadır. Şiddetin boyutları karşısında derinden sarsıldık. Başsağlığı dileklerimizi özellikle, o günden bu yana yakınları ve arkadaşları için endişe duyan HÜ’deki çok sayıda İsrailli öğrenci ve akademisyene iletiyoruz. Düşüncelerimiz HÜ’nün Kudüs, Tel Aviv, Hayfa, Rehovot ve Be’er Sheva’daki altı ortak kurumunun aileleriyle birlikte. İsrail’de bir sömestr geçirmekte olan HÜ öğrencileri ile temas halindeyiz.”
Ancak o günden bugüne kadar yine Gazze’deki bombardımanları ve işgali kınayan, şiddetin boyutları karşısında derinden sarsılan bir paylaşım yapmadılar. Humboldt Üniversitesi’ndeki çok sayıdaki Filistinli öğrenci ve akademisyene başsağlığı dileklerinde bulunmadılar. Aynı şekilde bu paylaşımın altı da her ne kadar Freie Üniversitesi’nin İsrail bayraklı provokatif paylaşımı kadar tepki çekmese de yüzlerce ‘Free Palestine’ yorumuyla ve utananlarla, tek yönlü bakış açısından, çifte standarttan şikâyet edenlerle dolu.
Son büyük üniversite olan Berlin Teknik Üniversitesi ve diğer yüksek okullar, sanat akademileri ve tıp fakülteleri ise bir paylaşımda bulunmamayı tercih etmişler gibi gözüküyor.
Judith Butler, 11 Eylül 2001’deki ikiz kuleler saldırısı sonrasındaki psikoloji üzerine yazdığı ‘Şiddet, Yas, Siyaset’te[1]; Arapların, batının hümanizm kategorisinin dışında oldukları için, insan kategorisinin de dışında olduğunu söyler. Bunu İsrail ve Filistin’e uyarlayacak olursak; Filistinliler insan değildir, insan olmadıkları için de uygulanan şiddet meşrudur. Bu anlamda İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz” söylemi[2] tesadüf değildir. İnsanların (İsraillilerin) yası tutulup anılabilirken; insan olmayanların (Filistinlilerin) yasını tutmak aynı anda terörizm, antisemitizm, hem Anayasa’ya hem de batı değerlerine karşı çıkmak anlamına gelebilir.
Sonuç olarak Berlin’deki Humboldt ve Freie Üniversiteleri kimin insan olup olmadığına, kimin yasının tutulup tutulamayacağına karar vermiş gibi duruyor. Elbette bu tutumlar sömürgecilik karşıtları için şaşırtıcı değil, ancak tekrar tekrar görülmesi anlamında önemli.
[1] Butler, J. (2003) Violence, Mourning, Politics. Studies in Gender and Sexuality, 4(1), 9-37.
[2] https://www.voaturkce.com/a/israil-savunma-bakani-insansi-hayvanlarla-savasiyoruz-/7303050.html [Son
erişim: 25 Kasım 2023].
* Erdal Yılmaz, Filistin’in Sesi Kolektifi’nden. Filistin’in Sesi’ni Twitter ve Instagram’dan takip edebilirsiniz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.