İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar “Yoksulluğa ve savaşa karşı yaşamı savunuyoruz” diyerek bir araya geldi
İzmir Kadın Platformu, bugün (14 Ekim) saat 14.00’te Konak Vapur İskelesi önünde “Yoksulluğa ve savaşa karşı yaşamı savunuyoruz” diyerek bir araya geldi. Eylemde bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Kadınlar savaş değil, eşit onurlu insanca bir hayat istiyor.
Kadınlar için güvenli bir yer kalmadı. Ülkeler, kentler, sokaklar, haneler, işyerleri, fabrikalar, hastaneler, okullar her yer yoksulluk ve şiddet dolu. Yoksulluk ve savaşın kadınlar üzerinde yarattığı yıkıma karşı, yaşam hakkımızı savunmak için buradayız.
Emperyalist emeller uğruna gerilim ve çatışmaların, çıkar kavgalarının hiç bitmediği Orta Doğu’da bir hafta önce bugün yine her yer kan gölüne döndü. Filistin’de 14 örgüt birleşerek abluka altındaki Gazze Şeridi’nden İsrail’e karşı Aksa Tufanı adı altında direniş başlattı. Buna karşı Gazze’yi ablukaya alıp 2 milyondan fazla insanın su, gıda ve elektrik kaynaklarını kesen İsrail, günlerdir devam eden hava bombardımanlarıyla Filistin halkını katletmeye devam ediyor.
Filistin halkı yalnız değildir!
Savaşlarda kadının bedenine yönelmiş erkek şiddetine dönüşen vahşetin hiç bir koşulda haklı bir gerekçesi olamaz.
Bununla birlikte bu tablodan Hamas’ı da yaratan 75 yıldır Filistin halkını zorla yerinden edip adeta açık hava hapishanesinde yaşamaya zorlayan Siyonist İsrail devleti ve ona destek veren başta ABD emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalist güçler sorumludur. Bu nedenle Yıllardır kadın, çocuk demeden sivilleri katleden, milyonlarca Filistinliyi göçe zorlayan, evlerini, hayatlarını başına yıkan Siyonist İsrail’in bu toplu imha girişimine karşı,bütün kadınları Filistinli kadınlarla, Filistin halkıyla dayanışmaya, Filistin halkının bağımsızlık mücadelesini sahiplenmeye çağırıyoruz.
Kahrolsun ABD emperyalizmi, kahrolsun İsrail!
Öte yandan taraflara itidalli olma çağrıları yapan, “taş taş üstünde bırakmayacağız, elektrik yok, su yok, yakıt yok” diyerek Filistin halkını top yekün yok etmeye girişen İsrail’e karşı insan haklarından bahseden AKP iktidarının iki yüzlü tutumunu da kabul etmiyoruz.
Ülke içinde ırkçı, şoven, kutuplaştırıcı politikaları daha üst perdeden devreye sokan, ülke dışında emperyalist bloklar arasında yer kapma telaşıyla başta Kürt halkı olmak üzere savaş politikası yürütenler bize insan haklarından bahsedemez.
Yoksulluğa, açlığa, daha fazla sömürüye sürükledikleri toplumun yükselen tepki ve hoşnutsuzluğunu dindirmek için daha çok baskı ve tehdit devreye sokan iktidar, haklarını aramak için direnen Agrobay işçisi kadınların önüne polis dikip, yerlerde sürüklüyor.
HDP’ye yönelik operasyonlarla demokratik siyasetin önünü tıkayıp muhalefeti sindirmeye çalışıyor, sözde terör tehdidi üzerinden halkları ayrıştırıp kutuplaştırırken, ırkçı, faşist, baskıcı rejimine meşruiyet sağlamaya çalışıyor. Kadın bedenleri üzerinden süren insanlık dışı eril saldırıları kınayanlar, mücadele arkadaşımız olan HDP İl Eş Başkanı Berna Çelik’i beraberindeki yöneticilerle birlikte mesnetsiz iddialarla tutuklayarak, çıplak arama işkencesine maruz bırakıyor.
Halka kemer sıkma ve fedakarlık çağrıları yapanlar savunma harcamaları adı altında bizden topladıkları vergileri silah tüccarlarına teşvik adı altında peşkeş çekiyor. Yoksulluk derinleşirken, her yıl savaş bütçesi katlanarak artıyor. Türkiye 2014 yılında kendi para birimi üzerinden savunmaya en çok bütçe ayıran 8. NATO ülkesi iken bu yıl 3’üncü sıraya yükseldi. 2023’te savunma harcamaları adı altında savaşa ve silahlanmaya 339.9 milyar lira ayrıldı. Oysa bu parayla istihdam olanağı yaratılabilir, sığınma evlerinin sayısı artırılabilir, kreş ve bakım evleri açılabilir, çocuğuma beslenme koyamıyorum diye feryat eden kadınların bir öğün ücretsiz yemek talebi karşılanabilirdi.
Erdoğan’ın korumalarının bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı, nisan ayı boyunca günde 10 milyon 614 bin TL harcadı. 2023 yılı bütçesinde kadınlara dair tek kamu kuruluşu olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne ayrılan bütçe ise yılda yalnızca 54 milyon 769 bin lira. Yani kadınlara bir yıl için ayrılan bütçe Erdoğan’ın bir haftalık koruma masrafından az!
Savaşa değil kadınlara bütçe!
Kadınlar silah değil ekmek ve eşitlik istiyor!
Savaşa ve silahlanmaya değil kadınlara bütçe istiyoruz.
Sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, her mahalleye kreş ve bakım evlerinin kurulmasını, okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek verilmesini istiyoruz.
Kürt sorununun eşit haklara dayalı çözümü için demokratik siyasetin önünün açılmasını, savaş politikalarına son verilmesini istiyoruz.
İsrail ile yapılan tüm ikili anlaşmaların iptal edilmesini, ABD ve NATO üstlerinin derhal kapatılmasını, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilip, halkların kendi kaderini tayin hakkının ve Filistin halkının siyasal hak eşitliği ve devlet olma talebinin tanınmasını istiyoruz.
Bunun için tek adamcı iktidar blokunun kadınların hakları ve hayatları üzerinden inşa etmeye çalıştığı gerici-faşist rejime karşı dayanışmayı da örgütlülüğümüzü de büyüteceğiz. Filistin’de Suriye’de ya da dünyanın başka bir yerinde kadınların bedenleri üzerinden sürdürülen kapitalist barbarlığa karşı enternasyonal kadın dayanışmasını inşa edeceğiz.
Yaşasın kadın dayanışması.
Sendika.Org