Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” raporunu sundu. Kurul yaptığı açıklamada “Depremle birlikte eğitim sistemi de enkaz altında kalmıştır” dedi
Türkiye’de 70 bin 383 eğitim kurumunda 17 buçuk milyon öğrenci ve 1 milyon 139 bin öğretmen bulunuyor. Yarın (16 Haziran), 2022-2023 eğitim-öğretim yılının sona ermesi ile birlikte öğrencilerin yaz tatili dönemi başlayacak.
Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, bugün Ankara’da Eğitim-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısı ile geçen bir yıllık döneme ilişkin hazırladıkları raporu sundu.
Raporda ilk olarak şunlar söylendi:
Eğitimde yaşanan sorunlar artmıştır
Eğitim, herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir haktır. Kamusal eğitimden uzaklaşıldıkça eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanağının ortadan kalktığı, eğitime erişim başta olmak üzere, pek çok konuda yeni eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin ortaya çıktığı bilinmektedir.
Kamusal eğitimden uzaklaşmanın iki temel sonucu bulunmaktadır: Birincisi, devlet okulu ve özel okullar arasındaki nitelik ayrımı, telafisi mümkün olmayan eşitsizliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İkincisi ise kamusal eğitimin tasfiyesi devlet okullarını da ayrıştırarak zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar/şubeler oluşturulması gibi uygulamalar son yıllarda belirgin şekilde yaygınlaşmıştır.
Piyasacı eğitim sistemi, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflemiş, toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri daha da belirgin hale getirmiştir.
Raporun devamında öne çıkanlar şöyle:
- Depremle birlikte eğitim sistemi de enkaz altında kalmıştır
- Çocuklara ve çocuk haklarına yönelik tehditler sürmüştür
- Öğrencilerin beslenme sorunu büyümüştür
- Eğitimi dinselleştirme politikaları yoğunlaşmıştır
- Eğitimde ticarileştirme politikaları sürmüştür
- Özel öğretime destek artmış, devlet okulları kaderine terk edilmiştir
- Eğitim harcamalarının yükü yine velilerin sırtına yıkılmıştır
- Öğretmenlik Meslek Kanunu okullarda ayrımcılık ve eşitsizlik yaratmıştır
- Seçim öncesi yapılan öğretmen atamaları yetersiz kalmıştır
- Hukuksuz KHK ihraçları sorununa çözüm üretilmemiştir
Raporun sonuç kısmında ise şunlar söylendi:
2022/23 eğitim öğretim yılında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim karşıtı kararlar eşliğinde okullarda hayata geçirilmeye devam etmektedir.
Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir.
Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır. Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Sendika.Org