İzmir’de kadınlar, depremlerin sekizinci ayı dolayısıyla deprem bölgesindeki kadınların taleplerini duyurarak, deprem bölgesindeki kadınların seslerine ses oldular
İzmir Kadın Platformu, 6 Şubat günü meydana gelen depremlerin sekizinci ayında Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bugün (6 Ekim) saat 18.30’da bir araya gelerek eylem yaptı. Eylemde depremlerin ardından kadınların ve LGBTİ+’ların sorunlarının halen çözülmediği ifade edildi. Deprem bölgesindeki kadınların talepleri sıralandı. Eylemde İzmir’den deprem bölgesine selam gönderildi.
Eylemde okunan açıklamada şunlar söylendi:
6 Şubat’ta Maraş merkezli yaşanan iki büyük depremin üzerinden 8 ay geçti. Sermayeye açılan kentlerde, evlerimiz bizlere mezar oldu. Deprem bir katliama dönerken bugün yaşanan her afet bir felakete dönüşüyor. 8 ay önce ses vardı, devlet yoktu. Bugün ise devlet depremden etkilenlerin kapısını “kaçak elektrik kullanıyorsunuz “ diyerek çalıyor, çadırların önüne sayaç bağlıyor. Depremin yaralarını sarmaya çalışanlara borçlar için ihtarlar gönderiliyor. 8 aydır, halkın kendi dayanışması ile en temel ihtiyaçlar karşılanıyor. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık, ulaşım gibi en temel kamu hizmetlerine erişim sağlanamıyor.
Deprem bölgesinden yükselen sesi duymayan devlet, “hayat normale dönüyor” açıklamaları yaparak hastane açtıklarını söylerken hastaneyi her yağmurda su basıyor. Deprem bölgesinden yükselen “yaşamak istiyoruz” çığlığı “insanca yaşamak istiyoruz” çığlığına dönüştü. Depremin ardından gözünü kapatan devlet; şimdi de kulağını tıkıyor.
Depremin ardından kayıp çocuklar cemaat ve tarikatlara teslim edildi. Kayıp çocuklar nerede sorusuna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tek bir açıklama yapamıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece kararnamesi ile feshedilmesinin ardından çocukları, kadınları, LGBTİ+’lar şiddetle başa başa bırakılırken deprem bölgelerinde erkek şiddeti artıyor. 8 ay geçmiş olmasına rağmen uzaklaştırma kararı olan kadınlar, uzaklaştırma kararının olduğu erkekler ile aynı çadırda-koyteynırda yaşamak zorunda kalıyor.
Yoksulluk-bakım emeği krizi ile baş başa bırakılan kadınlar, deprem bölgesinde bunun yükünü omuzlarında daha fazla taşıyor.Deprem bölgesindeki kadınların talepleri talebimizdir:
- Kadınların kendini güvende hissedecekleri, özbakımlarını yapabilecekleri, yaşam alanlarında söz sahibi olabilecekleri nitelikli ve sağlıklı barınma alanları,
- Deprem bölgelerinde kadın hastalıkları ve doğum hizmetlerinin ücretsiz ve nitelikli verileceği sağlık kuruluşları bir an önce işlevli hale getirilmeli,
- İstenmeyen gebeliklerin ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi, kadınlarda hijyen sorunu ile sık sık görülen vajınal enfeksiyonların tedavisi için gerekli olanlar temin edilmeli, tüm kadın ve LGBTİ+’ların parasız olarak kolay erişimi sağlanmalı,
- Depremden sonra göç etmek zorunda kalan kadın, çocuk, LGBTİ+’ların gittikleri illerde psikososyal destek sağlanmalı, ihtiyaç doğrultusunda hukuki destek sağlanmalıdır,
- Bakım emeğini yükü altında kalan kadınlar için parasız ve nitelikli kreş, yaşlı bakım evleri açılmalı,
- Depremden etkilenenlerin borçları silinmeli,
- Deprem bölgesinde parasız elektrik, su, doğalgaz, internet sağlanmalı,
- Temiz içilebilir su tesisleri kurulmalı.
Sadece hayatta kalmak değil, insanca bir yaşam istiyoruz! Erkek şiddetiyle kuşatılmaya çalışan hayatlarımızda İzmir’den deprem bölgesine kızkardeşliğimiz ile ellerimizi birleştiriyor, haklarımız için deprem bölgesindeki kadınların seslerini yükseltiyoruz.
Yaşasın kadın dayanışmamız, yaşasın mücadelemiz!
Sendika.Org