Hatay’da depremin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen şebeke suları hâlâ içilebilir değil
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Hatay Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi, Hatay’daki içme ve kullanma suyuna dair yürüttüğü saha çalışmasına dair gözlem, değerlendirme ve öneri raporunu yayımladı. 6 Şubat depremlerinin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen kentteki depremzedelerin yeterli sağlıklı suya erişim ile ilgili sorunlarının devam ettiği belirtilen raporda tespitlere ve önerilere yer verildi.

Hatay Tabip Odası ve SES Hatay Şubesi, 11-12-13 Eylül tarihlerinde depremden daha fazla etkilenen Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Reyhanlı ilçelerinde içme ve kullanma sularına yönelik saha çalışması yürüttü. Saha çalışması kapsamında bölgelerde kullanıldığı bilinen şebeke hattından ve depolardan su örnekleri alarak su numuneleri özel bir laboratuvarda analiz ettirildi. Halk sağlığı, çevre sağlığı ve çevre mühendisliği konularında deneyimli akademisyen ve sağlık çalışanları tarafından değerlendirilen analiz sonuçları, genel olarak suların içilebilir olmadığını ortaya koydu. Alınan su numunelerinin büyük çoğunluğunda E.Coli ve koliform bakterilerin ürediği tespit edilirken sadece iki numune noktasında suyun içilebilir kritere uygun olduğu belirlendi.
İl ve ilçe hıfzıssıhha kurullarına toplanma çağrısı yapılan raporda asıl sorumlular olan kamu kurumlarının yanı sıra temiz içme suyu sorununun çözülebilmesi için meslek odaları, emek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin topyekûn mücadelesinin gerekli olduğu ifade edilerek karar alma süreçlerine halkın da dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.
Yapılan öneriler şöyle:
- Su içilebilir hale gelinceye kadar vatandaşların ihtiyacı olan şişelenmiş su yeterli ve düzenli bir şekilde halka ücretsiz olarak dağıtılmaya devam edilmelidir.
- Konteyner depolarından, tankerlerinden dağıtılan sular içilmemelidir. Sadece şişelenmiş sular içme amaçlı kullanılmalıdır.
- Şişelenmiş suların dağıtımı ve depolanma koşulları uygun hale getirilmeli, dağıtım çalışmalarına halkın katılımı sağlanmalıdır.
- Bu dönemde artezyen ve kuyu sularının kullanımından uzak durulmalıdır.
- Kullanma suyunun uygun koşullara getirilmesi için dezenfeksiyon işlemlerinin düzenli bir şekilde kamu kurumları tarafından yerine getirilmesi zorunludur.
- Başta Hatay Su ve Kanalizasyon İşletmesi (HATSU) ve kamu kurumları olmak üzere şehrin tüm kaynak, depo, kuyu, şebeke ve isale hattının tüm eksik, noksan, kırık, çatlak vs. onarılıp hazır hale getirilmesi sağlanmalıdır. Depoların temizlik periyodları sıklaştırılmalıdır.
- Halka temiz ve sağlıklı su sağlanması için; İçme ve Kullanma Suyu Temini ve Dağıtım Sistemleri Hakkında Yönetmenliğe (12 Ekim 2017 tarihli ve 30208 sayılı) göre İçme ve kullanma suları ile ilgili yapılan çalışmalar (serbest bakiye klor, kontrol izlem ve Denetim izlem numuneleri) kamuoyu ile paylaşılmalı ve sürekli güncellenmelidir. Günlük serbest bakiye klorun ölçülmesi kayıt altına alınarak kamuoyu ile paylaşılması esastır. Olağanüstü koşullar nedeniyle bu izlemlerin sıklığının artırılması kritik önemdedir.
- Kamu kurumları bilgilendirme görevi yapmadığı durumda kamusal denetim görevini sürdürmeye devam edeceğiz (İçme ve Kullanma Suyu Temini ve Dağıtım Sistemleri Hakkında Yönetmenliğin ilgi maddesine göre: Şayet resmi kurum bu görevi yerine getirmiyor ise tarafsız ve bağımsız bir kuruluş tarafından yönetmeliğe uygun numunelerin alınması halk sağlığı laboratuvarları veya Sağlık Bakanlığı ile akreditasyonu olan Özel laboratuvarlarda suların kalitesi düzenli izlenmeli, incelenmeli ve sonuçları düzenli açıklanmalı, bunun yanında Üniversite hastane laboratuvarları ile çalışmalar yapılmalıdır).
- İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun tüm üyelerin katılımı ile toplantılarına devam ettirilmelidir. Olağanüstü durum nedeniyle toplantı sıklıkları artırılmalı, emek ve meslek örgütlerinin katılımı genişletilmelidir. Bu toplantılarda bir önceki dönemden alınan kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol edilmeli ve alınan kararları Valilik internet sitesinde kamuoyu ile açık ve şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.
- Çevre sağlığı çalışmalarında araç gereç, emek gücü ve olanaklar açısından yerelin yetmezlikleri dikkate alınmalı, başta metropol belediyeleri olmak üzere tüm belediye ve kamu kurumlarının destek ve katkıları artırılmalı, deprem bölgesinin unutturulmasının önüne geçilmelidir.
Belediyeye öneriler:
- Sağlıklı su (içme ve kullanma suyu) temininde yerel yönetimlerden/belediyelerden destek sağlanmalıdır.
- Bölgeye taşınan suların alındığı sucul sistemin su kalitesi ilgili belediye tarafından belirlenmeli ve açıklanmalıdır.
- Su depolarının temizliği kontrol edilmeli (belediye tarafından) /izlenmeli, hijyen şartlarına uyulması sağlanmalıdır.
- Kontaminasyon olduğu bir diğer ifade ile kullanım suyuna atık su karıştığı için (Ek1 analiz sonuçları: E.Coli ve amonyum değerlerinden anlaşılmaktadır.)
- Belediyenin yükümlülüğü bu kontaminasyonu önlemektir. Suyun kullanılmaya başlandığı son noktada su kontamine olmuş ise zorunlu durumlarda (şebekeler onarılıncaya, uygun arıtma sistemi dağıtım öncesi kuruluncaya kadar) şebeken kullanılan su;
-
- Belediyenin tarafından uygun şekilde dezenfekte edilmeli
- Dağıtılan suya yeterince dezenfeksiyon yapılmadıysa, kullanımdan önce basit dezenfeksiyon işlemi son kullanım noktasında (evlerde, çeşmelerde, çadır kent kullanım noktasında, konteyner kent kullanımlarında) uygulanmalı. Bu durum (kullanıcının dezenfeksiyonu yapması ancak zorunlu koşullarda uygulanmalıdır. Belediye gerekli düzenlemeyi yapıncaya (şebekeler onarılıncaya, doğru arıtma teknikleri ile su halka ulaştırılıncaya) kadar önerimizdir.
- İçme sularında kullanılan klasik ev tipi arıtma cihazlarının (yumuşatıcı, filtrasyon, aktif karbon vb kompleksleri) kontamine olmuş sular için geçerliliği yoktur. Bu cihazlar kullanılarak kontamine olmuş su içilebilir su haline getirilemez.
Sendika.Org