Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı tarafından Türkiye’de erkek şiddetiyle mücadelede kolluk uygulamaları raporu yayımlandı. Raporda verilerle kolluğun görevlerine, kolluk personelinin deneyimine, kolluk uygulamalarına, savcılık ve Aile Mahkemelerinin sorumluluklarına değiniliyor
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, “Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Kolluk Uygulamaları” raporunu yayımladı. Vakıftan destek alan 13 kadının Kadın Destek Uygulaması’na (KADES) ilişkin deneyimine yer verilen raporda, “KADES ile ilgili kullanıcı deneyimini paylaşan kadınların 5’i kötü uygulamayla karşılaştığını ifade etmiştir. Karşılaşılan olumsuz uygulamalar; polisin geç gelmesi ya da yanlış adrese gelmesi, gelen polislerin eksik ya da yanlış uygulama gerçekleştirmesi olarak aktarılmıştır” denildi.
1 Mart 2022 – 1 Mart 2023 tarihleri arasında Mor Çatı’nın veri sistemine kayıtlı olan, dayanışma merkezinden ya da sığınağından destek alan kadınların ve çocuklarının deneyimleri ve onlarla dayanışma kuran gönüllülerin tanıklıkları var.
6284 sayılı Kanun ile şiddete maruz kalan kadının korunması için kolluğa mahkeme veya mülki amir kararı aramadan uygun barınma yeri sağlanması, geçici fiziki koruma altına alınması, şiddet uygulayanın hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, şiddet uygulayanın konuttan derhal uzaklaştırılması, şiddet uygulayanın şiddete maruz kalan kişiye, çocuklara ve yakınlarına yaklaşmaması gibi koruyucu ve önleyici tedbirler alma ve tedbir kararlarının uygulanması görevi verilmektedir. Kanunla beraber kolluğa, bazı koruyucu ve önleyici tedbirleri, ilgili makamdan tedbir kararı olmasa bile, geçici olarak uygulama yetkisi verilmektedir. Buna göre, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde (acil durumlarda) kolluk birimleri mahkeme veya mülki amir kararı aramadan (daha sonra onay almak üzere) şiddete karşı tedbir kararı almak durumundadır. Bu anlamda kolluğun hem şiddet henüz gerçekleşmeden alınacak önleyici tedbirler hem de şiddete maruz kalan kadınların korunması ve can güvenliğinin sağlanmasında sorumluluğu birincildir.
Kolluk birimlerine yapılan başvurularda yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
- Şiddete maruz kalan kadın, kendisinin başvurusu yahut KADES veya telefonla ihbar üzerine polis devriye ekibinin olay yerine intikal etmesi üzerine büro amirliklerine getirilmelidir.
- Eğer başvuru herhangi bir karakola yapıldıysa, başvuran kadın Aile içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerine yönlendirilir. Eğer ekonomik nedenlerle ya da güvenlik riski nedeniyle kendi gitme imkanı yoksa karakoldan büroya polis eşliğinde götürülmelidir.
- Büro amirliğinde görüşme yapılmalı ve 12 sayfalık inceleme formu doldurulmalıdır. Bu form bir “risk analizi” içerir ve bu analize göre tedbir kararları alınması beklenmektedir.
- İnceleme formu doldurulduğu anda ŞÖNİM sisteminde bu form görünür hale gelmelidir.
- 12 yaş altı çocuklar için pedagog ve avukat eşliğinde ifade alınmalıdır.
- Kadın gerekirse darp raporu için hastaneye götürülmelidir.
- Gerekirse polis kadının adliyeye gitmesi için refakat etmelidir.
- Kadının ŞÖNİM’e gitmesi gerekiyorsa polis eşliğinde götürülmelidir.
- Kadının sosyal yardım ihtiyacı varsa SYDV’ye başvurusu yapılmalıdır.
Kolluk personeli, şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığına, şiddetin dinamiklerine ve şiddete maruz kalan kadınların ihtiyaçlarına dair bilgileri olmadığı için kadınların ihtiyaç duydukları hizmeti sunmakta yetersiz kalmaktalar. Bu nedenle kadınların ihtiyaçlarına bakılmaksızın en sık verilen tedbirin uzaklaştırma kararı olduğunu görüyoruz. Bir kolluk personeli bu uygulamayı şu sözlerle anlatıyor: “Uzaklaştırma veriyoruz, yolluyoruz. Ne yapacaksın başka? Şikayetçi olmuyor ki.”
Bu örneğe baktığımızda, kadınların maruz kaldığı şiddete dair ihtiyaç duydukları bütüncül sosyal destek ile kolluk personelinin bu konudaki bilgisizliğinin kesişimi olduğunu görüyoruz. Kolluk personelinin kadınların şiddet ortamına dönmesinin ardındaki nedenleri görebildiği durumlarda ise, kendi yetkisini aşan durumlar olması nedeniyle bir aksiyon alması mümkün olmuyor. Bir sosyal çalışmacının eksikliği bu durumlarda özellikle göze çarpıyor. Örneğin kadınların aldıkları tedbiri aile baskısı ya da yoksulluğa düşme riski nedeniyle yine kadınların kendilerinin kaldırdıkları gözlemlerini paylaştılar.
