Mersin’de art arda yaşanan kadına şiddet ve cinayet vakalarının ardından kadınlar bir eylem çağrısı yapmıştı. Mersin Kadın Platformu’nun çağrısıyla üniversite önünde bir araya gelenler basın açıklaması yaptı
Mersin Kadın Platformu’nun çağrısıyla Mersin Üniversitesi’nin Çiftlikköy Kapısında eylem yapıldı. Eylemde bir basın açıklaması okundu.
Açıklamada dün (23 Ekim) Mersin Üniversitesi’nde bir üniversiteli kadının, bir erkek tarafından 6 el ateş edilerek vurulması hatırlatılarak, “Bugün erkek şiddetine karşı yasta değil, isyandayız. Mersin Üniversitesi’ne sormak istiyoruz?” denildi. Devamında şunlar söylendi:
Kuş uçsa güvenlik güçleri ile müdahaleye hazır olan üniversite, bir kadın güpegündüz vurulurken neredeydi.
Suç belli, suçlular belli. Dünden bu yana yaratılan bilgi kirliliği ile kız kardeşimizi unutacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Arkadaşımız aramıza dönene, fail erkek en ağır cezayı alana kadar bu sürecin takipçi olacağız. Özgecan Aslan’ı, yolda yürürken hiç tanımadığı bir erkek tarafından, gözüne bir cisim fırlatılan kadın arkadaşımızı, bir kadının alkollü sürücü tarafından korunaklı saydığınız yurt etrafında arabayla katledilmesini, intörn doktor kadın arkadaşımızın güpegündüz üniversite içinde pompalı tüfekle vurulmasının tesadüf olmadığını biliyoruz. Erkek şiddeti bu gücünü, cezasızlık politikaları ile cesaretlendiren erk iktidarlardan, her erkek şiddetinden sonra sırtlarının sıvazlanmasından, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede vazgeçilmesinden, Kadın üniversitelerini kuracağız diyenlerden, Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak diyenlerden alıyor.
Açıklamada Mersin’in Tarsus ilçesinde Filistin için yapılan bir açıklamada kadınların hedef gösterilmesine de şöyle tepki gösterildi:
Ardı arkası kesilmeyen haberlerin içerdiği gerçekler şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. Bizler alanlarda her defasında erkek adalet değil gerçek adalet derken bize dayatılan erkek devlet şiddeti karşısında isyanımızla durduğumuzu her seferinde yineliyoruz. Gücünü iktidarın gerici siyasal İslam ile bezenmiş kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalardan alan bu erkek egemen sistem elbet bu isyanın karşısında yerle bir olmak zorunda kalacak. Tarsus’ta en merkezi meydanlara çıkıp Filistin savunması adı altında kadın bedenine saldıranlardan, kötücül ittifak parçalarınızın meydanlarda LGBTİ+ nefretinden, tarikat ve cemaat yurtlarında hayatları dizayn etmeye çalışmanızdan, anayasayla medeni kanunla oynayabileceğinizi düşünmenizden korkmuyoruz! Gücümüzü bu sokaklarda her defasında size karşı duran bu isyandan alıyoruz.
Öte yandan Mut’ta katledilen Ayfer isimli hemşire de hatırlatılarak şunlar söylendi:
Mut’ta boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından katledilen Ayfer hemşire için gerçek adaleti aramaktan vazgeçmiyoruz. Şiddet haberleri sürekli gelirken faillerin sürekli aklandığı, cezasızlık politikasıyla adeta ödüllendirildiği, tahrik ve iyi hal indirimlerinin havada uçuştuğu bu kirli düzenin yeni failler yarattığını, hepsine sen yap erkek adalet seni kurtarır telkinini verdiğini biliyoruz. Bizler bu düzene ve sizin çürümüş ataerkil zihninize değil ama sizler bizim isyanla, inatla, özgürlük ve eşitlik sloganlarımızla bezenmiş mücadelemize yenileceksiniz.
Açıklamanın sonunda şunlar vurgulandı:
Kampüsümüzde de kentimizde de erkek şiddetinin kol gezmesine izin vermeyeceğiz. Fakat bizler kadınların güven içerisinde yaşadığı kampüsleri ve kentleri, kadın dayanışması ile kuracağız. Bizler hayatlarımızı sizin dizaynınıza, erkek egemenliğinin kurallarına teslim etmiyoruz. Erkek adaleti dağıtana, özgürlüklerimizi söke söke elinizden alana, gasp etmeye çalıştığınız haklarımızı geri alana, sokakların da bedenlerimizin de sahibi biziz cümlesini kafanıza sokana dek buradayız.
Hesap vereceksiniz!
Bizler üniversite de kadın mücadelesini büyütürken müdahale eden güvenlik kuvvetleri, bir kadın vurulurken neredeydi?
Fail erkek elini kolunu sallayarak silahla kampüse girerken ne yapıyordu?
Ahlak bekçisi yurtlarda giriş çıkış saatinden, nasıl giyindiğimize kadar müdahale eden yurt müdürleri önceki gece yurt binasında çıkan yangında ihmallerini nasıl açıklıyor?
Bizleri kontrol altına almaya çalışırken yangın alarmlarını, yangın merdivenlerinin işlevli olup olmadığını neden teyit etmiyor?
Hesap vereceksiniz!
Erkekler namus derken, boşanmak istedi öldürdüm derken, o da öyle giyinmeseymiş derken adalet kelimesini ağzınıza almaya nasıl utanmıyorsanız öyle hesap vereceksiniz.
İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı kanuna, medeni kanuna, LGBTİ+ haklarına, yaşamlarımıza saldırırken nasıl cüretkar ve utanmaz oluyorsanız tam da öyle hesap vereceksiniz!
Bizler bugün burada bu alanda yarın kentin başka bir sokağında, 25 Kasım’da ise her yerde olacağız. Ama en çok olacağımız yer hesap soracağımız, haklarımızı alacağımız yer olan yakalarınız olacak. Gerçek adalet sağlanana dek buradayız! İsyanımızla, dayanışmamızla karşınızdayız.
Yaşasın Kadın Dayanışmamız.
Yaşasın Feminist Mücadelemiz.
Sendika.Org