CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, “25 milyona ulaşan değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir” dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu sözlerine, cezaevlerinde tutulan siyasetçileri, gazetecileri, avukatları anarak başladı.
“Değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir” diyen Kılıçdaroğlu konuşmasında, ” Yeni değişimleri üretme görevi de benimdir” ifadelerini kullandı
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Acılar var evet, bayramda da yaşandı. Sivas Katliamı’nın 30. yılı. Aydınların, gazetecilerin, şairlerin yakıldığı bir Türkiye… Asla kabul edilemez. Dünyanın hiçbir yerinde. Bir şairin, bir ozanın, bir insanın yakılarak öldürülmesi kadar vahşi bir şey yoktur ve bu bir insanlık suçudur. O ateş hala içimizde yanıyor. Adaletin sağlanması lazım. Adaletin olmadığı bir dünyada insan haklarından söz edemezsiniz. Adaletin olmadığı bir dünyada özgür düşünceden söz edemezsiniz. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçtur Sivas olayları… Zaman aşımı olmaması lazım. Takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Can Atalay… 50 günü geçti. Nasıl bir dünyada, nasıl bir ülkede yaşadığımızı daha güzel bir örnek göstermez herhalde. YSK, vekil adayı olabilirsin diyor. Vekil seçiliyor. Tutuklusunuz, mahkum değilsiniz ve dışarı çıkarılmıyorsunuz. Numan Kurtulmuş’a seslenmek isterim. Bir TBMM Başkanı, yasalara aykırı şekilde hapiste tutuluyorsa ve kendisi girişimde bulunmuyorsa TBMM’nin itibarını ayaklarının altına alıyor demektir. Kurtulmuş’a çağrı yapıyorum. Cindoruk’un yazılarını çıkarabilir, nasıl mücadele ettiğini görebilir. Artık TBMM Başkanı karar alırken, saraydan irade almamalı.
Gezi davası tutukluları başlı başına bir dramdır. Yargıtay kararının bir an önce açıklanması lazım. Onlar da saraydan bekliyor görüş. Bir yargıcın, savcının iradesi saraya ipotek edilemez. İpotek ediliyorsa o artık yargı mensubu değildir.
Osman Kavala tam 2072 gündür özgürlüğünden mahkum edildi. AİHM kararı var suçsuzdur diye. Türkiye’de iki ayrı mahkeme tahliye kararı verdi. İki mahkeme beraat için karar verdi ama kararları takan kim. Ben vicdan sahibi herkese sormak isterim, neden içeride? Yapmayın etmeyin diye uyarılar var.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Merdan Yanardağ… Bir gazeteci, bir yazar, televizyoncu. Niçin içeride? O da 7 gündür tutuklu. Bir komisyon oluşturduk partide, ziyaret edildi. Bir gazeteciyi tutuklamak, hangi aklın işidir? Troller devreye giriyor, her suçlama yapılıyor. Suçlamalardan sonra savcılar harekete geçiyor. Tutuklanmaması gereken bir konuda tutuklama kararı veriliyor. Akıl alır gibi değil.
CHP, bir tek adam partisi değildir. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Atatürk’ten, günümüze CHP her zaman bir kadro partisi olmuştur. Bir tek adam partisi hiç olmamıştır. Tarihinde doğruları yanlışları olmuştur. Ama bu hareket her zaman haksızlığa uğrayanların, adalete susamışların yanında olmuştur. CHP’nin tüm kadroları dünden bugüne siyasi yaşamlarının hiçbir döneminde kişisel ikballerinin peşinde koşmamışlardır. Atatürk gibi saray ve işgal kuvvetlerinin iştihamlı hayatını elinin tersiyle itip kuvayi milliyeyi kurmuştur. İnönü, 1950 seçimleri sonuçlarını benim en büyük zaferimdir diye nitelendirmiştir. Ecevit, uluslararası tüm tehditlere pahasına Kıbrıs’a barış harekatı düzenlemiştir. Baykal, 1 Mart tezkeresindeki kararlı duruşuyla Türkiye cumhuriyetini orta doğu kaosunun dışında tutmuştur. Atatürk’ün sözleriyle, ‘CHP’nin kuruluşundan günümüze, tüm yönetici kadrolarının ortak felsefesi vatandaşlarımızı her türlü ayrılıktan ve ayrılmadan uzak tutmaktır.
Ne ben tek başıma 25 milyon kişiyi bu namuslu davama tek başıma kattım ne de CHP kattı. Ne mutlu bize ki bu 25 milyon kişinin tamamı haksızlık karşısında susmama, dilsiz şeytan olmama inancımızın koalisyonunda olmak istediler. Onlar mücadelemizin parasız, pulsuz, çıkarsız, namuslu yolun bu olduğunu gördüler.
Şimdi gelelim liderlik ve değişim meselesine. Bizler 25 milyon gibi birçok ülkenin toplam nüfusuna sahip insanla birlikte çıkarsız, parasız, sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak, başörtülüsü, başı açığı, seküleri, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’e uzanan kitlelerdir. Asla görüşülemez denilen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır. Neden bizden değilsin diye o tarafı görmezden geleceğine onların yanına gidip ellerini tutmaktır. Bugün bu değişimi yaparak 25 milyonu davamıza kattık, yarın 25 milyonu davamıza katacağız. 25 milyonu bir araya getirme başarısı sadece bana, lidere ait değil.
Tüm kara propagandaya, sahtekarlıklara, devlet bürokrasisinin gücüne rağmen hakkın yanında yer alabilmişsek bu 25 milyon olarak hepimizin başarısıdır. Başarıyı tek başıma üstlenmem ama bu birlikteliği başarısızlık olarak tanımlarsanız o zaman karşınızda dikilirim. 25 milyona dokundurtmam. 25 milyonun hakkını hukukunu kimseye yedirtmem. 25 milyona ulaşan bu değişim yeterli değilse, başarısızlık benimdir. Bu sayıyı artıracak yeni değişimleri üretme görevi de benimdir. Bugünkü görevim 25 milyondan bir kişiyi feda etmeden ülkemin, namuslu, hakkın yanında olan kitlelerin sayısını artıracak süreci yürütmektir. Masalar kurarak, Halil İbrahim sofraları kurarak, değişimin sadece bir gün değil hayat boyu süren bir süreç olduğunun idrakiyle yönetmektir.
Bu partinin elbette başka liderleri de olacaktır. O zaman da bugün de ben aynı kalacağım. Bugün CHP lideri olmam ya da olmamam hiçbir şeyi değiştirmez. Biliyorum ki saray saltanatının karşısında hep beraber durup mücadelemizi sürdüreceğiz otoriter yönetimden Türkiye’yi kurtarıncaya kadar. Ben CHP’nin başında olsam da olmasam da birleştirdiğimiz bu 25 milyonluk demokrasi kitlesi hakkın yanında duranların kitlesi olacak, hiçbir zaman bir liderin güdümünde olmayacaktır.
Bizler değişimin ancak bir parçasıyız. Devrimlerin tek bir lideri olmaz. Devrime inanan halklar olur. Tüm başarı halkın kendisinindir. Biz CHP’nin her bir neferi, en az 25 milyondan oluşan halkımızla birlikte onların yoldaşı olarak değişime ışık tutmaya devam edeceğiz.
Haramilerin saltanatlarını liderler değil halklar yıkmıştır. Bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır.
Sendika.Org