1 Mart 2022 ve 1 Mart 2023 tarihleri arasında toplam 1181 kadın Mor Çatı’nın dayanışma merkezinden destek almış, 36 kadına sığınak desteği sağlanmıştır. Dayanışma merkezinde destek sağlanan 168 kadın, kolluk birimlerine başvuruda bulunduğunu belirtmiştir. Sığınakta kalan kadınlardan ise 23’ü kolluk birimlerine başvuruda bulunmuştur. Başvuruda bulunan kadınların paylaşımlarından 71 uygulamada polisin yapması gerekeni yaptığı görülürken, 22 iyi uygulama, 91 kötü uygulama tespit edilmiştir. Polisin yapması gerekeni yaptığı uygulamalar, uzaklaştırma kararının kanuna uygun olarak çıkarılması, darp raporu almak için hastaneye götürülmesi, şikayeti kayıt altına almak gibi kolluğun görevi çerçevesinde gerçekleştirdiği işlemlere işaret etmektedir. İyi uygulamalar, kolluğun yetkisini kadının özellikli durumunu dikkate alarak ya da kolluk görevlilerinin kişisel inisiyatifiyle harekete geçerek kadınları desteklediği uygulamalar olarak ortaya çıkmıştır. Kötü uygulamalar ise eksik ve yanlış uygulama yapılması, caydırıcı tutumlar, uzlaştırmaya zorlama ve kolluk görevlisinin şiddet uygulaması kategorilerinde değerlendirilmiştir.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici çözüm olarak sıklıkla işaret edilen araçlardan biri de KADES uygulamasıdır. İçişleri Bakanlığı, web sitesinde uygulamanın amacını “KADES uygulaması, son yıllarda giderek artan kadına şiddet olaylarının önüne geçebilmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla geliştirilmiş. Eşinden veya bir başkasından şiddet gören ya da şiddete maruz kalma ihtimali olan kadınlar, akıllı telefonları üzerinden yapacakları ihbarlarda hızlı bir şekilde bu iş için kurulan Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne ulaşabiliyorlar.” diye açıklamıştır.
1 Mart 2022 ve 1 Mart 2023 tarihleri arasında Mor Çatı’dan destek alan 13 kadın KADES ile ilgili deneyimini paylaşmıştır. Bununla beraber, kadınlara bire bir destek sağlayan Mor Çatı gönüllüleri başvuran kadınların hemen hepsine KADES ile ilgili bilgi vermiş ve acil durumlarda kullanılması için uygulamaya işaret etmiştir. KADES ile ilgili kullanıcı deneyimini paylaşan kadınların 5’i kötü uygulamayla karşılaştığını ifade etmiştir. Karşılaşılan olumsuz uygulamalar; polisin geç gelmesi ya da yanlış adrese gelmesi, gelen polislerin eksik ya da yanlış uygulama gerçekleştirmesi olarak aktarılmıştır. Bir kadın ise olumsuz kullanıcı deneyimi aktarmış, teknik zorluğun üstesinden gelemediği için uygulamadan faydalanamamıştır.
Tedbir kararları genellikle polise başvuru esnasında savcılık izniyle polis tarafından verilse de kararın onaylanması, kaldırılması ya da uzatılması konusunda ve koruma kararlarının ihlal edildiği durumlarda uygulanacak yaptırımlarda savcılar yetkili birim olarak ortaya çıkmaktadır. Savcılar ayrıca polis tarafından ya da doğrudan kadınların başvurularıyla gelen şikayetlerde soruşturmayı başlatmakla yükümlülerdir. Burada, yapılan şikayetin suç kapsamına girip girmeyeceği, şikayete tabi veya resen soruşturulabilen bir vaka olup olmadığı savcılık tarafından ele alınmaktadır. ŞÖNİM’lerin etkisiz hale getirildiği bugünkü sistemde kadınlar sıklıkla şiddetle mücadelede haklarına dair ilk bilgilendirmeyi savcılıktan almak durumunda kalmaktadırlar. Savcılığın bu anlamda kadınlara başvurabilecekleri koruma ve tedbir kararlarına dair bilgilendirme yapması, gerekirse ihbar yükümlülüğünü kullanarak aile mahkemesine ihbarda bulunması gerekmektedir. Oysa kadına yönelik şiddet başvuruları şikayete tabi olmasa bile, uygulamada genellikle ancak kadının şikayetiyle savcılık tarafından harekete geçildiğini deneyimliyoruz. Tehdit, hakaret gibi suçlarda yeterli delil olmadığı bahane edilerek ve sunulan deliller türlü nedenlerle kabul edilmeyerek takipsizlik kararları verilmektedir. Savcıların resen soruşturma açılabilecek kadına yönelik şiddet vakalarında ihbar yükümlülüğü görevlerini yerine getirmediklerini, aile mahkemeleri tarafından, koruma kararlarının ihlal edildiği durumlarda uygulanması gereken yaptırımların uygulanmadığını görüyoruz.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede kilit bir rolü olan kolluk birimlerinin sistemde konumlanış biçiminin sorunlu olduğunu ve bu durumun bir dizi kötü uygulamayı tetiklediğini görüyoruz. Kolluk birimlerinin görevlerine bir sosyal hizmet uzmanının sunabileceği hizmetleri tanımlamak, sistemin işlemesini en başından imkansız hale getiriyor. Bu nedenle kötü uygulamalar yaygın bir pratik olarak gözlemleniyor. Kuşkusuz cinsiyetçi bakış açısı ile hareket etmek, kadınların maruz kaldıkları kötü uygulamaların temel nedeni. Bir diğer yandan kolluk birimi gibi emir komuta zinciri içerisinde görev yapıp kanunları eksiksiz uygulamakla yükümlü bir mekanizmada kötü uygulamalar ile karşılaşılması denetim eksikliği ve sistemsel sorunların da işaretçisi.
Raporun sonunda kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalara dair öneriler bulunuyor.
Bu raporda şiddetle mücadelede ilk başvuru mercii olarak tanımlanan, aynı zamanda kadınların şiddete maruz kaldıklarında en sık başvurdukları ve en çok kötü uygulamalar ile karşılaştıkları kolluk birimleri ile KADES uygulamasını merkeze aldık.
— Mor Çatı (@morcativakfi) August 9, 2023
Sendika.Org