Cumartesi Anneleri 970. haftada gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için gittiği Galatasaray Meydanı’nda bir kere daha gözaltına alındı. 27 kişinin gözaltına alındığı eylemin ardından yapılan açıklamada en üst yargı makamı olan Anayasa Mahkemesi’nin bile kararlarının yok sayıldığı, buluşmalarının hukuksuzca engellendiği ifade edildi
Cumartesi Anneleri 970. haftada gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için gittiği Galatasaray Meydanı’nda bir kere daha gözaltına alındı. 27 kişinin gözaltına alındığı eylemin ardından yapılan açıklamada en üst yargı makamı olan Anayasa Mahkemesi’nin bile kararlarının yok sayıldığı, buluşmalarının hukuksuzca engellendiği ifade edildi.
Anayasa Mahkemesi’nin Beyoğlu Kaymakamlığı’nın ‘yasak’ kararı hakkında verdiği hak ihlali kararını hatırlatan Cumartesi Anneleri, bu hafta engellenmeselerdi 32 yıl önce gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman’ın akıbetini soracaklarını ifade etti.
Bu suçun devleti yönetenlerin ortak konsensüyle işlendiğini belirten Cumartesi Anneleri, gözaltına alınmalarına, AYM kararına ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın keyfi yasak kararına dair açıklamalarının ardından Hüseyin Toraman’ın hikayesini hikayesini anlattı.
Kayıp yakınları ve hak savunucularını kayıplarını araması, gözlemcilerin yaşanan ihlalleri tespit etmesi, gazetecilerin haber yapması #CumartesiAnneleri970Hafta buluşmamızda böyle engellendi.
Güçlü kişi, inandığı yolda her şeye rağmen yürüyebilendir. pic.twitter.com/khhVy9Jgn2— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) October 28, 2023
Hüseyin Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı İstanbul Kocamustafapaşa’daki evinin önünden silahlı, telsizli, sivil giyimli ve kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı Beyaz Toros’a zorla bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler ve Hüseyin’in eşi de tanık oldu.
Mahallelinin ihbarı üzerine Çınar Polis Karakolu’ndan gelen polis ekibi işlem yapmadan olay yerinden ayrıldı. Baba Ali Rıza Toraman, Çınar Karakolu amirine ulaşarak, “Oğlumu kaçıranlara neden müdahale etmediniz?” diye sordu. Karakol amiri Hüseyin’in kaçırılmadığını, siyasi polisler tarafından gözaltına alındığını, bu nedenle müdahale edemediklerini söyledi. Baba Toraman karakol amiri ile yaptığı görüşmenin ses kaydını aldı.
Aile, İstanbul Emniyetine ve savcılığa başvurdu. Ses kaydı ve tanıklara rağmen Hüseyin’in gözaltına alındığı inkar edildi. Ailenin ısrarlı arayışı olayı basının ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Oluşan kamuoyu baskısı karşısında İstanbul Emniyet Müdürlüğü suskunluğunu bozdu. Emniyet Müdürlüğü, 5 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman’ın polis tarafından arandığını ancak kesinlikle gözaltına alınmadığını açıkladı.
Toraman’ın gözaltında kaybedilmesi soru önergesi ile meclise taşındı. Aile dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, Başbakan Süleyman Demirel ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile görüştü. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 13 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman ile ilgili soru önergesine verdiği cevapta tüm iddiaları reddetti.
Toraman Ailesi’nin Hüseyin Toraman’ın akıbetinin araştırılması talebiyle başvurduğu TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu hazırladığı raporda; “Kayıt dışı gözaltına alınan oğlumuz kaybedildi” diye feryad eden aileye “Gözaltına alındığı ileri sürülen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığına dair hiçbir kayıt bulunamadı” denildi.
Ailenin ve İHD’nin tüm ilgili kurum ve kişilere yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığı inkar edildi. 1991 yılında Fatih Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturma bir sonuca ulaşmadı. 2011 yılında yapılan başvuru sonucunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturma ise “zamanaşımı süresi dolduğundan soruşturmaya yer olmadığı” kararı ile kapatıldı. Yapılan itiraz sonucunda dosya üzerindeki kapatma kararı kaldırıldı. Ancak dosyada bugüne kadar bir gelişme yaşanmadı.
Sendika.Org