İzmir Kadın Platformu, kız çocuklarının okullaşmasını artırmak bahanesiyle karma eğitime son verilmesine, eğitim sisteminin dini kuralara göre biçimlendirilmesine tepki gösterdi
İzmir’de bugün (19 Temmuz) saat 19.00’da bir araya gelen kadınlar “kız okulları”na karşı eylemdeydi. Cinsiyetçi eğitime karşı eylemde bir araya gelen kadınlar karma eğitime dil uzatılmasına tepki gösterdi.
İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelenler basın açıklaması yaptı.
Açıklamada şunlar söylendi:
Eğitimin laik, bilimsel ve demokratik ilkeler çerçevesinde yürütülmesi yerine, pedagojiden tamamen uzak ideolojik bakış açısıyla, AKP iktidarının “dindar nesil yetiştirme” hedefi ile bire bir uyumlu açıklamalar yapmaları bizler açısından şaşırtıcı değildir. MEB verilerine göre okula gitmeyen ve açık ortaokul ve açık liselerde okuyan 1.5 milyon kız öğrencinin akıbetini bilmiyoruz. Milli Eğitim Bakanı bunları tespit ederek kız öğrencileri örgün eğitime kazandırmak yerine hiçbir bilimsel veriye dayanmadan yaptığı açıklamalarla asıl sorumluluklarından kaçınmaktadır.
Siyasi iktidarın seçimden önce kurduğu gerici ittifaklarla toplumu siyasal İslam temelinde yeniden inşa etme politikası, seçimden hemen sonra Milli Eğitim Bakanı tarafından uygulanmaya konmak istenmektedir. Bunun için eğitimde yaşanan muhafazakarlaşma uygulamalarına her gün bir yenisini ekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum(ÇEDES) projesi kapsamında manevi danışman olarak görevlendirilen Kur’an kursu hocaları, imam ve din hizmetleri uzmanı, okullardaki öğrencilere değerler eğitimi vermesi için imzalanan protokol de bunlardan bir tanesidir. Milli Eğitim Bakanı, eşitliği, laikliği ve demokrasiyi hedef alırken Anayasayı ve uygulamakla yükümlü olduğu mevzuatı yok saymakta, eşitlik ilkesini çiğnemektedir.
Kendi dünya görüşüne göre toplumu dönüştürmek isteyenler, amaçlarına eğitim sistemini değiştirmekle ulaşabileceklerini çok iyi bilmektedir. Haliyle siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanı, harem selamlık bir eğitim sistemini topluma dayatarak tek tip toplum yaratma arzusunu yaşama geçirmeye çalışmaktadır.
Belirtmek isteriz ki bu açıkça anayasal bir suçtur! Ebeveyn haklarını kendi amaçları için kutsarken çocuk haklarını bir kenara itebilme cüretini kendilerinde görebilenlerin karma eğitim düşmanlığı yeni değildir. Yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı dinselleştirme politikalarının hedefindedir.
Çocukların üstün yararını gözetmeyen laiklikle ve bilimsel eğitimle örtüşmeyen bu politikalar aynı zamanda kadın mücadelesine saldırıdır. İstismara, şiddete, cezasızlık politikalarına çözüm üretmeyen iktidar, bu saldırıları daha da derinleştiren, çocukları ciddi risklerle karşı karşıya getiren, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini arttıran, kadınları kamusal alanlardan uzaklaştıran ve ev içine hapseden uygulamalarla karşı karşıyayız. Artık çok iyi biliyoruz ki AKP-MHP merkezli ittifak, her türlü sömürüyü, yoksullaştırmayı, zulmü, eşitsizliği, ayrımcılığı ve baskıyı dinselleştirme politikalarıyla harmanlamaktadır. Liseleri cinsiyetçi kodlarla kız erkek olarak ayırma girişimi, kadın üniversiteleri ve şimdi kız okulları ile kamusal alanın tamamen cinsiyete dayalı olarak yeniden inşa edilmeye çalışıldığının farkındayız.
Kadınlar olarak laikliği, demokrasiyi, cinsiyet eşitliği ve özgürlüğü hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında, bulunduğumuz her alanda direneceğimizi belirtmek istiyoruz. Karma eğitimi kaldırmak isteyenlerin cüretini örgütlü mücadelemizle alaşağı edeceğiz! Kız çocuklarının evlere, ailelere, anneliğe sıkıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Kadınları kamusal alanlardan dışlamaya çalışan gericiliğe inat okullardayız, sokaklardayız, buradayız.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin, “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum” dediğini iddia etti. Tekin’in kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak ve velileri ikna etmek için “kız okulları da açabilmeliyiz” demesi üzerine karma eğitim ile igili tartışma başladı. Asıl amacının okullaşma oranını artırmak olduğunu ve karma eğitimi esas aldığını söyleyen Tekin’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) de destek geldi. Hüda-Par Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Meclis Genel Kurulu’nda besmele çekerek başladığı konuşmasında Milli Eğitim Bakanı’na destek verdi ve “Kimse çocuklarını karma eğitim veren kurumlara göndermeye zorlamasın. Kız okulları da olsun erkek okulları da. Aynı şekilde karma eğitim veren okullar da” dedi. Bir destek de Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’den geldi. Çocukların hangi üniversiteye gideceğine kendilerinin ve ailelerinin karar vereceğini söyleyen Destici, gerekirse kadın üniversiteleri ve kadın hastaneleri de açılabileceğini söyledi.
TBMM’deki tartışmaya TİP milletvekili Sera Kadıgil de katıldı. Cumhuriyet TV’ye konuşan Kadıgil, Tekin’in nabız yokladığını ve karşı devrimci iktidarın laik cumhuriyetle, kadınlar üzerinden hesaplaşmaya çalıştığını söyledi. Başta kadınlar olmak üzere herkesi, en sert tepkiyi vermeye çağırdı. Tartışmalar devam ederken, avukatlar, kadın dernekleri ve eğitimciler, bu konuda nabız yoklanmaması gerektiğini ve toplumun tepki gösterme zamanı olduğunu söylediler. Daha sonra da Tekin’in, açıklamalarının ardından çevresine kendisini “derdimi anlatamadım” sözleriyle savunduğu öne sürüldü. “Kendimi yanlış ifade ettim, öyle demek istemedim” dediği belirtilen Tekin’in, “karma eğitime karşı çalışmalar yapılabileceği” yönündeki yorumlara işaret ederek, “Böyle bir niyetim yok, böyle bir hazırlık da yok. Niyetim kız çocuklarının okumasıydı” ifadelerini kullandığı kaydedildi. Dün (18 Temmuz) bir tepki de Kocaeli’den geldi. Bugün (19 Temmuz) İstanbul ve İzmir’de eylemler yapıldı.
Sendika.Org