Vakıf üniversitesi akademisyenleri “eşit işe eşit ücret” diyerek endikası, Sosyal-İş Sendikası, Eğitim Sen, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği çağrısıyla Kadıköy Süreyya Operası’nda toplandı
Kadıköy Süreyya Operası’nda “Eşit işe eşit ücret” diyerek Öğretmen Sendikası, Sosyal-İş Sendikası, Eğitim Sen, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği çağrısıyla toplanan akademisyenler ücret eşitsizliğine, işten atmalara, mobbinge karşı açıklama yaptı.
Akademisyenler günden güne ağırlaşan çalışma koşulları ve hayat pahalılığı karşısında eriyen ücretleri için bir araya geldiklerini ifade ederken 17 Nisan 2020 tarihinde Yükseköğretim Kanunu’nda yapılan değişikliği hatırlattı:
17 Nisan 2020 tarihinde Yükseköğretim Kanunu’nda bir değişiklik yapılmış ve ilgili madde “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” şeklinde düzenlenmiştir. Bu açık ifadeye rağmen aradan geçen üç buçuk yılda bir iki istisna dışında vakıf üniversitelerinin tümü bu kararı yok saymıştır. Bugün de aynı hukuksuzluk devam ediyor
Patronlar öğrenim ücretlerine her sene rekor zamlar yapsa da çalışanların ücretlerinde bu denli bir artış söz konusu değil. Yasaya göre ücretleri eşitlemesi gerekenler ücretleri eşitlemiyor, ek olarak en temel sosyal hajlar olan yemek, yol, barınma gibi imkanları da sağlamıyor. Vakıf Üniversiteleri’nde çalışan tüm emekçiler yoksulluğa mecbur bırakılıyor.
Karşı karşıya kalınan sorunların denetleyicisi olmasan gereken Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) akademisyenlerin taleplerini görmezden geliyor. Birtakım incelemeler yapılsa da bu açık yasal hükümlere uymayan Vakıf Üniversiteleri için caydırıcı olmuyor.
YÖK açık yasal hükümlere uymayan vakıf üniversitelerine dair hiçbir caydırıcı yaptırımda bulunmadığı gibi patronları kollayan tavrını her fırsatta gösteriyor. Bu tutumdan cesaret alan vakıf üniversiteleri patronları ise hiçbir engelle karşılaşmadan emek sömürüsünü alabildiğine derinleştiriyor
Karar alma süreçlerinde üniversite bileşenleri yok sayılıyor, kayyum uygulamaları, sistematik hale gelmiş baskılar, KHK’lar, niteliksizleşme, piyasalaşma, gericileşme gibi başlıklarda ifadesini bulan politikalar eğitimi, bilimsel faaliyetleri ve akademik özgürlüğü doğrudan etkiliyor.
Bu vesileyle bir çağrı da yurttaşlarımıza yapmak istiyoruz. Derdimizin sadece ücretler olmadığının altını çiziyoruz. Kendi çalışanına bu koşulları dayatan üniversitelerde ne nitelikli bir eğitimin ne toplum yararına bilimsel faaliyetlerin gerçekleşemeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Günü kurtarmaktan bile uzak bu uygulamalar yalnızca bizim emeğimizin çalınmasıyla sınırlı kalmıyor, sizlerin ve çocuklarınızın geleceğini de etkiliyor.
Basın açıklamamızı bitirirken bir önceki ortak açıklamamızdaki çağrımızı yineliyoruz: Vakıf üniversitelerinde çalışan eğitim ve bilim emekçileri dayanışma ağlarında, sendikalarda, derneklerde; kısacası bulabildikleri her platformda bir araya gelmeli, patronlara savunmasız ve yalnız olmadığımızı göstermeliyiz. Emeğimiz, haklarımız ve geleceğimiz için; eşit, bilimsel ve parasız bir eğitim için; özgür, özerk ve demokratik üniversite için birlikte mücadele edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız!
Sendika.Org